Gerçek sevgi nedir? Nefsâni sevgi ile kalpten olan sevgiyi nasıl ayırt edebiliriz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Sevgi » Gerçek sevgi nedir? Nefsâni sevgi ile kalpten olan sevgiyi nasıl ayırt edebiliriz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Gerçek sevgi nedir? Nefsâni sevgi ile kalpten olan sevgiyi nasıl ayırt edebiliriz?

Sevgili kardeşlerim! Kalpten olan sevgi, ayrılması gerekli olan bir sevgi değildir ve nefs tezkiyesi yapmayan bir kişi için de bu sevginin insanları mutlu edecek bir seviyeye ulaşması normal standartlarda zordur. Bir kişi dünya mutluluğunu istiyorsa nefsinin kalbindeki afetleri en az %51 yok etmek ve ruhunu Allah’a ulaştırmak mecburiyetindedir. Bu yoldayken de mutluluğu Allahû Tealâ ona zaten yaşatır. Yaşattıkça kişi daha çok Allah’a bağlanır. Zikrini arttırır ve en azından ruhunu Allahû Tealâ’ya, Allah ulaştırır. Ne demek istiyoruz Allah ulaştırırsa? Çünkü Allahû Tealâ’nın ifadesi şöyle: “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” diyor.

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


Öyleyse Allah'a ulaşmayı kalpten dileyen bir insanın hep onun kalbine bakar Allahû Tealâ tarafından. Allah tarafından bilinmemesi söz konusu değildir. Mutlaka Allahû Tealâ onun Allah'a ulaşmayı dilediğini bilir. Bilirse ne olur? Sözünü mutlaka tutar. Ne diyordu? “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” İşte Allahû Tealâ Allah'a ulaşmayı dileyen kişiyi o kişinin 7-8 aylık bir ömrü varsa mutlaka Kendisine ulaştırır. Böyle bir kişi Allah’a ulaşamasa, ama Allah'a ulaşmayı dilese ve böyle ölse 1. kat cennetin sahibi olarak ölür. Mürşidine tâbî olmuş ölmüşse 2. kat cennetin sahibi olarak ölür. Mürşidine ulaşıp da tâbî olduğu zaman ruhu vücudundan ayrılmıştır. O ayrılan ruhunu Allah’a ulaştırdıktan sonra öldüyse mutlaka 3. kat cennetin sahibi olur. Allahû Tealâ cennetlerin muhtevasıyla kişinin manevi yükselmesini bir merdivene bağlamıştır.

• Allah'a ulaşmayı dilemek; 1. kat cennet
• Mürşidine tâbî olmak; 2. kat cennet
• Ruhun Allah’a ulaşması; 3. kat cennet
• Sonra fizik bedenin teslimi gelir. Bunu gerçekleştirirse kişi 4. kat cennetin sahibi olur. Henüz daimî zikre sahip olmamıştır ama 4. kat cennetin sahibi olmuştur.
• Ondan sonra o kişinin nefsini teslim etmesi; 5. kat cennet.
• Ondan sonra muhlis olması; 6. kat cennet.
• Ondan sonra iradesini Allahû Tealâ’ya teslim etmesi; 7. kat cennet.

Öyleyse sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ bunları emrediyor. İstiyor ki; herkes Allah’ın cennetine girsin. Bu kadar kolay sevgili kardeşlerim! Bir insan Allah'a ulaşmayı dilemiş, böyle bir dileğin sahibi ama mürşidine tâbî olamadan ölmüş. Bu kişiyi Allahû Tealâ mutlaka 1. kat cennetine alıyor. Yaşarsa ona mutlaka mürşid sevgisini Allah veriyor ve onu mürşidine ulaştırıyor Allahû Tealâ. Yardım ediyor ona, mürşidine ulaşmasını sağlıyor. Tâbiiyetten sonra ölse bu kişi 2. kat cennetin sahibi olarak ölür. Ama 7-8 aylık bir devrede o kişinin ruhu Allah’a ulaşacaktır. Allah’a ulaştıktan sonra ölse 3. kat cennetin sahibi olur kişi. Üst tarafını bir kenara bıraktım.

Sevgili kardeşlerim! Cennetle cehennem arasındaki farkı dikkatle düşünün! İnsanın bütün hayatının işkence içinde geçeceği bir cehennem hayatını düşünün. Çeşitli işkenceler orada, cehennemde tatbik sahası bulur.

Sevgili kardeşlerim! Öbür taraftan bir kişi; “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmayı diliyorum. Ne olur, benim de ruhumu Sana ulaştır.” demekle 1. kat cennetin sahibi oluyor. Bu kişi sahiden 1. kat cennetin sahibi olmuş mudur? Böyle bir noktadan sonra o kişinin iki tane durumu olabilir. Allah'a ulaşmayı dilemiştir kişi: “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum.” Acaba bu talep kalpten bir talep midir? Bunu Allahû Tealâ o kişiye ispat eder mi? Evet. Allah'a ulaşmayı gerçek anlamda dileyen bir kişi zikirden zevk almaya başlar. Namaz kılmak onun için bir zevk olur. Etrafındaki insanlara karşı davranış biçimleri değişir. Herkesi mutlu etmeye çalışan yeni bir insan çıkar ortaya.

Sevgili kardeşlerim! Böyle bir dizayn içersinde bu kişi Allah'a ulaşmayı dilemiş olduğuna göre mutlaka ruhunu Allah’a ulaştıracaktır. Allah ulaştıracaktır. Çünkü ifadesi öyle: “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” diyor. Dikkat edin! “Dilerse” dedikten sonra, “şöyle, öyle, şöyle, şöyle işler yaparsa Ben onu Kendime ulaştırırım.” demiyor. “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” diyor. Bunun mânâsı ne? Bunun mânâsı; “Ona zikretme zevkini Ben veririm.” demek istiyor Allahû Tealâ. “Ona namaz kılma zevkini Ben veririm. Başka insanlara güzel davranma zevkini Ben veririm. Onun bu dünyada mutlu olmasını Ben sağlarım.” diyor. “Ta ki; onun ruhunu Kendime Ben ulaştırayım.” Onun için öyle söylüyor. “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” ifadesi açık ve kesin bir şekilde bunu söylüyor.

Öyleyse herkes garanti altındadır sevgili kardeşlerim! Kim Allah'a ulaşmayı dilerse Allah onu mutlaka Kendisine ulaştırır, o kişinin 7-8 aylık bir ömrü varsa. Yoksa daha az zamanda kişi, Allah’a ulaşacak zamana ulaşamadan yani zaman yetmezse o kişinin Allah’a ulaşmasına, bu kişi Allah'a ulaşmayı dilemiş de ölmüşse 1. kat cennetin sahibidir. Mürşidine tâbî olmuşsa 2. kat cennetin sahibidir. Ruhunu Allah’a ulaştıramamışsa 2. kat cennetin sahibi olarak ölür.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ istiyor ki; herkes mutlu olsun. Onun için bir tane cennet yapmamış. 7 tane cennet vücuda getirmiş ki; her kademeden insan gelsin de kendi cennetine ulaşsın. Herkese yer veriyor. Bir tek dilek: “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum. Ne olur! Benim de ruhumu Sana ulaştır.” Bunu Allahû Tealâ kabul etmiş mi? Kişi Allah kendisine mürşid sevgisi verirse bilsin ki; o mutlaka Allahû Tealâ tarafından kabul edilmiştir. Eğer böyle bir sevgi gelmemişse, mürşid arama ihtiyacı duymuyorsa tekrar Allahû Tealâ’ya müracaat etmesi iyi olur.

Allah razı olsun.

Benzer konular