Sebe Suresinin 6. âyet-i kerimesi ve Hacc Suresinin 54. âyet-i kerimesinde ilim verilen kişilerden bahsedilmekte. Her iki âyet-i kerimede bahsedilen ilmin muhtevası hakkında bilgi verir misiniz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Sıratı Mustakîm » Sebe Suresinin 6. âyet-i kerimesi ve Hacc Suresinin 54. âyet-i kerimesinde ilim verilen kişilerden bahsedilmekte. Her iki âyet-i kerimede bahsedilen ilmin muhtevası hakkında bilgi verir misiniz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Sebe Suresinin 6. âyet-i kerimesi ve Hacc Suresinin 54. âyet-i kerimesinde ilim verilen kişilerden bahsedilmekte. Her iki âyet-i kerimede bahsedilen ilmin muhtevası hakkında bilgi verir misiniz?

Sebe Suresinin 6. âyet-i kerimesi:

34/SEBE-6: Ve yerâllezîne ûtûl ılmellezî unzile ileyke min rabbike huvel hakka ve yehdî ilâ sırâtıl azîzil hamîd(hamîdi).
Ve kendilerine ilim verilenler, sana Rabbinden indirilenin hak olduğunu ve onun Azîz (ve) Hamîd Olan'ın (Allah'ın) yoluna (Allah'a ulaştıran Sıratı Mustakîm'e) hidayet ettiğini (ulaştırdığını) görüyorlar.


“İlme nail olanlar, ilim verilenler bilirler ki; Rabbinden Sana indirilen haktır ve sizi yegâne galip olan, övülen Allah’ın yoluna ulaştırır.”

Kendilerine ilim verilenler... Bu ilim verilenler kimlerdir? Allah’a ulaşmayı dileyenlerdir. Onlar, kalplerinden ekinnet alınıp, onların kalplerinden küfür alınıp, onların kalplerinin mührü açılıp, içine (kalbinin içine) ihbât konulanlardır. Bu insanlar kendilerine ilim verilenlerdir. Ama bu ilim verilmesi, o ilmi henüz idrak etmeye başlama seviyesindedir. Yani burası 7. basamağı ifade eder ve 14. basamağa kadar bu kişilere ilim verilmeye devam edilir.  

Hacc Suresinin 54. âyet-i kerimesinde:

22/HACC-54: Ve li ya’lemellezîne ûtûl ilme ennehul hakku min rabbike fe yu’minû bihî fe tuhbite lehu kulûbuhum, ve innallâhe le hâdillezîne âmenû ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).
Ve kendilerine ilim verilenlerin, onun (irşad makamının, Velî Resûl'ün, Nebî Resûl'ün) söylediklerinin Rabbinden bir hak olduğunu bilmeleri, O'na îmân etmeleri, onların kalplerinin O'nu (Allah'ı) idrak etmesi (kalplerinden ekinnetin alınıp yerine ihbat sistemi konarak kalplerin mutmain olması) içindir. Muhakkak ki Allah, âmenû olanları (Allah'a ulaşmayı dileyenleri) mutlaka Sıratı Mustakîm'e hidayet edendir.


“Kendilerine ilim verilenlerin O’nun (irşad makamının, resûlün, nebînin)  söylediklerinin Rabbinden bir hak olduğunu bilmeleri, O’na îmân etmeleri, onların kalplerinin O’nu (Allah’ı) idrak etmesi (kalplerinden ekinnetin alınıp, yerine ihbât siteminin konularak o kalplerin mutmain olması) içindir. Muhakkak ki Allah, âmenû olanları mutlaka Sıratı Mustakîm’e hidayet edendir.”

Allahû Tealâ Sebe Suresinin 6. âyet-i kerimesinde: “Sana indirilen haktır, kendilerine ilim verilenler, Sana indirilenin hak olduğunu bilirler.” diyor. Burada, Hacc Suresinin 54. âyet-i kerimesindeki işaret; 14. basamakta Sıratı Mustakîm’e ulaşmayı ifade eder. 7. basamaktan kişiyi alır, 14. basamağa ulaştırır. Sebe Suresinin 6. âyet-i kerimesindeki işaret ise; gene kendilerine ilim verilenlerin ilimden nasipdar olmaları 3. basamaktan itibaren bir muhtevayı alır.

