Allahû Tealâ Rûm-31’de "Allah’a yönelmeyenler şirktedir.", Zumer 65’e göre "Şirkte olanların ameli boşa gider." buyuruyor. Buna göre Allah’a yönelmeyenlerin (Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin) ameli boşa gider diyebilir miyiz?
Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Allahû Tealâ Rûm-31’de "Allah’a yönelmeyenler şirktedir.", Zumer 65’e göre "Şirkte olanların ameli boşa gider." buyuruyor. Buna göre Allah’a yönelmeyenlerin (Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin) ameli boşa gider diyebilir miyiz?
Allahû Tealâ Rûm-31’de "Allah’a yönelmeyenler şirktedir.", Zumer 65’e göre "Şirkte olanların ameli boşa gider." buyuruyor. Buna göre Allah’a yönelmeyenlerin (Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin) ameli boşa gider diyebilir miyiz?
Rûm-31
Diyor ki Allahû Tealâ: "Allah’a yönel, Allah’a ulaşmayı dile ve Allah’a karşı takva sahibi ol. Ve namaz kıl ve müşriklerden olma."
Rûm-32'de ise müşriklerin fırkalara ayrılanlar olduğunu söylüyor. Diyor ki:
"O müşriklerden olmayın ki onlar, fırkalara ayrılmışlardır (grup grup olmuşlardır) ve her biri kendi elindekiyle ferahlanırlar. Onlar müşriklerdir."
Öyleyse Allah’a ulaşmayı dileyen kişi şirkte değildir. Ve Allah’a ulaşmayı dileyen kişi şirkten kurtulmuş olan kişidir.
Zumer 65’e bakıyoruz şimdi:
ve lekad ûhıye ileyke ve ilellezîne min kablik (kablike): sana ve senden öncekilere andolsun ki, vahyolundu.
le: Mutlaka.
in eşrekte le yahbetanne ameluke: Eğer şirk koşarsan amellerin boşa gider (heba olur).
ameluke: Senin amellerin.
ve le tekûnenne minel hâsirîn (hâsirîne): Ve hüsrana düşenlerden olursun.
Burada Allahû Tealâ şirkte olanların hüsranda olanlar olduğunu söylüyor. Şirkte olanların amellerinin boşa gittiğini söylüyor. Burada bir farklılık var sevgili kardeşlerim. Hüsranda olanların dizaynına bakıyoruz. Mü’minun Suresinin 103. âyet-i kerimesinde:
Kimin günahları sevaplarından fazlaysa onlar hüsranda olanlardır. Onlar ebediyen cehennemde kalacaklardır. Burada ise (Zumer 65’te) hüsranda olanların ayrı bir bölümünden bahsediyor Allahû Tealâ. Amellerinin boşa gitmesi halinde insanlar hüsrandadır. Demek ki hüsranda olanların genel ölçüsü günahların mutlaka sevaplardan fazla olması. Ama şirk ise bir insanın amellerini boşa çıkarıyor. Şimdi Kehf Suresinin 103, 104, 105. âyet-i kerimelerine bakıyoruz. Ne görüyoruz orada?
Onlar diyor Allahû Tealâ: "Allah’a mülâki olmayı inkâr ederler ve Allah’ın âyetlerini inkâr ederler.
Allah’a mülâki olmayı inkâr eden kişi elbette Allah’a elbette ulaşmayacaktır. "Onların amelleri boşa gitmiştir." diyor Allahû Tealâ. Allah’a ulaşmayı inkar edenler, Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerdir. Öyleyse buradan bir sonuca gitmek mümkün. Allahû Tealâ A'râf Suresinin 146 ve 147. âyetlerinde Allah’ın âyetlerini tekzip edenlerden, yalanlayanlardan ve Allah’ın ilminden gafil olanlardan bahsediyor.
Allah’ın âyetlerini yalanlayan ve o âyetlerden gafil olanlardan bahsediyor. Ve bu yalanlayanların Allah’a mülâki olmayı yalanladıkları için hüsranda olduğu ifade ediliyor. Amellerinin boşa gittiği ifade ediliyor. Hüsranda olduğu değil amellerinin boşa gittiği ifade ediliyor.
Burada Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin ameli boşa gider diye söylenebilir mi? Evet. Âyetler öyle gösteriyor. Yani ister Allah’ın âyetlerini inkar etsinler, ister inkâr etmesinler ama Allah’a ulaşmayı dilemesinler o zaman şirktedirler. "Şirkte olanların da ameli boşa gider." demiş oluyor Allahû Tealâ.
30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.Diyor ki Allahû Tealâ: "Allah’a yönel, Allah’a ulaşmayı dile ve Allah’a karşı takva sahibi ol. Ve namaz kıl ve müşriklerden olma."
Rûm-32'de ise müşriklerin fırkalara ayrılanlar olduğunu söylüyor. Diyor ki:
"O müşriklerden olmayın ki onlar, fırkalara ayrılmışlardır (grup grup olmuşlardır) ve her biri kendi elindekiyle ferahlanırlar. Onlar müşriklerdir."
30/RÛM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû şiyean, kullu hızbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne).
(O müşriklerden olmayın ki) onlar, dînlerinde fırkalara ayrıldılar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanırlar.Öyleyse Allah’a ulaşmayı dileyen kişi şirkte değildir. Ve Allah’a ulaşmayı dileyen kişi şirkten kurtulmuş olan kişidir.
