Sıratı Mustakîm ile seyr-i sulûk arasında ne gibi bir bağlantı vardır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Sıratı Mustakîm » Sıratı Mustakîm ile seyr-i sulûk arasında ne gibi bir bağlantı vardır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Sıratı Mustakîm ile seyr-i sulûk arasında ne gibi bir bağlantı vardır?

‘Sıratı Mustakîm’ Allah’a ulaştıran yolun adıdır. Sırat ‘yol’ demek, Mustakîm ‘istikamet üzere olan yol’ demek. İstikamet nereye? Allah’a!

Kim ruhunu Allah’a ulaştırmak üzere hacet namazını kılar, Allah’tan mürşidini sorarsa birincide olmasa bile ikincide veya üçüncüde Allahû Tealâ ona mutlaka mürşidini gösterecektir. O mürşide veya onun bir vekiline ulaşan bu kişinin, yapması lâzımgelen şey ‘tâbî’ olmaktır. Tâbîiyetle beraber Allah’ın emrettiği mürşide ulaşıp da ona tâbîiyeti gerçekleştiren bütün insanlar için, tâbîiyetle beraber bir gerçek oluşur. Ruh vücuttan ayrılarak Allah’a doğru yola çıkan kafileye o da dahil olur. Ve bu kişinin ruhu 7 tane gök katını; 1., 2., 3., 4., 5., 6., 7. gök katını birer birer aşarak Sidretül Münteha’ya ulaşacaktır. Oradan da Allah’ın Zat’ına ulaşacaktır.

Allah’ın Zat’ına ulaşan bir insan; ruhu Allah’ın Zat’ına ulaşan insan, Allah’a ruhunu teslim etmiştir. İşte bu 1. teslimdir.

Bundan sonra kişi zikrini arttırmak suretiyle fizik vücudunu Allah’a teslim edecektir. Daha sonra daimî zikirle nefsini Allah’a teslim edecektir. Daha sonra da iradesini Allah’a teslim edecektir. İşte Allahû Tealâ’nın bu standarttaki emirleri ne yazık ki, İslâm âleminin çok büyük bir kesimi tarafından sekteye uğramıştır. Onlara göre İslâm’ın 5 şartı vardır:

- Namaz kılmak,
- Oruç tutmak,
- Zekât vermek,
- Hacca gitmek,
- Kelime-i şahadet getirmek.

Hayır, sevgili kardeşlerim! İslâm’ın şartı 5 değildir; 7’dir:

* Bunlara Allah’a ulaşmayı dilemek ve
* Ruhu, vechi, nefsi ve iradeyi Allah’a teslim etmek de ilâve edilmesi mecburiyeti vardır.

Kur’ân-ı Kerim hepsini farz kılmıştır. Bütün insanlara “ruhumuzu, fizik bedenimizi, nefsimizi ve irademizi Allah’a teslim etmeyi” Allahû Tealâ farz kılmış ama insanların hepsinin bu hedeflerin hepsine ulaşmasının mümkün olmadığı bir vakıa. Mutlaka daimî zikre ulaşması lâzım, bu hedeflerin hepsine ulaşabilmesi için kişinin.

Ama Allahû Tealâ daha o kişi Allah’a ulaşmayı dileyip de ölse, onu 1. kat cennetine alıyor. Mürşidine tâbî olup ölse 2. kat cennetin sahibi yapıyor. Ruhu Allah’a ulaştıktan sonra ölse 3. kat cennetin sahibi, fizik bedenini teslim etse, ölse 4. kat cennetin sahibi, nefsini teslim etse; 5, muhlis olsa; 6, iradesini de Allah’a teslim etse 7. kat cennetin sahibi oluyor.

Sevgili kardeşlerim! “Biz Kur’ân’ı çok iyi biliriz. Cart curt…” diyen insanlara bunları sorduğumuz zaman, bunların cevabını veremiyorlar. Sevgili kardeşlerim! İslâm, İslâm’ın 5 şartından ibaret değildir. İslâm’ın 5 şartı:

- Namaz kılmak,
- Oruç tutmak,
- Zekât vermek,
- Hacca gitmek,
- Kelime-i şahadet getirmek.

Hani tâbiiyet? Hani teslimler? İslâm ‘teslim olan’ demek. Ruhumuzu, fizik bedenimizi, nefsimizi ve irademizi Allah’a teslim etmemizi Kur’ân-ı Kerim farz kılıyor. Ve koskoca bir İslâm camiası ve ne kadar hazin bir gerçek ki sevgili kardeşlerim; dîn adamları, insanları ‘İslâm’ın şartı 5’tir.’ diye 5 şartı ileri sürüyorlar. Korkunç bir tuzak içindeyiz sevgili kardeşlerim!

Hayır, İslâm’ın şartı 5 değildir. Namaz kılmak da oruç tutmak da zekât vermek de hacca gitmek de kelime-i şahadet getirmek de farzdır. Ama Allah’a ulaşmayı dilemek de farzdır. Ve daha ötesi, asıl önemlisi ruhumuzu, fizik bedenimizi, nefsimizi ve irademizi Allah’a teslim etmemiz de farz kılınmıştır üzerimize. Ve bunların hepsini unutup: “İslâm’ın 5 şartı vardır. Daha fazlası yoktur.” demek, Allah’ın Kur’ân-ı Kerim’ini ‘inkâr etmek’ demektir.

Allah razı olsun.

Benzer konular