İslâm deyince herkes “Teslim dînidir.” diyor. Ancak neyimizi, nasıl teslim edeceğiz farkında değiliz. Acaba bize bu konuyu açıklayabilir misiniz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Kur’ân-ı Kerim'deki Temel Emirler » İslâm deyince herkes “Teslim dînidir.” diyor. Ancak neyimizi, nasıl teslim edeceğiz farkında değiliz. Acaba bize bu konuyu açıklayabilir misiniz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

İslâm deyince herkes “Teslim dînidir.” diyor. Ancak neyimizi, nasıl teslim edeceğiz farkında değiliz. Acaba bize bu konuyu açıklayabilir misiniz?

İslâm dîni teslim dînidir. Zaten aynı kökten gelirler. “Silm” kökünde gelirler ikisi de; “İslâm” kelimesi de “teslim” kelimesi de. Hiç kimse mürşidine tâbî olmadan ruhunu Allah’a teslim edemez. Normal standardı budur konunun. Ne zaman ki, biz hacet namazını kılarız, Allah’tan mürşidimizi sorarız, Allah’ın gösterdiği mürşid neredeyse o mürşide ulaşırız ve onun huzurunda diz çökerek el öperiz ve el öpmemizle birlikte ruhumuz vücudumuz terke der. İşte bu noktadan itibaren 7-8 aylık bir devre ruhumuzun 7 tane gök katını aşmasını, Allah’ın Zat’ına ulaşmasını temin edecektir ve ruhumuz vücudumuzdan ayrıldıktan sonra geçen bu 7-8 aylık devre içerisinde Allah’a doğru yaptığı yolculuğunu tamamlayacak, Allah’ın Zat’ında yok olacaktır.

İşte ruhumuz Allahû Tealâ tarafından doğar doğmaz bize üfürülmüştür ve Allah’ın ruhu tekrar gerçek sahibi olan Allah’a geri dönmüştür. Bu sebeple böyle insanlara “ermişler” denir. Nereye ermişler? Allah’a ermişler. Acaba Allah’a neleri ermiş? Allah’ın kendilerine emanet olarak verdiği ruhları, onun gerçek Sahibi olan Allah’a gönderilmiş ve diğer ruhlarla beraber, o sırada yolda olan binlerce diğer ruhla beraber o ruh da 7 tane gök katını aşmış ve 7. gök katında 7 tane âlemden geçerek Allahû Tealâ’nın Zat’ına ulaşmıştır.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın istediği herkes için budur. Dînimiz İslâm dîni yani “İslâm” kelimesi de “teslim” kelimesi de “silm” kökünden geliyor. Allah’a telsim dînidir. Aslında bütün dînler için sonuç aynıdır. Musevilikte de hristiyanlıkta da İslâm’da da; bunu tarih sırasına göre verdik, söz konusu olan şey Allah’a teslim olmaktır. Tevrat’ı da İncil’i de Kur’ân-ı Kerim’i de inceledik ve 7 safha, bu muhteva içinde de 4 tane teslimin Tevrat’ın da İncil’in de Kur’ân-ı Kerim’in de esasını teşkil ettiğini öğrendik. Ve herkese yaptığımız tavsiyeler, onlara yaptığımız açıklamalar hep bu teslimleri ifade eder.

İşte sevgili kardeşlerim, her ne kadar hristiyanlar ve museviler arasında büyük kesim bu istikamette bir faaliyetin sahibi değilse de bu onların kitaplarında da aynı şeylerin olmasını etkilemez. Neden etkilemez? Çünkü Tevrat’ta da (tarih sırasıyla konuşuyorum) İncil’de de Kur’ân-ı Kerim’de de aynı esaslar söz konusudur.

• Allah'a ulaşmayı dilemek; 1. safha
• Mürşide tâbiiyet; 2. safha ve böylece ruhun vücuttan ayrılışı
• Ruhun Allah’a ulaşması; 3. safha
• Fizik bedenin Allah’a teslimi; 4. safha
• Nefsin Allah’a teslimi; 5. safha
• Muhlis olmak; 6. safha
• İradeyi Allah’a teslim etmek; 7. safha

Neyimizi teslim ettik?

• Ruhumuzu,
• Vechimizi,
• Nefsimizi ve
• İrademizi Allah’a teslim ettik.

Sırasıyla Tevrat, İncil ve Kur’ân-ı Kerim aynı esasları muhtevîdir ve bu sebeple museviler olsun, hıristiyanlar olsun biz onlarla karşılaştığımız zaman kendi kitaplarından onlara teslimleri verdiğimiz için onlarla aramızda bir yabancılık kalmaz. Arkadan, onlar zaten bizim müslüman olduğumuzu bilirler ve biz Kur’ân-ı Kerim’de de o 7 safha ve 4 teslimin mevcudiyetini anlatırız. Böylece onlara ispat edilmiş olur ki; Hz. Musa mı? O bir peygamberdir (tarih sırasıyla konuşuyorum). Hz. İsa mı? O bir peygamberdir. Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz mi? O da bir peygamberdir ve üç kitaplı dînde de 7 safha ve 4 teslim net olarak yer almıştır, Tevrat’ta da İncil’de de Kur’ân-ı Kerim’de de.

Allah razı olsun.

Benzer konular