Vicdan ne demektir? Vicdan sahibi olanlar ruhun taleplerine uyanlar mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Sevgi » Vicdan ne demektir? Vicdan sahibi olanlar ruhun taleplerine uyanlar mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Vicdan ne demektir? Vicdan sahibi olanlar ruhun taleplerine uyanlar mıdır?

Vicdan kelimesi, bir insanın yaptığı işlemlerde negatifle pozitifi birbirinden ayıran bir muhteva taşır. “Vicdan” kelimesi negatif faktörleri önleyen bir davranış biçiminin adıdır. “Vicdanlı bir insan” dediğimiz zaman, o insanın Allah’ın emirlerine itaat eden, vicdan sahibi birisi olduğunu anlarız. “Vicdansız” kelimesi kullanılınca orada adâlet müessesesi falan yoktur sevgili kardeşlerim, acıma yoktur. Allahû Tealâ’nın güzellik olarak ortaya koyduğu faktörler vicdansız bir insanda mevcut değildir.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ istiyor ki; herkes birbirini sevsin. Zaten Allahû Tealâ’nın istediği bu şey, bizim tarafımızdan kullanıldığında neticeyi gördüğümüz zaman, artık ondan vazgeçmemiz mümkün olmaz. Yani biz başkalarına en güzel davranışlarla davrandığımız zaman onlardan bize dönen davranış biçimi de negatif istikamette olmuyor. Normal standartlarda onlardan da bize bizi mutlu edecek olan davranış biçimleri yansıyor.

Öyleyse sevgili kardeşlerim! Her zaman top bizde, bizlerde. “Ne ekersen, onu biçersin.” diyor atalarımız. Gerçekten insanlara güzellik ulaştırdığınız zaman, onları sevdiğinizi hissettirdiğiniz zaman onlardan da size güzel davranışlar, sizi seven sevecen davranışlar geri  gelecektir. İnsanlara şu ya bu şekilde yanlış davrandığınız zaman, onları üzecek şeyler yaptığınız zaman hepiniz görmüşsünüzdür ki; onlarda da size kırgın, onlardan da size sizi üzecek olan davranışlar normal standartlarda geri dönecektir. Onun için atalarımız kullanmışlar o ifadeyi: “Ne ekersen, onu biçersin!” ifadesini.

Sevgili kardeşlerim! Gerçekten toprağa bir şeftali fidanı ektiğiniz zaman, bir şeftali ağacını ortaya çıkarır bu. Bir süre sonra şeftali ağacı şeftalilerini vermeye başlar. Davranış biçimleriniz de insanlara hep en güzel davranış biçimleri olursa (başka bir açıdan bakalım),  onlara mutluluk veren davranışlar olursa, belki kısa bir süre onlar gene eski davranışlarına devam edeceklerdir. Ama bir süre sonra onlardan da size gelen davranışların artık sizi mutlu eden davranışlar olduğunu göreceksiniz. Yeter ki; vazgeçmeyin. İnsanlar size yanlış davranışlarda bulunsa da siz onlara en güzel davranışlarla cevap verin. Hepinizin görevi başka insanları mutlu etmek olmalı sevgili kardeşlerim!

1- Sizin onlara olan güzel davranışınız onları mutlu ederse, Allahû Tealâ size de onları mutlu ettiğiniz kadar mutluluk verir. Bu 1.’si.
    
2.’si de var: Sizden güzel davranışlar gören insanlar, kısa bir süre sonra size olan davranış biçimlerini değiştirmek gereğini duyacaklardır. Onlar da size karşı güzel davranışların sahibi olacaklardır.

Ne oldu? Bir taşla 2 kuş vurdunuz. Hem o kişiye en güzel davranışlarla davranıp onun her davranışınızda kalbini kazandınız. Hem de ondan size geri dönecek olan davranış biçimlerini sizi mutlu edecek bir hüviyete ulaştırmayı başardınız.

Hepinizin elinde sevgili kardeşlerim! Sakın şeytan sizi aldatmasın! Şeytan hep: “Bak o sana kötü davranıyor, o sana seni üzecek davranışlarda bulunuyor. Sen enayi misin? Ne diye onun bu kötü davranışları sana gelsin de senden de ona intikam almak gelmesin.”

Bu şeytanın ifadesidir sevgili kardeşlerim. İç dünyanız bunu söylüyorsa biliniz ki; şeytanla o an da birliktesiniz. Hemen iç dünyanıza geri dönün ve “Ben, emri Allah’tan alırım!” deyin kendi kendinize. “Allahû Tealâ bana ne diyor? ‘Sana iyi davranana iyi davran. Ama kötü davranana da iyi davran.’”

Ne ifade eder bu? Bir süre sonra o kötü davranmakta devam eden kişinin size iyi davrandığını göreceksiniz sevgili kardeşlerim! Sakın yılmayın! “Ben ona o kadar iyi davranıyorum. Ama o bana hâlâ kötü davranıyor.” Bir süre böyle devam edecektir. O kişi alışkanlıklarını kolay kolay terk etmeyecektir.

Ama sevgili kardeşlerim! Siz hep aynı hakikatli davranış biçimlerinizi devam ettirebilirseniz, onun her kötü davranışına en güzel, onu en mutlu edecek davranışlarla cevap vermeye bıkmadan devam ederseniz, bir süre sonra herşeyin değiştiğini, onun da size en güzel davranışlarla davrandığını mutlaka göreceksiniz sevgili kardeşlerim!

Bunu o insanda yaratacak olan da Allah’tır. Vicdan adı verilen bir müessese bunun esasını sağlar. O vicdan adı verilen müessese o kişiye der ki: “O sana en güzel davranışlarla geliyor. Ama sen ona aynı güzel davranışlarla cevap vermiyorsun. Bu eşyanın tabiatına uygun olmayan, aykırı olan bir durum. Sen de ona o güzel davranışlara uygun cevaplar vermelisin.” Ve kişi bir süre sonra yavaş yavaş değiştiğini görecektir.

Sevgili kardeşlerim! Bu hepinizin elinde. Göreviniz başka insanları mutlu etmektir, onlara hadlerini bildirmek değildir. Onları sizden nefret edecek bir davranış biçimine sokacak olan kötü davranışlarla üzmeyin. Zira her başkasını üzme noktanızda, siz de Allahû Tealâ’nın size verdiği bir vicdan azabıyla üzülürsünüz. Üzülmemeniz mümkün değildir. Ya insanları mutlu etmek istikametinde bir gayretin sahibi olursunuz, onları mutlu edersiniz ve siz de mutlu olursunuz. Ya da insanları mutsuz etmek istikametinde bir davranış biçimleri dizisi söz konusu olur. O zaman da her mutsuzluk verdiğiniz insana, verdiğiniz mutsuzluk kadar mutsuzluğu Allah mutlaka size de yaşatır.

Allah razı olsun.

Benzer konular