Tevbe 32. ve 33. âyetlerinden de ahir zamanda tamamlanacak nur ve hak dîni kaim kılmakla görevli resûlün Mehdi Resûl olduğunu anlıyoruz. Bu konuda bizleri aydınlatır mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Tevbe 32. ve 33. âyetlerinden de ahir zamanda tamamlanacak nur ve hak dîni kaim kılmakla görevli resûlün Mehdi Resûl olduğunu anlıyoruz. Bu konuda bizleri aydınlatır mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Tevbe 32. ve 33. âyetlerinden de ahir zamanda tamamlanacak nur ve hak dîni kaim kılmakla görevli resûlün Mehdi Resûl olduğunu anlıyoruz. Bu konuda bizleri aydınlatır mısınız?

Şimdi Âli İmrân 81’e bakıyoruz:

3/ÂLİ İMRÂN-81: Ve iz ehazallâhu mîsâkan nebiyyîne lemâ âteytukum min kitâbin ve hikmetin summe câekum resûlun musaddikun limâ meakum le tu’minunne bihî ve le tansurunnehu, kâle e akrartum ve ehaztum alâ zâlikum ısrî, kâlû akrarnâ, kâle feşhedû ve ene meakum mineş şâhidîn(şâhidîne).
Ve Allah, nebilerden, “Size kitap ve hikmet verdim. Sonra size, beraberinizde olanı (Allah'ın size verdiği kitapları) tasdik eden bir Resûl geldiği zaman, O'na mutlaka îmân edeceksiniz ve O'na mutlaka yardım edeceksiniz” diye misak aldığı zaman, “İkrar ettiniz mi (kabul ettiniz mi?) ve bu ağır (ahdimi) üzerinize aldınız mı?” diye buyurdu. (Onlar da): “İkrar ettik (kabul ettik)” dediler. (Allahû Teâlâ): “Öyleyse şahit olun ve Ben sizinle beraber şahitlerdenim.” buyurdu.


ve iz ehazallâhu mîsâkan nebiyyîne: O zaman ki; Biz nebîlerden misak almıştık.
lemâ âteytukum min kitâbin: Sizlere Kitap verdik.
ve hikmetin: Ve hikmet verdik.
summe câekum resûlun musaddikun limâ meakum: Sonra (sizlerden sonra) size (câekum: Sizlere gelecek yani burada bulunan peygamberlere gelecek) bir resûl gelecek. Sizinle beraber bulunan kitapları tasdik eden.
le tu’minunne bihî: Mutlaka O'na îmân edeceksiniz.
ve le tensurunneh (tensurunnehu): Ve O'na mutlaka yardım edeceksiniz.
kâle: Dedi ki.
e akrartum ve ehaztum alâ zâlikum ısrî: Bu ağır ahdimi üzerinize aldınız mı? Ahzettiniz mi ve İkrar da ettiniz mi?
kâlû akrarnâ: Dediler ki “İkrar ettik.” Yani hem tasdik ettik, hemde ikrar ettik.
kâle feşhedû ve ene meakum mineş şâhidîn (şâhidîne): Allahû Tealâ  dedi ki; “Öyle ise şahit olun. Ben de sizinle beraber şahitlerdenim.”  

Şimdi konu son derece açık. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) de, Hz.Musa da, Hz. İsa da, Hz.İbrâhîm de hatta Hz. Nuh'ta onlarla birlikte. Hepsinede Allahû Tealâ kitap verdiğini bu âyetle ispat etmiş oluyor. Ve o gelecek olan resûlün, bütün bu kitapların hepsini tasdik edeceğini anlatıyor Allahû Tealâ. Ve kendisine îmân edilmesini ve yardım edilmesini emrediyor. Bunlardan sadece Hz. İsa fizik olarak yardım edecektir Mehdi Resûl’e.  

Tevbe 32:

9/TEVBE-32: Yurîdûne en yutfîû nûrallâhi bi efvâhihim ve ye'ballâhu illâ en yutimme nûrahu ve lev kerihel kâfirûn(kâfirûne).
(Onlar) ağızları ile Allah’ın nurunu söndürmeyi istiyorlar. Ve Allah, kâfirler kerih görseler bile nurunu tamamlamaktan başka bir şey istemez.

