Günümüzde İslâm toplumu bölünmüş ve tevhid zarar görmüştür. Tevhidin oluşmasında devrin halifesinin rolünü bizlere açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Tevhid » Günümüzde İslâm toplumu bölünmüş ve tevhid zarar görmüştür. Tevhidin oluşmasında devrin halifesinin rolünü bizlere açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Günümüzde İslâm toplumu bölünmüş ve tevhid zarar görmüştür. Tevhidin oluşmasında devrin halifesinin rolünü bizlere açıklar mısınız?

Kardeşimiz diyor ki: “Sevgili Efendimiz! Kutlu ellerinizden sonsuz kez öpüyor, sizi çok ama çok seviyorum. Bugün Diyarbakır’a sevgi güneşi doğdu. Rabbimize sonsuz hamd ve şükrederiz ki; tekrar biraradayız. Gelişinizle Diyarbakır ilimiz şereflendi. Gönlümüz sevginizle ısındı. Siz, bize hep sevgiyi hatırlatıyorsunuz. Sevgiyi sizden öğrendik. Dînimizi sizden öğrendik. Ey devrin imamı! Hidayet çağının önderi, Sevgili Peygamberimizin sevgili torunu, Allah'ın Resûl’ü Mehdi (A.S)! Sizinle olmaktan tarifsiz bir mutluluk duyuyoruz. Gönlümüze ve şehrimize hoş geldiniz. İzninizle birkaç sualim olacaktı.

Günümüzde İslâm toplumu bölünmüş ve tevhid zarar görmüştür. Tevhidin oluşmasında devrin halifesinin rolünü bizlere açıklar mısınız?” Allah razı olsun.

Devrin halifesinin rolü gelecek günlerde kendini gösterecektir. İslâm âleminin birleşmesi asıldır. Mutlaka birleşecektir. Gelecek günlerde İslâm âleminin birleştiğini göreceksiniz. Ve halifenin ortaya çıkışıyla bu olay gerçekleşir. Bütün İslâm ülkeleri halifeyi bekliyorlar. Halife, bu istikamette ortaya çıktığı zaman kimliği teşdit edildiği zaman İslâm ülkeleri mutlaka biraraya geleceklerdir. Halife, Osmanlı’nın içindeydi. Ve halife varken İslâm âlemi bir bütündü. Birleşmiş milletler gibiydi. Ama Osmanlıyla beraber İslâm âleminin hükümranlığı, Cumhuriyetle Osmanlı’nın inkırazıyla Cumhuriyet idarisi zamanında sona erdi. Son halife de ülkeden ihraç edilerek ülke dışına gönderildi. Ve sonra tekrar döndü ama son halife olarak ülkesinde öldü. Ve hilafet onunla sona fizik standartlarda erdi. Aslında hilafet ölmedi hâlâ yaşıyor ve devrin halifesi de devrin her zaman imamıdır.

Gelecekte harpler şu anda devam eden harplerin sonunu getirecek olan bir büyük harp söz konusu olacak. Ve galip gelecek olan İslâm âlemidir. Ve bütün ülkeler dînlerinin aslında tek bir dîn olduğunu yakın gelecekte zaten öğreneceklerdir. Öğrendikleri zaman bu konunun büyük problemi, problemin büyük kısmı halledilecektir. Ve yakın gelecekte bir dünya sulhu mutlaka kurulacaktır.  

“Her devirde bir halife bir imam ve ya müceddîd olduğunu hamdolsun ki, artık biliyoruz. Allahû Tealâ tarafından seçilen bu imama nasıl ulaşabiliriz?”

O imama ulaşmanın çok kolay bir yolu var. Kişi hacet namazını kılacak ve Allah’tan soracaktır. Hacet namazı 4 rekâtlık bir namazdır:

Evvelâ boy abdesti alınır.

 1. rekâtta; Fâtiha’dan sonra 3 tane Âyetel Kürsî okunur.
2. rekâtta;  Fâtiha+İhlâs+ Felâk+ Nâs.
Ara…
3. rekâtta; Fâtiha+İhlâs+ Felâk+ Nâs.
4. rekâtta; Fâtiha+İhlâs+ Felâk+ Nâs.

Bu namaz, yatmadan evvel kılınan son namaz olmalı. Mutlaka boy abdesti almalı. Bu namazı kıldıktan sonra da kişi yatağa girmeli ve uyumalıdır. Ve de hacet namazının neticesinde Allahû Tealâ’nın mutlaka sorduğu sualin cevabını verecektir. Böylece devrin imamını görmek mümkün olur. Görünce kişi inanamayabilir. Önemli değil bir defa daha, bir defa daha kılınca hep aynı kişiyi görecektir. Ve neticede Allah'ın kendisine gösterdiği o kişiye gidip tâbî olacaktır. Bu da dünya sulhunu temin edecek olan yegâne çözümdür.

“Günümüz İslâm öğretiminde ahirette peygamberlerin, evliyaların bazı Allah'a yakın insanların şefaat edecekleri anlatılır. Efendimiz, Kur’ân-ı Kerim'e göre ahirette şefaat var mıdır?”

Sevgili kardeşlerim! Gerçekten bunlar şayialardır. Ve bu şayialar hep sürgit devam eder. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in, bütün peygamberlerin şefaati; yaşadıkları süreç içerisinde geçerlidir. Ve şefaat bu dünya hayatında mümkün olan bir husustur. Allahû Tealâ birçok âyet-i kerimede “Kıyâmet günü kimsenin şefaatinin kimseye bir fayda vermeyeceği.” açık ve kesin bir şekilde anlatılmış durumda. Kıyâmet günü hiç kimsenin şefaati hiç kimseye bir fayda vermez. Allahû Tealâ Kur’ân-ı Kerim'de bu hususu kesinleştirmiş. Kıyâmet günü bir şefaat oluşması, Kur’ân’a göre mümkün değildir.

Benzer konular