Hidayete erenlerin tebliğe paralel Allah'a ulaşmayı dileyenler olduğunu, dilemeyerek babalarının üzerinde buldukları yola tâbî olarak Allah’tan başka şeytanları dostlar edindiklerini düşünebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Hidayete erenlerin tebliğe paralel Allah'a ulaşmayı dileyenler olduğunu, dilemeyerek babalarının üzerinde buldukları yola tâbî olarak Allah’tan başka şeytanları dostlar edindiklerini düşünebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Hidayete erenlerin tebliğe paralel Allah'a ulaşmayı dileyenler olduğunu, dilemeyerek babalarının üzerinde buldukları yola tâbî olarak Allah’tan başka şeytanları dostlar edindiklerini düşünebilir miyiz?

Allahû Tealâ A’raf-30’da diyor ki:

7/A'RÂF-30: Ferîkan hadâ ve ferîkan hakka aleyhimud dalâletu, innehumuttehazûş şeyâtîne evliyâe min dûnillâhi ve yahsebûne ennehum muhtedûn(muhtedûne).
Bir kısmı hidayete erdi ve bir kısmının üzerine dalâlet hak oldu. Muhakkak ki onlar, Allah’tan başka şeytanları dostlar edindiler. Ve onlar kendilerinin hidayete erdiklerini zannediyorlar.


"ferîkan hadâ ve ferîkan hakka aleyhimud dalâletu: Bir kısmı hidayete erdi ve bir kısmının üzerine dalâlet hak oldu.
innehumuttehazûş şeyâtîne evliyâe: Muhakkak ki; onlar, Allah’tan başkalarını (şeytanları) dostlar edindiler.
min dûnillâhi ve yahsebûne ennehum muhtedûn(muhtedûne): Ve hesap ediyorlardı ki, hidayete erdiklerini zannediyorlardı." diyor Allahû Tealâ.  

"Hidayete erenlerin tebliğe paralel Allah'a ulaşmayı dileyenler olduğu, dilemeyerek babalarının üzerinde buldukları yola tâbî olanların, Allah’tan başka şeytanları dostlar edindiklerini düşünebilir miyiz?" diyor.

Elbette. Hidayete erenler, tebliğe paralel hareket edenler, Allah'a ulaşmayı dileyenlerdir. Hidayete ermeyenler ise, babalarının üzerinde buldukları yola tâbî olanlar olduğu kesin.

“Bu durumda, bu babalarını buldukları yola tâbî olanlar Allah’tan başkalarını, şeytanları, insan ve cin şeytanları (tagutu) kendilerine dostlar edindiklerini düşünebilir miyiz." diyor Cabbar.

Âyet-i kerime de tam onu söylüyor. Kim bu insanlar? Kur'ân’ın ruhunu unutturmayı kimler başardıysa, Kur'ân’ın gerçek hüviyetini gerçek çehresini insanlardan gizlemeyi asırlar boyu kimler başardıysa; işte onlar! Onlar kendilerini hidayette zannediyorlar.

Öylesine kurnazca bir tuzak ki sevgili kardeşlerim, evvelâ hidayet kavramı yok ediliyor. Nasıl mı yok ediliyor? Okuyun. Değiştirilerek (muhtevası değiştirilmek suretiyle) insanların cennete girmesini engelleyen ayetleri, 100’den fazla âyet-i kerime. 23 Kur'ân-ı Kerim tefsiri var Türkiye’de. Bunların hepsini aldık ve her birinde neler söylendiğini  sizlere sunduk. İbretle inceleyin. İnsanların 14 asırda Kur'ân’ın gerçek çehresini yani ruhun, fizik vücudun, nefsin iradenin Allah’a teslimini nasıl gözlerden yok ettiklerini ve Kur'ân tatbikatını (Îslâm'ın tatbikatı) Îslâm’ın 5 şartına nasıl indirgediklerini ibretle müşahade edin. Îslâm’ın 5 şartı da ibadettir. İbadetler ise hedef değildir; vasıtadır.

Şeytan ruhu, vechi, nefsi ve iradeyi Allah’a teslim etme hedeflerine yok etmeyi başarmış. Deveyi hamuduyla beraber çalmış ve yok etmiş hepsini. Sevgili kardeşlerim korkunç bir sahtekârlık, Kur'ân muhtevasını bütünüyle yok etmiş. Ve âlimlerimizin çoğu da bunu hiç bilmeden (farkına bile varmadan) evet demişler. Çünkü Kur'ân’dan dîn öğrenmemişler. Allah’tan öğrenmemişler. Öğretmenlerinden öğrenmişler. Öğretmenlerinin kendilerine öğrettiği şey ise onlardan evvel yazılan kitaplar. Bu kitaplar asırlar boyunca yazılmış. Ve bütün hakikatler birer birer kaybolmuş.  

Benzer konular