Hidayet, insan ruhunun Allah'a ulaşması mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Hidayet, insan ruhunun Allah'a ulaşması mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Hidayet, insan ruhunun Allah'a ulaşması mıdır?

Es selâmu aleykum ve rahmetullâhi ve berekâtuhu! (Ve aleykum selâm ve rahmetullahi ve berekâtuhu.) İlâhiyat mezunu bir arkadaşıma: “Hidayet; insan ruhunun Allah'a ulaşmasıdır.” dedim. O bana: “Öyle şey olur mu?” dedi. (Harika! Hay Allah razı olsun.) “Bunları, kim uyduruyor?” dedi.

Biz. Eğer “uyduruyor” diyorsan, o zaman Kur'ân uyduruyor. Kur'ân’ı bir uyduruk olarak mı değerlendiriyorsun, Azîz ilâhiyat fakültesi mezunu kardeşimiz?

“Ben âyetleri gösterdim, âyetleri okudum. Bunların mânâsı bu değildir. Duruma göre âyetlere mânâ verdiğimizi söyledi. Sonra “İnsan, 3 vücuda sahiptir.” deyince, bu sefer de insanın bir vücudu bir de nefsinin olduğunu söyleyerek, nefs iyi olursa ruh olur.” dedi.

İşte bunlar, hep klasik, Allah'ın söylediklerini asla tutmayan, bu insanların ağzında yüzyıllardan beri, insanlardan insanlara nakledilen, Kur'ân’ın bir tarafa bırakılmasıyla, bütün insanları cehenneme götüren bir kültürün sahibi olmamızda temel faktörlerin, bu ilâhiyat mezunu olan zavallı kardeşimizde oluştuğunu görüyoruz. En çok onlara acıyorum. İlim üzere cehenneme gidecek olanlar. Allahû Tealâ çok güzel söylemiş onlar için.

Câsiye Suresinin 23. âyet-i kerimesinde:

45/CÂSİYE-23: E fe raeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gışâveten, fe men yehdîhi min ba’dillâhi, e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).
Hevasını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde) çekti. Bu durumda Allah’tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?


“Onlar ki (hevalarını kendilerine ilâh edinenler) Allah onları, ilimleri üzere dalâlette bırakır.”

İşte bu kardeşimizde dalâlette. Bu ilâhiyat fakültesi mezunu olan kardeşimiz de ilim üzere dalâlette bırakılır.

Ve Allahû Tealâ diyor ki: “Onların görme hassalarındaki gışaveti mühürleriz, örteriz. Onların işitme hassalarını mühürleriz. Onların kalplerindeki idrak hassalarını da mühürleriz.” diyor Allahû Tealâ. “Ama onları, ilimleri üzere dalâlette bırakırız.”diyor.

Bu kardeşimiz de ilâhiyat mezunu. İlâhiyat fakültesinde insanlara, “Allah'a ulaşmayı dilemeyi” öğretmiyorlar. Öğretmedikleri için, o okuldan mezun olan hiç kimse, hakikatleri öğrenmek konusunda bir talebin sahibi değilse, Allah'ın cennetine giremez ve dalâletten kurtulamaz. Ömür boyunca dalâlette kalır. Ve gideceği yer, bu kardeşimiz gibi insanların gideceği yer; cehennemdir.

“Sen bunları nereden öğrendin?” dedi. “Ben de Mehdi Aleyhisselâm’dan öğrendim.” dedim. O zaman da, “Bu Mehdi’nin geleceğine inanmıyorum.” dedi. (Bu kardeşimizin gerçekten ilâhiyattan mezun olduğuna ben inanmamaya başladım.) “Bir daha bu konuyu benimle konuşma.” dedi. Bu hususta ne buyurursunuz?

O, merak ediyorsa, seninle konuşmasın. O, bizimle konuşsun. Kur'ân-ı Kerim’i açalım beraberce ve kozumuzu paylaşalım.

Benzer konular