Zumer 65’e bakıyoruz şimdi:
39/ZUMER-65: Ve lekad ûhıye ileyke ve ilâllezîne min kablike, le in eşrakte le yahbetanne ameluke ve le tekûnenne minel hâsirîn(hâsirîne).
Ve andolsun ki, sana ve senden öncekilere: “Gerçekten eğer sen şirk koşarsan (Allah’a ulaşmayı dilemezsen), amellerin mutlaka heba olur. Ve mutlaka hüsrana düşenlerden olursun.” diye vahyolundu.ve lekad ûhıye ileyke ve ilellezîne min kablik (kablike): sana ve senden öncekilere andolsun ki, vahyolundu.
le: Mutlaka.
in eşrekte le yahbetanne ameluke: Eğer şirk koşarsan amellerin boşa gider (heba olur).
ameluke: Senin amellerin.
ve le tekûnenne minel hâsirîn (hâsirîne): Ve hüsrana düşenlerden olursun.
Burada Allahû Tealâ şirkte olanların hüsranda olanlar olduğunu söylüyor. Şirkte olanların amellerinin boşa gittiğini söylüyor. Burada bir farklılık var sevgili kardeşlerim. Hüsranda olanların dizaynına bakıyoruz. Mü’minun Suresinin 103. âyet-i kerimesinde:
23/MU'MİNÛN-103: Ve men haffet mevâzînuhu fe ulâikellezîne hasirû enfusehum fî cehenneme hâlidûn(hâlidûne).
Ve kimin mizanı (sevap tartıları) hafif gelirse, işte onlar, nefslerini hüsrana düşürenlerdir. Onlar, cehennemde ebediyyen kalacak olanlardır.Kimin günahları sevaplarından fazlaysa onlar hüsranda olanlardır. Onlar ebediyen cehennemde kalacaklardır. Burada ise (Zumer 65’te) hüsranda olanların ayrı bir bölümünden bahsediyor Allahû Tealâ. Amellerinin boşa gitmesi halinde insanlar hüsrandadır. Demek ki hüsranda olanların genel ölçüsü günahların mutlaka sevaplardan fazla olması. Ama şirk ise bir insanın amellerini boşa çıkarıyor. Şimdi Kehf Suresinin 103, 104, 105. âyet-i kerimelerine bakıyoruz. Ne görüyoruz orada?
18/KEHF-103: Kul hel nunebbiukum bil ahserîne a’mâlâ(a’mâlen).
De ki: “Ameller açısından en çok hüsrana uğrayanları size haber vereyim mi?”18/KEHF-104: Ellezîne dalle sa’yuhum fîl hayâtid dunyâ ve hum yahsebûne ennehum yuhsinûne sun’â(sun’an).
Onlar, dünya hayatında amelleri (çalışmaları) sapmış (kaybettikleri dereceler, kazandıkları derecelerden daha fazla) olanlardır. Ve onlar, güzel ameller işlediklerini zannediyorlar.18/KEHF-105: Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum fe lâ nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ(veznen).
İşte onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun Allah’a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız.Onlar diyor Allahû Tealâ: "Allah’a mülâki olmayı inkâr ederler ve Allah’ın âyetlerini inkâr ederler.
Allah’a mülâki olmayı inkâr eden kişi elbette Allah’a elbette ulaşmayacaktır. "Onların amelleri boşa gitmiştir." diyor Allahû Tealâ. Allah’a ulaşmayı inkar edenler, Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerdir. Öyleyse buradan bir sonuca gitmek mümkün. Allahû Tealâ A'râf Suresinin 146 ve 147. âyetlerinde Allah’ın âyetlerini tekzip edenlerden, yalanlayanlardan ve Allah’ın ilminden gafil olanlardan bahsediyor.
7/A'RÂF-146: Se asrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardı bi gayril hakkı ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minu bihâ ve in yerev sebîler ruşdi lâ yettehızûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi yettehızûhu sebîlâ(sebîlen), zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne).
Yeryüzünde haksız yere kibirlenen kimseleri, âyetlerimizden çevireceğim. Bütün âyetleri görseler, ona inanmazlar. Eğer rüşd yolunu görseler, onu yol edinmezler. Ve gayy yolunu görseler, onu yol edinirler. Bu; onların, âyetlerimizi yalanlamaları ve ondan gâfil olmaları sebebiyledir.7/A'RÂF-147: Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve likâil âhirati habitat a’mâluhum, hel yuczevne illâ mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
Ve onlar ki; âyetlerimizi ve ahirete ulaşmayı (hayatta iken ruhun Allah’a ulaşmasını) tekzip ettiler (yalanladılar) ve onların amelleri, heba oldu (boşa gitti). Onlar, yaptıklarından başka bir şeyle mi cezalandırılır?Allah’ın âyetlerini yalanlayan ve o âyetlerden gafil olanlardan bahsediyor. Ve bu yalanlayanların Allah’a mülâki olmayı yalanladıkları için hüsranda olduğu ifade ediliyor. Amellerinin boşa gittiği ifade ediliyor. Hüsranda olduğu değil amellerinin boşa gittiği ifade ediliyor.
Burada Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin ameli boşa gider diye söylenebilir mi? Evet. Âyetler öyle gösteriyor. Yani ister Allah’ın âyetlerini inkar etsinler, ister inkâr etmesinler ama Allah’a ulaşmayı dilemesinler o zaman şirktedirler. "Şirkte olanların da ameli boşa gider." demiş oluyor Allahû Tealâ.
