Tâbiiyetin İslâm dînindeki yeri nedir?

Anasayfa » Ana Sayfa » İslâm » Tâbiiyetin İslâm dînindeki yeri nedir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Tâbiiyetin İslâm dînindeki yeri nedir?

Tâbiiyetin İslâm dînindeki yeri ‘teslim’ olmaktır. İslâm ‘teslim olan’ demektir. Allah’a ruhumuzu, Allah’a fizik bedenimizi, Allah’a nefsimizi ve Allah’a irademizi teslim etmekle hepimiz mükellefiz. Peki, bunların hepsini gerçekleştiremezsek cehenneme mi gideriz?

Hayır. Daha Allah’a ulaşmayı dilediğiniz an 1. kat cennetin sahibisiniz sevgili kardeşlerim! Ama acaba bu dilek acaba gerçekten sizde var mı? Bunu anlamak da gayet kolaydır. Böyle olan, Allah’a ulaşmayı gerçekten dileyen kişi mutlaka iç dünyasında mürşid ihtiyacı duyacaktır ve hacet namazını kılıp, Allah’tan soracaktır.

İşte o kişi Allah’a ulaşmayı gerçekten dileyen kişidir ki; Allah’tan mürşidini soruyor. Şartlar ne olursa olsun o mürşide ulaşmayı ve tâbî olmayı diliyor. Tâbî olduğu anda da zaten ruhu vücudundan ayrılıp, Allah’a doğru yola çıkıyor. Nereye gidiyor bu ruh? Allah’a gidiyor. Nereden gelmişti? Allah üfürmüştü, Allah’tan gelmişti. Şimdi ait olduğu yere gidiyor. Ee, o kişi ruhu vücudundan ayrılınca ölmez mi? Hayır, ölmez. Ruhun vücuttan ayrılması kimseyi öldürmez. Ölüm, ruhun vücuttan ayrılması değildir. Birçok insan böyle olduğunu zanneder: Kim ruhu vücudundan ayrılmışsa o ölmüştür. Hiç de öyle değildir.  

Bütün ermişler ruhları vücudundan ayrılıp, Allah’a ulaşmış olanlardır. Bu, ruhun teslimidir. Bu kişi daha sonra; ruhun tesliminden sonra fizik vücudunu Allah’a teslim edecektir. Daha sonra nefsini Allah’a teslim edecektir. Daha sonra iradesini Allah’a teslim edecektir. Bu teslimlerin hepsi arka arkaya bir bütünü oluşturur. Ruhunu teslim eden, fizik bedenini teslim eden, nefsini teslim eden ve iradesini teslim eden kişi bütün teslimleri gerçekleştirmiştir. İşte o gerçek anlamda İslâm olmuştur. Ruhunu da fizik bedenini de nefsini de iradesini de Allah’a teslim etmiştir. Teslimler tamamlanmıştır.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın bu istikamette hedefi bellidir. Herkesin cennete girmesini ister Allahû Tealâ. Onun için insanlar Allah’a ulaşmayı dilemelidir ki; Allah onlara bunların hepsini birer birer yaşatsın. Ruhlarını teslim alsın, fizik bedenlerini teslim alsın, nefslerini teslim alsın, iradelerini teslim alsın. Bu kimseler, 7 safha ve 4 teslimi tamamlasınlar. Tamamlamazsa, tamamlamadan ölürse bu kişi cehenneme mi girer?

Sevgili kardeşlerim! Daha bir insan Allah’a ulaşmayı dilediği an, eğer onu bu kalbinden dilemişse 1. kat cennetin sahibidir. Ve bu kişi müthiş bir ihtiyaç duyar, mürşidini bulmak istikametinde. Ve hacet namazını kılıp, mutlaka mürşidini sorar Allahû Tealâ’dan ve o mürşid neredeyse oraya mutlaka gider. Veya o mürşidin kendi bulunduğu yerde bir vekili varsa o vekile ulaşır, ona tâbî olur. Tâbiiyet İslâm’ın temel şartıdır. Tâbiiyet yoksa teslim yoktur. Olması da mümkün değildir.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ dînimize “İslâm dîni” diyor. Yani teslim dîni. Yani ruhunuzu, yani fizik bedeninizi, yani nefsinizi, yani iradenizi Allah’a teslim etmekle hepiniz mükellefsiniz.

Allah razı olsun.

Benzer konular