Allah’a ulaşmayı dilediği andan itibaren kişi, artık kendine ilim verilen olacaktır. Çünkü gözlerindeki hicab-ı mesture alınacak, kulaklarındaki vakra alınacak, kalbindeki ekinnet alınacak. Ve bunlar olduğu anda kişi ilk Sıratı Mustakîm’e yani Allah’a ulaşmayı dileyenlerin ulaştığı (Allah’a ilk defa kul olanların ulaştığı) bir Sıratı Mustakîm’e ulaşmış olur. Buraya Allahû Tealâ: “Sırâtıl Azîzil Hamîd” diyor; ilk Sıratı Mustakîm.

Böyle bir Sıratı Mustakîm’e kişinin ulaştığı an, Allah’a ulaşmayı dilediği andır.  Bu noktadan itibaren birkaç dakika içinde gözler, kulaklar, kalp Allah’ın söylediklerini anlayabilecek hale gelecek. Bu noktadan itibaren, birkaç dakika içerisinde kişi taguta kul olmaktan içtinap edecek, müjdeye hak kazanacak, Allah’a kul olacak. Olduğu anda da ilk kulluğun gerektirdiği ilk Sıratı Mustakîm’e (Sırâtıl Azîzil Hamîd), oraya ulaşacak.  

Ve notlarımıza 2 Sıratı Mustakîm’i yazalım:

1- Sebe Suresinin 6. âyet-i kerimesi, 1. Sıratı Mustakîm; Sırâtıl Azîzil Hamîd.
2- Hacc Suresinin 54. âyet-i kerimesi, 2. Sıratı Mustakîm.

Adı da zaten Sıratı Mustakîm; gerçek Sıratı Mustakîm. Yani bu dünyadaki kişinin, tâbî olduğu noktadan başlayarak Allah’a ulaşana kadar takip edeceği iki yatay, iki dikey sebîlden oluşan gerçek Sıratı Mustakîm; Allah’a ulaştıran yol.  

Önce Sırâtıl Azîzil Hamîd’e ulaştırıyor Allahû Tealâ. Yani burası, manevi bir dizayn. Bu noktada kişi sadece Allah’a ulaşmayı dilemiş, ruhu vücudundan ayrılmamış. Öyle bir yolculuk söz konusu değil ama taguta kul olmaktan kurtulmuş ve ölü iken hayata geçirilmiş. 3. basamaktan 7. basamağa kadar olan 5-6 dakikalık bir zaman parçasında kişi ilk Sıratı Mustakîm’i yaşar, Sıratı Mustakîm’e ulaşmıştır.

7. basamaktan 14. basamağa kadar yapacağı gayretler, zikirler Allahû Tealâ’nın ona verdikleri, onu 14. basamakta gerçek Sıratı Mustakîm’e ulaştıracaktır.

 Hacc Suresinin 54. âyet-i kerimesi bu sebeple ikinci kesimi, yani yönelmenin ikinci kesimini ifade eder. Sebe Suresinin 6. âyet-i kerimesi yönelmenin birinci kesimini, Hacc Suresinin 54. âyet-i kerimesi yönelmenin ikinci kesimini ifade eder. 14. basamakta yönelme tamamlanır, ondan sonra gerçek Sıratı Mustakîm ile ruhun Allah’a ulaşması başlar. Ruhu yola çıkmıştır, Allah’a ulaşacaktır.

Öyleyse bu üçüncü basamağa kadar tebliğ söz konusudur. Üçüncü basamaktan 7. basamağa kadar kıraat söz konusudur. Ancak 14. basamaktan sonra Allahû Tealâ’nın bir başka dizaynı başlar. Bu dizayn; tezkiyedir.

3. basamağa kadar tebliğ.
3. basamaktan 7. basamağa kadar kıraat.
7. basamaktan 14. basamağa kadar tilâvet.

Ve 3. basamağa kadar kişi hiçbir yolda değil. 3. basamaktan 7. basamağa kadar birkaç dakika içinde kişi Sırâtıl Azîzil Hamîd’e ulaşıyor. Geri kalanları, sonraki… Ondan sonra kişi 7. basamaktan 14. basamağa kadar Sıratı Mustakîm’e, gerçek Sıratı Mustakîm’e ulaşmak üzere bir hazırlığın içerisinde ve Sırâtıl Azîzil Hamîd 14. basamağa kadar devam ediyor. 14. basamakta, Sıratı Mustakîm başlıyor.

Benzer konular