En’âm Suresinin 130. âyet-i kerimesi ile Zumer Suresinin 71. âyet-i kerimesi ve Mulk Suresinin 7, 8 ve 9. âyet-i kerimeleri arasındaki bağlantıyı açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Resûl ve Nebî » En’âm Suresinin 130. âyet-i kerimesi ile Zumer Suresinin 71. âyet-i kerimesi ve Mulk Suresinin 7, 8 ve 9. âyet-i kerimeleri arasındaki bağlantıyı açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

En’âm Suresinin 130. âyet-i kerimesi ile Zumer Suresinin 71. âyet-i kerimesi ve Mulk Suresinin 7, 8 ve 9. âyet-i kerimeleri arasındaki bağlantıyı açıklar mısınız?

En’âm 130:

6/EN'ÂM-130: Yâ ma’şerel cinni vel insi e lem ye’tikum rusulun minkum yakussûne aleykum âyâtî ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ, kâlû şehidnâ alâ enfusinâ ve garrathumul hayâtud dunyâ ve şehidû alâ enfusihim ennehum kânû kâfirîn(kâfirîne).
Ey insan ve cin topluluğu! Size âyetlerimi anlatan ve bugününüze ulaşacağınız konusunda sizi uyaran içinizden resûller (elçiler) gelmedi mi? “Kendi nefslerimize şahit olduk.” dediler. Dünya hayatı onları aldattı. Ve kendilerinin kâfir olduğuna, kendileri şahit oldular.


yâ ma’şerel cinni vel insi e lem ye’tikum rusulun minkum: “Ey insan ve cin topluluğu! Size resûlümüz, resûllerimiz gelmedi mi? Sizden resûllerimiz gelmedi mi?

Hem insanlara, hem cinlere. İnsanlara insanlardan, cinlere cinlerden resûller.

yakussûne aleykum âyâtî: Size âyetlerimizi kıssa etsin,
ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ: Bugün buraya geleceğinizi, bugününüze ulaşacağınızı söyleyen resûller gelmedi mi?
kâlû: Dediler ki.
şehidnâ: Biz şahit olduk
alâ enfusinâ: Nefslerimize.
ve garrethumul hayâtud dunyâ: Dünya hayatı onları aldattı.
ve şehidû alâ enfusihim: Nefslerine şahit oldular.
ennehum kânû kâfirîn (kâfirîne): Muhakkak ki onlar kâfirlerdir.

Kendilerinin kâfir olduğuna, kendileri şahit oldular.
    
Zumer 71:

39/ZUMER-71: Vesîkallezîne keferû ilâ cehenneme zumerâ(zumeran), hattâ izâ câuhâ futihat ebvâbuhâ, ve kâle lehum hazenetuhâ e lem ye’tikum rusulun minkum yetlûne aleykum âyâti rabbikum ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ, kâlû belâ ve lâkin hakkat kelimetul azâbi alâl kâfirîn(kâfirîne).
Kâfirler, zümre zümre cehenneme sürülürler. Oraya geldikleri zaman, onun (cehennemin) kapıları açılır. Ve onun (cehennemin) bekçileri onlara derler ki: “Size, sizden (sizin aranızdan) olan resûller gelmedi mi ki, size Rabbinizin âyetlerini okusun, bugüne (buraya) geleceğinizi (söyleyerek) uyarsın?” (Cehenneme gidenler) dediler ki: “Evet (geldiler).” Fakat azap sözü kâfirlerin üzerine hak oldu.


