Sıratı Mustakîm üzerinde bulunmamız neye bağlıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Sıratı Mustakîm » Sıratı Mustakîm üzerinde bulunmamız neye bağlıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Sıratı Mustakîm üzerinde bulunmamız neye bağlıdır?

- Allah’a ulaşmayı dilemek,
- Mürşidine tâbî olmak,
- Ruhu Allah’a ulaştırmak.

Bunların her birisi, merdivenin birer basamağı.

Sevgili kardeşlerim! Ne yazık ki, dîn adamlarımız artık eskisi gibi değiller. Yani Osmanlı İmparatorluğu devrinde bütün dîn adamları Allah’a ulaşmayı dilemek, mürşide tâbiiyet, ruhun Allah’a ulaşması, fizik bedenin teslimi, nefsin teslimi, muhlis olmak ve iradeyi teslim etmeyi hedef edinmişlerdi.

Şimdi bizim dîn adamlarımız, İslâm’ın 5 şartını tatbik ediyorlar. Tamam, namaz kılmak da oruç tutmak da zekât vermek de hacca gitmek de kelime-i şahadet getirmek de farz. Ama sevgili kardeşlerim, bununla nasıl İslâm olabilirsiniz?

İslâm ne demek? Evvelâ bunu, bu insanların öğrenmesi lâzım. İslâm ‘teslim olan’ demek. Namaz kılan, oruç tutan, zekât veren, hacca giden, kelime-i şahadet getiren bir insan nesini Allahû Tealâ’ya teslim etmiştir? Hangi sıfatla kendisini İslâm sayıyor? Bir insanın Kur’ân’daki İslâm’ı yaşayabilmesi, gerçek anlamda İslâm olabilmesi mutlaka teslimlere bağlıdır.

- Ruhunu Allah’a teslim edecek.
- Fizik bedenini Allah’a teslim edecek.
- Nefsini Allah’a teslim edecek.
- İradesini Allah’a teslim edecek.

Bu teslimlerin hiç birisi, şu anda çok büyük bir kitle tarafından tatbik edilmiyor. Dîn adamlarımız da insanlara bunları öğretmek istikametinde; dîn adamlarımızın çok çok büyük bir kısmı bunları insanlara öğretmek istikametinde bir gayretin sahibi değiller. Hatta biz bunları öğretiyoruz diye bize kızanlar bile var.

Sevgili kardeşlerim! Kur’ân bir bütündür. Bu bütünün hakikatlerini herkese öğretmekle hepiniz vazifelisiniz. 7 tane safha:

- Allah’a ulaşmayı dilemek,
- Mürşide tâbiiyet,
- Ruhun Allah’a ulaşması,
- Fizik bedenin teslimi,
- Nefsin teslimi,
- Muhlis olmak ve
- İradeyi Allah’a teslim etmek.

Bu 7 safhanın 7’si de Kur’ân-ı Kerim’de farz! Teslimlere bakıyoruz:

- Ruhun teslimi,
- Fizik bedenin teslimi,
- Nefsin teslimi ve
- İradenin teslimi olarak 4 tane teslim var.

Sevgili kardeşlerim! Ne kadar hazin bir olgu ki; bugün İslâm, İslâm’ın 5 şartına indirilmiş vaziyette.

- Namaz kılmak,
- Oruç tutmak,
- Zekât vermek,
- Hacca gitmek,
- Kelime-i şahadet getirmek.

Şimdi soruyoruz o insanlara, bunu yaparak görevlerini yaptığını zannedenlere: “Neyinizi Allah’a teslim ettiniz? Siz İslâm mısınız evvelâ, her şeyden evvel? “Elbette İslâm’ız.” cevap, “Elbette İslâm’ız.” Güzeel. İslâm kelimesi ‘teslim olmak’ demek olduğuna göre, siz acaba Allah’a neyinizi teslim ettiniz? Namaz kılarak, oruç tutarak, zekât vererek, hacca giderek, kelime-i şahadet getirerek, İslâm’ın 5 şartını kullanarak, gerçekleştirerek neyinizi Allah’a teslim ettiniz? Hiç kimse bana bu 5 şartla; İslâm’ın 5 şartıyla ‘ruhumu, fizik bedenimi, nefsimi veya irademi teslim ettim’ diye hiçbir şey söyleyemez. Bu, bir teslimi ifade etmiyor; ne namaz kılmak, ne oruç tutmak, ne zekât vermek, ne hacca gitmek, ne de kelime-i şahadet getirmek.

Teslim:

- Ruhun Allah’a teslimidir.
- Fizik bedenin Allah’a teslimidir.
- Nefsin Allah’a teslimidir.
- İradenin Allah’a teslimidir.

Kur’ân-ı Kerim hepsini de farz kılmış. Şimdi tabiî burada bana sual sormalısınız: “Ee, bunların hepsini teslim edemezsek cehenneme mi gideceğiz?” Hayır, sevgili kardeşlerim! Böyle bir şey söylemedik. Bir insan daha Allah’a ulaşmayı dilediği anda 1. kat cennetin sahibidir. Sonra mürşidine tâbî olacaktır; 2. kat cennetin sahibi, ruhu vücudundan ayrılıp Allah’a ulaşacaktır; 3. kat cennetin sahibi, fizik bedenin teslimi; 4, nefsin teslimi; 5, muhlis olmak; 6, iradeyi teslim etmek; 7. kat cenneti kazanmasına sebebiyet verir insanların ve insanlar bunları hâlâ bilmiyorlar.

