Hidayet ve Sırat-ı Mustakîm arasında nasıl bir bağlantı vardır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Hidayet ve Sırat-ı Mustakîm arasında nasıl bir bağlantı vardır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Hidayet ve Sırat-ı Mustakîm arasında nasıl bir bağlantı vardır?

Sevgili kardeşlerim! Sırat-ı Mustakîm demek; Sırat, “yol” demek. “Mustakîm” de, “istikamet üzere” demek. Nedir “istikamet üzere olan”? Nereye istikamet üzere olacak? Allah’a.

Kim ruhunu Allah’a ulaştırmayı dilerse, bu kişinin ruhunu Allah’a ulaştırma dileğinin sahibi olduğunu ifade eder. Bu ise Allah’ın istediği bir emirdir. Allahû Tealâ ister ki; herkes ruhunu Allah’a ulaştırsın. Herkes fizik vücudunu Allah’a teslim etsin. Herkes nefsini Allah’a teslim etsin. Herkes iradesini Allah’a teslim etsin. Ve böylece daha üst kat daha üst kat daha üst kat cennetlere ulaşsın.

Sevgili kardeşlerim! Şeytan da ister ki; hiç kimse cennete girmesin. Herkes kendisiyle beraber cehenneme girsin. Ve insanlara devamlı olarak negatif şeyler kabul ettirmeye çalışır. Allah’ın yasak ettiği filleri yapmalarını sağlamaya çalışır. Allah’ın yasak ettiği fiilleri insanların işlemelerini gerçekleştirmelerini sağlamaya çalışır. Allah’ın emirlerini ise yapmamalarını sağlamaya çalışır. Hedefi nedir? Hedefi o kişinin Allah’ın emirlerini yerine getirmeyerek her gün derecat kaybetmesini, aynı zamanda da Allah’ın yasaklarını işleyerek gene derecat kaybetmelerini gerçekleştirmek ister.

Allahû Tealâ söylüyor sevgili kardeşlerim, her gün sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı 5 defa namaz kılmamız lâzım. Ama Allah’ın dostları 5 vakit namazla yetinmezler. Onlar daha öteye geçerler her zaman.

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ’nın istediği şey bu kadar net iken; yani Allahû Tealâ herkesin mutlu olmasını istiyorsa, Allahû Tealâ herkesin zikrin sahibi, çok zikrin sahibi, daimî zikrin sahibi olmasını istiyorsa, Allahû Tealâ o insanın bütün vazifelerini, manevi vazifelerini yaparak her birinden gerekli lezzeti, tadı, mutluluğu almasını istiyorsa, o zaman biz insanların bunları yerine getirmemiz gerekmez mi sevgili kardeşlerim? Ne kaybederiz ki? Allahû Tealâ’nın istediğini yerine getirmek mutluluğu yakalamak demektir. Kim mutlu olmak istiyorsa o Allah’ın emirlerini yerine getirerek mutlu olur, yasak ettiği filleri işlemeyerek mutlu olur. Kim de Allah’ın emirlerini yerine getirmiyorsa, yasakları ise işliyorsa, bu ikisi de ayrı ayrı negatif iki faktördür ve bu  kişiyi cehenneme doğru devamlı götürür.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ emretmiş.

1. Namaz kılacağız.
2. Oruç tutacağız.
3. Zekât vereceğiz.
4. Hacca gideceğiz.
5. Kelime-i şahadet getireceğiz.

Ama bunlardan bir kısmı bazı insanlar için mümkün olamaz. Mesela hacca herkes gidemez. İmkân meselesi bu. Ama sevgili kardeşlerim! Elinizde olan imkânlarla neyi yapabilirseniz, Allahû Tealâ bunları biliyor. Sizin neyi yapabileceğinizi bilen Allahû Tealâ onu gerçekleştirdiğiniz takdirde sizi mutluluğa ulaştıracaktır. Huzur içinde olacaksınız.

Hepiniz için Allahû Tealâ’nın emri açık ve kesin sevgili kardeşlerimiz! Allahû Tealâ, hepsini bir araya topladığınız zaman neyi istiyor sizden? Mutlu olmanızı… Allah ile ilişkisi olmayan, Allah’ı emredici bir sahip olarak değerlendirmeyen bir insan mutlu olamaz sevgili kardeşlerim! Allah hiçbir emrini, ‘bu emri gerçekleştirin’ diye verdiği hiçbir emrini laf olsun diye vermez. Allah’ın farz emirleridir hepsi. Ve ancak yerine getirenler bakarlar ki; yerine getirdikleri zaman, eskiden bunların hiç birini yapmayan bir insan onların hepsini yerine getirdiği günlerde dünyadaki en mutlu insanlardan birsi olur. Anlar ki; Allah’ın dostluğu sadece, Allah’ın emirlerini yerine getirmek sadece bütün insanlar için bir mutluluk imkânıdır. Allahû Tealâ herkesin mutlu olmasını ister. Ve yapılan bütün gayretler o kişinin hedefine ulaşması istikametinde Allah’ın bir ni’metidir.

Sevgili kardeşlerimiz! Bütün insanlar için Allahû Tealâ istiyor ki; onlar Allah’ın emrini yerine getirsinler de mutlu olsunlar. Allah’ın emirlerinin hepsini, Allah’ın yasaklarının hepsini teker teker inceleyin. Göreceksiniz ki; hepsi aynı hedefe dayalı: İnsanların kurtuluşuna, insanların cennete girmesine, insanların cehennemden kurtulmasına sebebiyet verecek olan aslî unsurlar. Zaten Allah’ın emrini yerine getirdiğiniz zaman duyacağınız mutluluk, yasakları devre dışı bırakmayı başardığınız zaman duyacağınız mutluluk, size başkalarının söylediklerini hiç düşündürmez. Yaşamışsınızdır olayı. Emri yerine getirmişsinizdir ve mutlu olmuşsunuzdur. Yasak ettiği fiili işlememiş ve mutlu olmuşsunuzdur. Öyleyse oradan çıkardığınız netice o olacaktır ki; Allahû Tealâ boşuna emir vermez. Boşuna yasak koymaz. Emir vermesi de mutluluğun oluşması içindir. Koyduğu yasak da gene mutluluğun bozulmaması yani oluşması içindir, devam etmesi içindir.

İşte bütün insanlar için kapılar ardına kadar açık. Allah’a ulaşmayı dileyen bir insan cehennemden kendisini kurtarmış olan bir insandır. Gerçekten dilemiş midir? O kişiye Allahû Tealâ mürşid sevgisi verecektir. Eğer bir insan Allah’a ulaşmayı diledikten sonra, hacet namazını kılıp da Allah’tan mürşidini sormuşsa, Allah ona göstermişse, o mürşide karşı bir sevgi duymuşsa iç dünyasında tamamdır. O kişi gerekeni yapmıştır. Yapması lâzımgelen şey o mürşide ulaşıp veya onun bir vekiline ulaşıp tâbiiyeti almak. İşte bu kadar basit. Herşey çok mu güzel, yoksa bana mı öyle geliyor sevgili kardeşlerimiz? Allah razı olsun.

Benzer konular