 
Öyleyse şu anda da dünya üzerinde Allah’ın Resûl’ü vasıtası ile tamamlamak istediği nurunu söndürmeye çalışanlar var. Açık bir şekilde karşı çıkıp onu engellemeye çalışanlar var. Ve Allahû Tealâ diyor ki:

“O nuru tamamlayacak olan O’dur." diyor. "İsteseniz de istemeseniz de nur tamamlanacaktır.” diyor sevgili kardeşlerim.

Bir sonraki âyet-i kerime (Tevbe 33) Tevbe 32'nin devamı, Allah'ın nurunu söndürmeyi düşünenlere, bu konuda gayret edenlere yani Allah’ın Resûl’üne karşı çıkanlara Tövbe 33 gerekli dersi veriyor. Bir defa Tevbe 32'de ders tamamlanıyor. “Siz engel olmaya çalışsanız da çalışmasanız da Allah mutlaka nurunu tamamlayacaktır.” diyor. Öyleyse bu devirdeki bir nurdan bahsediyor.

Tevbe 33'e bakıyoruz:
    
9/TEVBE-33: Huvellezî ersele resûlehu bil hudâ ve dînil hakkı li yuzhirahu alâd dîni kullihî ve lev kerihel muşrikûn(muşrikûne).
Resûl'ünü müşrikler kerih görseler de, hidayetle ve hak dîn ile (bu dîni) bütün dînler üzerine izhar etmesi (hak dîn olduğunu ispat etmesi) için gönderen O'dur.

 
huvellezî ersele resûlehu bil hudâ: O’dur ki resûlünü hidayetle göndermiştir.
ve dînil hakkı: Ve Hak dînle göndermiştir.

Birden fazla dîn hiç olmamıştır. Hz. Nuh’un dîni, Hz. İbrâhîm’in dîni, Hz. Musa’nın dîni, Hz. İsa’nın dîni ve Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in dîni, hepsinin aynı olduğu söylüyor Şura Suresinin 13. âyet-i kerimesi. Ve sonuna bakıyoruz:

"li yuzhirehu aled dîni kullihî: Bütün dînlerin üzerine dîni izhar etsin diye (açıklasın diye)" diyor Allahû Tealâ.

Çünkü başka bir dîn olmadığı halde, insanlar o devirde (Tövbe 33’ün açıkladığı resûlün devrinde) yani başka bir ifade ile bu devirde, ve lev kerihel muşrikûn (muşrikûne): Müşrikler (Allah’a ulaşmayı dilemeyenler. Allah’a ulaşmayı dilemeyen herkes müşriktir) kerih görseler de, o bütün dînlerin üzerine yani bütün dînlerdeki insanları birleştirerek, tek bir dîn olduğunu ispat ederek herkese, bütün dînleri birleştirerek, onlara hidayeti anlatan ve hidayeti bütün dünyaya yayacak olan o Mehdi Resûl. Zaten Allahû Tealâ açıkça hidayetle görevli olan resûlden bahsediyor. Dîn zannettiğiniz şey aslında dîn değildir. “Sizin, sizini sizinaslında şu yanlışlarınız var, doğrusu budur. Ve sizin kitaplarınızda da aynı şey mevcuttu.” diyecek olan kişi bu.

Bugün burada, Amerika’da Yahudilerin rabbaylarıyla, hahamlarıyla ve Hristiyanların pastörleri ile bir araya geldiğimiz zaman, onların kitaplarındaki Allahû Tealâ’nın söyledikleri ile Kur’ân’daki şeylerin aynı olduğunu   hamdolsun ki ispat etmeyi nasip kıldı Allahû Tealâ. Onlar da bizim gibi düşünüyorlar. Hz. İbrâhîm’in dîninin asıllarının hiç değişmediğini, 7 safhanın kendi kitaplarında (Tevrat’ta), kendi kitaplarında (İncil’de) 7 safhanın sadece varlığının değil, aynı zamanda farz olduğunu, aynı zamanda Hz. Musa zamanında da, Hz.İsa zamanında da yaşandığını onlara ispat ettik. Ve eğer dînler olsaydı bunu tamamlamamız, onlara ispat etmemiz mümkün olmazdı. Sadece bir tek dînin var olduğunu ana hatlar itibariyle ruhun, vechin, nefsin ve iradenin Allah’a teslimini içeren bir tek dînin varlığını hepsi öğrenmiş oldular.

Benzer konular