Meryem 76'ya göre hidayetin artırılması ile salih amel, yani nefsi ıslâh eden amel, zikir arasında paralel bir ilişkiden söz edebilir miyiz?
Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Meryem 76'ya göre hidayetin artırılması ile salih amel, yani nefsi ıslâh eden amel, zikir arasında paralel bir ilişkiden söz edebilir miyiz?
Meryem 76'ya göre hidayetin artırılması ile salih amel, yani nefsi ıslâh eden amel, zikir arasında paralel bir ilişkiden söz edebilir miyiz?
Burada, Meryem Suresinin 76. âyet-i kerimesinde:
"vel bâkıyâtus sâlihâtu hayrun inde rabbike" diyor.
"Bâki olan salih ameller, Allah’ın katında daha büyük sevaba sahiptir, daha hayırlıdır."
Öyleyse "Meryem 76'ya göre hidayetin artırılması ile salih amel yani nefsi ıslâh eden amel, zikir arasında paralel bir ilişkiden söz edebilir miyiz?"
Hidayette olanların hidayetini artırırız. "vel bâkıyâtus sâlihâtu: Salihatın, nefsi ıslâh edici amellerin devamlılığı, bakiyesi, sonucu, Rabbinin indinde sevap olarak hayırdır." diyor. Ne demek istiyor? Nefsimizi tezkiye etmek için zikir yaparız. Zikrimiz arttıkça giderek daha salih birisi oluruz, daha ıslâh edilmiş birisi oluruz. Daimî zikre ulaştığımız zaman da, nefsimizi Allah’a teslim ederiz. Sonra da salihlerden oluruz ve salihlerden olmak için daimî zikre ulaşmak şarttır. Öyleyse burada, bâki olan ameller, kalıcı ameller, yani zikrin kalıcı olması, bâki olması, kalıcı olması neticesinde hayrın daha büyük olduğunu söylüyor Allahû Tealâ. Hayırla zikir arasında kesin bir ilişki söz konusu. Biliyorsunuz ki daimî zikrin sahipleri, sonsuz hayrın sahipleridir. Allahû Tealâ daimî zikrin sahiplerini, sonsuz hayrın sahipleri olarak kabul ediyor. Yani kim daimî zikre ulaşmışsa Allahû Tealâ onlara, "hayır sahipleri" diyor, "hayır ehli" diyor, "ehli hayr." "Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet vermişse, ona büyük hayır verilmiştir." diyor Allahû Tealâ. Neden daimî zikrin sahipleri ehli hayır olur (hayır ehli olur)? Daimî zikrin sahipleri olduğu için, devamlı derecat kazanırlar. Derecat kazandıran ameller de hayırdır bu sebeple.
19/MERYEM-76: Ve yezîdullâhullezînehtedev huden, vel bâkıyâtus sâlihâtu hayrun inde rabbike sevâben ve hayrun meraddâ(meradden).
Ve Allah, hidayette (hidayete ermiş) olanların hidayetini arttırır. Bâki olan salih ameller, Rabbinin indinde sevap bakımından daha hayırlıdır ve dönüş (karşılığı olan mükâfat) bakımından (da) daha hayırlıdır."vel bâkıyâtus sâlihâtu hayrun inde rabbike" diyor.
"Bâki olan salih ameller, Allah’ın katında daha büyük sevaba sahiptir, daha hayırlıdır."
Öyleyse "Meryem 76'ya göre hidayetin artırılması ile salih amel yani nefsi ıslâh eden amel, zikir arasında paralel bir ilişkiden söz edebilir miyiz?"
Hidayette olanların hidayetini artırırız. "vel bâkıyâtus sâlihâtu: Salihatın, nefsi ıslâh edici amellerin devamlılığı, bakiyesi, sonucu, Rabbinin indinde sevap olarak hayırdır." diyor. Ne demek istiyor? Nefsimizi tezkiye etmek için zikir yaparız. Zikrimiz arttıkça giderek daha salih birisi oluruz, daha ıslâh edilmiş birisi oluruz. Daimî zikre ulaştığımız zaman da, nefsimizi Allah’a teslim ederiz. Sonra da salihlerden oluruz ve salihlerden olmak için daimî zikre ulaşmak şarttır. Öyleyse burada, bâki olan ameller, kalıcı ameller, yani zikrin kalıcı olması, bâki olması, kalıcı olması neticesinde hayrın daha büyük olduğunu söylüyor Allahû Tealâ. Hayırla zikir arasında kesin bir ilişki söz konusu. Biliyorsunuz ki daimî zikrin sahipleri, sonsuz hayrın sahipleridir. Allahû Tealâ daimî zikrin sahiplerini, sonsuz hayrın sahipleri olarak kabul ediyor. Yani kim daimî zikre ulaşmışsa Allahû Tealâ onlara, "hayır sahipleri" diyor, "hayır ehli" diyor, "ehli hayr." "Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet vermişse, ona büyük hayır verilmiştir." diyor Allahû Tealâ. Neden daimî zikrin sahipleri ehli hayır olur (hayır ehli olur)? Daimî zikrin sahipleri olduğu için, devamlı derecat kazanırlar. Derecat kazandıran ameller de hayırdır bu sebeple.
Benzer konular
