Allahû Tealâ buyuruyor ki Şuarâ-221’de:
26/ŞUARÂ-221: Hel unebbiukum alâ men tenezzeluş şeyâtîn(şeyâtînu).
Şeytanlar kimlere iner size haber vereyim mi?
26/ŞUARÂ-222: Tenezzelu alâ kulli effâkin esîm(esîmin).
(İftira eden) yalancı günahkârların hepsine inerler.
26/ŞUARÂ-223: Yulkûnes sem’a ve ekseruhum kâzibûn(kâzibûne).
Onlar, (şeytanlara) kulak verirler (dinlerler) ve onların çoğu yalancıdırlar.
hel unebbiukum alâ men tenezzeluş şeyâtîn(şeyâtînu): Şeytanlar kimlere iner, size haber vereyim mi?
tenezzelu alâ kulli effâkin esîm(esîmin): Bütün yalancı ve iftira eden, yalancı ve günahkârların hepsine inerler.
yulkûnes sem’a ve ekseruhum kâzibûn(kâzibûne): Onlar, onlara (şeytanlara) kulak verirler ve onların çoğu tekzip edenlerdir, Allah'ın âyetlerini yalanlayanlardır.
“İftiracılar ve günahkârlar kimlerdir, hangi vasıftadırlar?” diyor kardeşimiz.
İşte bugün dîn adamlarının genel çerçevesine baktığınız zaman bir grup görüyorsunuz. Dîni bildiklerini zanneden ve Allah'ın hakikatlerinden haberdar olmayan o insanların yazdıkları kitaplardan edindikleri dîn bilgisiyle, üniversitede öğrendikleri dîn bilgisi ile dîni bildiklerini zanneden insanlar. İşte onlar, Allah'a ulaşmayı dilemezler. Ne Allah'a ulaşmaktan ne fizik vücudu Allah'a teslim etmekten ne nefsi Allah'a teslim etmekten ne iradeyi Allah'a teslim etmekten haberdar değillerdir. Bunların hepsinin farz olduğunu da bilmezler; bütün sahâbenin bunları gerçekleştirdiğini de. Onlar Kur'ân’ı unutmuş olanlar.
İşte hem iftira ederler; şu anda dünyada bize iftira eden pek çok insan var meselâ. Ve onlar, Allah'ın dostlarına karşı çıkanlar. Onlar, Allah'ın âyetlerini ve Allah'ın resûllerinin söylediğini tekzip edenler, yalanlayanlardır.