En’âm 116'da zanna tâbî olan çoğunluğun, Bakara 170’e göre atalarının dînine tâbî olanlar, Kehf-56’ya göre de uyarıldıkları şeyleri alay konusu yapanlar olduklarını söyleyebilir miyiz?
Anasayfa » Ana Sayfa » Zan » En’âm 116'da zanna tâbî olan çoğunluğun, Bakara 170’e göre atalarının dînine tâbî olanlar, Kehf-56’ya göre de uyarıldıkları şeyleri alay konusu yapanlar olduklarını söyleyebilir miyiz?
En’âm 116'da zanna tâbî olan çoğunluğun, Bakara 170’e göre atalarının dînine tâbî olanlar, Kehf-56’ya göre de uyarıldıkları şeyleri alay konusu yapanlar olduklarını söyleyebilir miyiz?
Zanna tâbî olan çoğunluk; En’âm-116’ya bakalım:
ve in tutı’ eksere men fîl ardı yudıllûke an sebîlillâh: Eğer itaat edersen, yeryüzündeki insanların çoğuna, seni Allah'ın yolundan dalâlete düşürürler.
in yettebiûne illez zanne: Onlar ancak zanna tâbî olurlar.
ve in hum illâ yahrusûn: Ve onlar, ancak yalan söylerler.
Peygamber Efendimiz (S.A.V) devrinde yeryüzünde bulunanların çoğu, kitap sahiplerinin çoğu, Hristiyanların ve Yahudilerin çoğu ve onun dışında başka dînlerin sahipleri veya dînsizler, onların hepsi için olay aynı. Onlar, Allah'ın söylediklerini çoktan unutmuşlar. Allah'ın yolundan sapmışlar ve yanlışlar üzerine yeni bir dîn kurmuşlar kendilerine, babalarının dînine; atalarının dînine tâbî olanlar.
Bakara-170:
“Onlara: ‘Allah'ın indirdiği şeye tâbî olun.’ denildiği zaman derler ki: ‘Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (yola) tâbî oluruz.’ Peki eğer, onların ataları hiçbir şeyi akıl etmeyen ve hidayete ermeyenler ise de mi?”
Zanna tâbî olan çoğunluk, Bakara-170’e göre atalarının dînine tâbî olanlar. Evet.
“Kehf-56’ya göre de uyarıldıkları şeyleri alay konusu yapanlar olduklarını söyleyebilir miyiz?”
Kehf-56:
ve mâ nursilul murselîne: Biz, resûlleri göndermeyiz.
illâ mubeşşirîne: Sadece müjdelesinler diye.
ve munzirîn: Ve ikaz etsinler, uyarsınlar diye.
Ne olacak? Allah'a ulaşmayı dileyenleri; âmenû olanları müjdeleyecekler ve âmenû olmayanları; Allah'a ulaşmayı dilemeyenleri ikaz edecekler; uyaracaklar.
ve yucâdilullezîne keferû bil bâtılı li yudhıdû bihil hakka: Kâfirler ise hakkı bâtılla iptal etmek için mücâdele ederler.
ve yucâdilullezîne keferû: Onlar ki kâfirlerdir, mücâdele ederler.
bil bâtılı: Batılla.
li yudhıdû bihil hakka: Hakkı batılla iptal etmek için.
vettehazû âyâtî ve mâ unzirû huzuvâ: Ve âyetlerimi ve uyarıldıkları şeyleri alay (konusu) ederler.
vettehazû: İttihaz ederler.
âyâtî: Âyetlerimi.
ve mâ unzirû huzuvâ: Ve uyarıldıkları şeyleri alay konusu ederler.
Şimdi suale dönüyoruz: “En’âm Suresinin 116. âyet-i kerimesinde zanna tâbî olan çoğunluğun, Bakara-170’e göre atalarının dînine tâbî olanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?”
Allah'ın indirdiğine tâbî olun denildiğinde açıkça, “Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola tâbî oluruz.” diyorlar. Evet, bu sebeple böyle olduğunu söyleyebiliriz.
“Kehf-56’ya göre de uyarıldıkları şeyleri alay konusu yapanlar olduklarını söyleyebilir miyiz?”
Evet, söyleyebiliriz. Uyarıldıkları şeyleri alay konusu edenler olduğunu söyleyebiliriz.
6/EN'ÂM-116: Ve in tutı’ eksere men fîl ardı yudıllûke an sebîlillâhi, in yettebiûne illâz zanne ve in hum illâ yahrusûn(yahrusûne).
