En’âm 152’de belirtilen Allah'ın ahdini yerine getirmeyenlerin En’âm 153’te ve Rûm 32’de belirtilen fırkalara ayrılanlar olduğunu söyleye bilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Fırkalara Ayrılmak » En’âm 152’de belirtilen Allah'ın ahdini yerine getirmeyenlerin En’âm 153’te ve Rûm 32’de belirtilen fırkalara ayrılanlar olduğunu söyleye bilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

En’âm 152’de belirtilen Allah'ın ahdini yerine getirmeyenlerin En’âm 153’te ve Rûm 32’de belirtilen fırkalara ayrılanlar olduğunu söyleye bilir miyiz?

Bunu da hemen söyleyelim ki evet. En’âm 152’de Allahû Tealâ diyor ki:

6/EN'ÂM-152: Ve lâ takrabû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddehu, ve evfûl keyle vel mîzâne bil kıst(kıstı), lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ ve izâ kultum fa’dilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum vassâkum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).
Yetimin malına, o en kuvvetli çağına gelinceye kadar, en güzel şekliyle olmadıkça yaklaşmayın. Ölçü ve tartıyı adaletle yerine getirin. Kimseyi gücünün dışında (bir şey ile) sorumlu tutmayız. Söylediğiniz zaman, yakınınız olsa bile, artık adaletle söyleyin. Allah’ın ahdini yerine getirin (ifa edin). Böylece tezekkür edersiniz diye, (Allah) işte böyle, size onunla vasiyet (emir) etti.


“Yetimin malına, o en kuvvetli çağına gelinceye kadar, en güzel şekliyle olmadıkça yaklaşmayın. Ölçü ve tartıyı adaletle yerine getirin. Kimseyi gücünün dışında (bir şey ile) sorumlu tutmayız. Söylediğiniz zaman, yakınınız olsa bile artık adaletle söyleyin. Allah’ın ahdini yerine getirin (Yani ruhunuzu, vechinizi, nefsinizi ve iradenizi Allah'a teslim edin. Allah'ın ahdi budur; ruhun da vechin de nefsin de iradenin de Allah'a teslimi). Böylece tezekkür edersiniz diye Allah size onunla vasiyet etti.” diyor Allahû Tealâ.  

Allah’ın vasiyeti de aynısıdır. Yani ruhun, vechin, nefsin ve iradenin; 4 faktörün de Allah'a teslimi. Şimdi Rûm 32’ye geliyoruz:

30/RÛM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû şiyean, kullu hızbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne).
(O müşriklerden olmayın ki) onlar, dînlerinde fırkalara ayrıldılar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanırlar.


minellezîne ferrakû dînehum ve kânû şiyeâ(şiyean): Onlar ki dînlerinde fırkalara ayrılmışlardır. Ve hizipler olmuşlardır. Ayrı ayrı gruplar olmuşlardır.
kullu hızbin: Bütün hizipler.
bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne): Ellerindekiyle ferahlanırlar.

Suale dönüyoruz şimdi, âyetlere baktık. En’âm 152’de: “Allah'ın ahdini yerine getirin.” diyor. En’âm 152’de belirtilen Allah'ın ahdini yerine getirmeyenler yani “ve bi ahdillâhi evfû: Allah'ın ahdini yerine getirin.” ifadesinin dışında kalanlar, burada Allah'ın ahdini yerine getirmeyenler, En’âm 153’de fırkalara ayrılanlardır. Rûm 32’de de gene fırkalara ayrılanlardır.

Rûm 31’de Allahû Tealâ diyordu ki:

30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.


munîbîne ileyhi: O’na dön; Allah'a yönel.
vettekûhu: Ve O’na karsı (Allah'a karşı) takva sahibi ol.
ve ekîmûs salâte: Namaz kıl.
ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne): Ve müşriklerden olma.

Yani müşriklerden olmayan kişi kim? Allah'a ulaşmayı dileyerek takva sahibi olan kişi, Müşrikler kim? Fırkalara ayrılanlar. Allah'a ulaşmayı dilemeyen kişi müşriklerden olmayandır. Öyleyse En’âm 152’deki Allah'ın ahdini yerine getirmeyenler, onlar açık bir şekilde müşriklerdir. Rûm 32’de gene müşrikler tarif ediliyor. Onlar fırkalara ayrılandır. En’âm 152’de fırkalara ayrılanlar; Allah'ın ahdini yerine getirmeyenlerden En’âm 153’de belirtilen Sıratı Mustakîm üzerinde bulunmayıp diğer sebîllerde oldukları için, fırkalara ayrıldıkları için fırkalara ayrılanlar olarak değerlendirilenler olduğunu görüyoruz.

Öyleyse kardeşimiz gene doğru, güzel bir ifadeyle onların durumlarını belirtmiş. Vurguların hepsi yerli yerine oturuyor.

Benzer konular