vesîkallezîne keferû ilâ cehenneme zumerâ (zumeran): Kâfirler cehenneme zümre zümre sürülürler.
hattâ izâ câuhâ futihat ebvâbuhâ: Oraya geldikleri zaman, cehennemin kapıları açılır.
ve kâle lehum hazenetuhâ e lem ye’tikum rusulun minkum:  ve onlara onun, cehennemin bekçileri derler ki, "Sizden resûller gelmedi mi size? Sizlere, sizden resûller gelmedi mi?"
yetlûne aleykum âyâti rabbikum: Ve üzerinize Allah’ın Rabbinizin âyetlerini okumadılar mı?
ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ: bugün buraya geleceğinize, bugün buraya ulaşacağınıza, buraya geleceğinize, geleceğiniz konusunda sizi uyarmadılar mı?
kâlû belâ: Dediler ki, "Evet".
ve lâkin hakkat kelimetul azâbi alel kâfirîn (kâfirîne): Ama azap kelimesi kâfirlerin üzerine hak oldu.

Öyleyse, Zumer 71'de de gene Allah’ın Resûl'leri geliyor ve onlara diyor ki, “Size Allah’ın âyetlerini okuyoruz, Rabbinizin âyetlerini okuyoruz ve sizi uyarıyoruz; Allah’a ulaşmayı dilemiyorsunuz. Bak bu âyetler bizim size tebliğ edeceğimizi, tebliğ yapmak mecburiyetinde olacağımızı söylüyor. İşte biz size tebliğimizi yapıyoruz ve bu tebliğ gereğince sizi uyarıyoruz. Allah’a ulaşmayı dilemediniz, gideceğiniz yer cehennemdir diyoruz.” Allah’a ulaşmayı dileyenleri de, gene resûller müjdeliyor.

Mulk Suresinin 7. âyet-i kerimesi:

67/MULK-7: İzâ ulkû fîhâ semiû lehâ şehîkan ve hiye tefûr(tefûru).
Oraya (cehenneme) atıldıkları zaman onun kaynayan korkunç sesini (gürlemesini) işittiler.


Mulk 8:

67/MULK-8: Tekâdu temeyyezu minel gayz(gayzi), kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye’tikum nezîr(nezîrun).
(Cehennem) nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. Oraya herbir grup atılışında onun (cehennemin) bekçileri onlara: “Size nezir (uyarıcı) gelmedi mi?” diye sordu.


tekâdu temeyyezu minel gayz (gayzi): Neredeyse cehennem öfkesinden çatlayacak gibi olur.
kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye’tikum nezîr (nezîrun): Her bir grup oraya, cehenneme atıldığında, cehennem bekçileri onlara: "Size nezir (ikaz edici,     uyarıcı resûl) gelmedi mi?" diye sorarlar.

Mulk 9:

67/MULK-9: Kâlû belâ kad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey'in entum illâ fî dalâlin kebîr(kebîrin).
Onlar (cehenneme atılanlar) dediler ki: “Evet, bize nezir gelmişti. Fakat biz onu yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz ancak büyük bir dalâlet içindesiniz, dedik.”


kâlû belâ: Dediler ki, "Evet" geldi.
kad câenâ nezîrun: Bize nezir, nezirler geldi.
fe kezzebnâ: Ve onları yalanladık.
ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey'in: "Allah, hiçbir şey indirmemiştir." dedik.
entum illâ fî dalâlin kebîr (kebîrin): "Muhakkak ki siz apaçık bir büyük bir sapıklık içindesiniz." dedik.

Mulk 10:

67/MULK-10: Ve kâlû lev kunnâ nesmeu ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîr(saîri).
Ve: “Eğer biz işitmiş veya akıl etmiş olsaydık, alevli ateş halkı arasında olmazdık.” dediler.


Öyleyse çok açık bir şekilde görülüyor sonuçlar. En'âm Suresinin 130. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ cinlere ve insanlara, kendilerine cinlerden ve insanlardan resûller gelip gelmediğini soruyor. Zumer Suresinin 71. âyet-i kerimesinde gene resûller söz konusu. Mulk Suresinin 7, 8 ve 9. âyet-i kerimelerinde de aynı resûller nezir adıyla kullanılmış. Sadece farklılık bu kadar.

Benzer konular