Ve yeryüzünde bulunanların çoğuna itaat edersen, seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar, ancak zanna tâbî olurlar. Ve onlar, ancak yalan uydururlar.ve in tutı’ eksere men fîl ardı yudıllûke an sebîlillâh: Eğer itaat edersen, yeryüzündeki insanların çoğuna, seni Allah'ın yolundan dalâlete düşürürler.
in yettebiûne illez zanne: Onlar ancak zanna tâbî olurlar.
ve in hum illâ yahrusûn: Ve onlar, ancak yalan söylerler.
Peygamber Efendimiz (S.A.V) devrinde yeryüzünde bulunanların çoğu, kitap sahiplerinin çoğu, Hristiyanların ve Yahudilerin çoğu ve onun dışında başka dînlerin sahipleri veya dînsizler, onların hepsi için olay aynı. Onlar, Allah'ın söylediklerini çoktan unutmuşlar. Allah'ın yolundan sapmışlar ve yanlışlar üzerine yeni bir dîn kurmuşlar kendilerine, babalarının dînine; atalarının dînine tâbî olanlar.
Bakara-170:
2/BAKARA-170: Ve izâ kîle lehumuttebiû mâ enzelallâhu kâlû bel nettebiu mâ elfeynâ aleyhi âbâenâ e ve lev kâne âbâuhum lâ ya’kılûne şey’en ve lâ yehtedûn(yehtedûne).
Ve onlara: “Allah’ın indirdiği şeye tâbî olun!” denildiğinde; “Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (yola) tâbî oluruz.” dediler. Ve eğer, onların ataları hiçbir şeyi akıl etmiyor ve hidayete ermemiş olsalar bile mi?
“Onlara: ‘Allah'ın indirdiği şeye tâbî olun.’ denildiği zaman derler ki: ‘Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (yola) tâbî oluruz.’ Peki eğer, onların ataları hiçbir şeyi akıl etmeyen ve hidayete ermeyenler ise de mi?”
Zanna tâbî olan çoğunluk, Bakara-170’e göre atalarının dînine tâbî olanlar. Evet.
“Kehf-56’ya göre de uyarıldıkları şeyleri alay konusu yapanlar olduklarını söyleyebilir miyiz?”
Kehf-56:
18/KEHF-56: Ve mâ nursilul murselîne illâ mubeşşirîne ve munzirîne, ve yucâdilullezîne keferû bil bâtılı li yudhıdû bihil hakka vettehazû âyâtî ve mâ unzirû huzuvâ(huzuven).
Biz, resûlleri sadece müjdeleyici ve uyarıcı olarak göndeririz. Kâfirler (ise) hakkı bâtılla iptal etmek için mücâdele ederler. Âyetlerimi ve uyarıldıkları şeyleri alay (konusu) ederler.ve mâ nursilul murselîne: Biz, resûlleri göndermeyiz.
illâ mubeşşirîne: Sadece müjdelesinler diye.
ve munzirîn: Ve ikaz etsinler, uyarsınlar diye.
Ne olacak? Allah'a ulaşmayı dileyenleri; âmenû olanları müjdeleyecekler ve âmenû olmayanları; Allah'a ulaşmayı dilemeyenleri ikaz edecekler; uyaracaklar.
ve yucâdilullezîne keferû bil bâtılı li yudhıdû bihil hakka: Kâfirler ise hakkı bâtılla iptal etmek için mücâdele ederler.
ve yucâdilullezîne keferû: Onlar ki kâfirlerdir, mücâdele ederler.
bil bâtılı: Batılla.
li yudhıdû bihil hakka: Hakkı batılla iptal etmek için.
vettehazû âyâtî ve mâ unzirû huzuvâ: Ve âyetlerimi ve uyarıldıkları şeyleri alay (konusu) ederler.
vettehazû: İttihaz ederler.
âyâtî: Âyetlerimi.
ve mâ unzirû huzuvâ: Ve uyarıldıkları şeyleri alay konusu ederler.
Şimdi suale dönüyoruz: “En’âm Suresinin 116. âyet-i kerimesinde zanna tâbî olan çoğunluğun, Bakara-170’e göre atalarının dînine tâbî olanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?”
Allah'ın indirdiğine tâbî olun denildiğinde açıkça, “Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola tâbî oluruz.” diyorlar. Evet, bu sebeple böyle olduğunu söyleyebiliriz.
“Kehf-56’ya göre de uyarıldıkları şeyleri alay konusu yapanlar olduklarını söyleyebilir miyiz?”
Evet, söyleyebiliriz. Uyarıldıkları şeyleri alay konusu edenler olduğunu söyleyebiliriz.