Sevgili kardeşlerim! Bu kadar az insan tarafından mı acaba takip ediliyoruz da insanlar bunları araştırmak gereğini bile duymuyorlar? Özellikle dîn adamlarına sesleniyoruz. Görevinizi yapmıyorsunuz sevgili kardeşlerim! İslâm, İslâm’ın 5 şartından ibaret değildir. İslâm 7’li bir tatbikattır ve İslâm kelimesi ‘teslim olan’ demektir. Şimdi sizlere sesleniyorum: Namaz kılıyorsunuz, güzel! Oruç tutuyorsunuz, evet! Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek hepsini de gerçekleştiriyorsunuz. Güzel!

1.Sual: Sizin dîninizin adı ne?

İslâm değil mi? Eğer İslâmsa, İslâm ‘teslim olan’ demek. Siz şimdi namaz kılarak, oruç tutarak, zekât vererek, hacca giderek, kelime-i şahadet getirerek neyinizi Allah’a teslim ediyorsunuz? Hanginiz bana cevap verebilirsiniz ki?

Biz dînimizi sizlerden; insanlardan öğrenmedik, Allah’tan öğrendik! Ve hepinize bunu sormak hakkımızdır bizim. İnsanlara dîn öğretiyorsunuz. Ama İslâm’ın 5 şartını öğretebiliyorsunuz sadece. İslâm’ın şartı 5 değildir; 7’dir. Nerede teslimler? İslâm ‘teslim’ demek olmasına rağmen, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmekle neyinizi Allah’a teslim edebilirsiniz?

Sevgili kardeşlerim, sevgili dîn adamları! Lütfen sözlerimize dikkat edin. Hangi âyetleri kullandığımıza dikkat edin, bakın Kur’ân-ı Kerim’e ve tatbikatınızın; İslâm’ın 5 şartıyla devam eden tatbikatınızın Allah katında yetersiz olduğunu bilin istiyoruz. Ve bunu başkalarına da öğretmekle en çok vazifeli olan sizlersiniz, dîn adamları! Tekrar ediyorum. İslâm’ın 5 şartı İslâm’ın tamamı değildir. Hepsi farzdır, Evet! Namaz kılmak da oruç tutmak da zekât vermek de hacca gitmek de kelime-i şahadet getirmek de hepsi farzdır. Ama bu 5 tane şart hiç kimseyi cehennemden kurtaramaz. Namaz kılmak da oruç tutmak da zekât vermek de hacca gitmek de kelime-i şahadet getirmek de hepsi farzdır.

Ama bir insan:

- Allah’a ulaşmayı dilemedikçe 1. kat cennete giremez.
- Mürşidine tâbî olmadıkça 2. kat cennete giremez.
- Ruhunu Allah’a ulaştırmadıkça 3. kat cennete giremez.
- Fizik bedenini teslim edemezse 4. kat cennete giremez.
- Nefsini teslim edemezse 5. kat cennete giremez.
- Muhlis olamazsa 6. kat cennete giremez.
- İradesini Allah’a teslim etmedikçe 7. kat cennete giremez sevgili kardeşlerim!

Kur’ân bunları açık ve kesin bir şekilde farz kılmış. Ve Osmanlı İmparatorluğu boyunca bunların hepsi padişahlar tarafından da; onlar da dahîl olmak üzere bütün Osmanlı’ya tatbik edilmiş ve Osmanlı bundan çok büyük bir mutluluk duyarak, hepsi mutlaka mürşidlerine tâbî olmuşlar ve ruhlarını, fizik bedenlerini, nefslerini ve iradelerini Allah’a teslim etmek konusunda büyük çaba göstermişlerdir. Bir kısmı bu hedeflere ulaşmıştır. Ulaşamayan da çok. Ama ulaşamayanlar da üst kat noktalara ulaşamayanlar. Yoksa Allah’a ulaşmayı hepsi dilemişler. Mürşidlerine tâbî olmuşlar.

Sevgili kardeşlerim! Bütün esnaf, bütün sanatkârlar, bütün asker, bütün öğretim sistemi Osmanlı İmparatorluğu boyunca hepsi tasavvuftandı, sevgili kardeşlerim! Hepsi tasavvuftandı. Bütün padişahlar mutlaka ‘lala’ adını verdikleri mürşidlerine tâbî olmuşlardır. Osmanlı İmparatorluğu boyunca, baştan sona kadar bütün padişahlar mutlaka mürşidlerine tâbî olmuşlardır. Bütün ordu mutlaka mürşidlerine tâbîdir. Bütün esnaf mutlaka mürşidlerine tâbî olmuşlardır. Osmanlı böyle bir Osmanlı’ydı.
 
Allah razı olsun.

Benzer konular