Tevbe-33’de belirtilen müşrikler ile Rûm-32’de açıklanan dînde fırkalara ayrılan müşrikler arasında bir ilişki varmı?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Tevbe-33’de belirtilen müşrikler ile Rûm-32’de açıklanan dînde fırkalara ayrılan müşrikler arasında bir ilişki varmı?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Tevbe-33’de belirtilen müşrikler ile Rûm-32’de açıklanan dînde fırkalara ayrılan müşrikler arasında bir ilişki varmı?

Tevbe-32’den sonra Tevbe-33 geliyor. Neydi Tevbe-32?

9/TEVBE-32: Yurîdûne en yutfîû nûrallâhi bi efvâhihim ve ye'ballâhu illâ en yutimme nûrahu ve lev kerihel kâfirûn(kâfirûne).
(Onlar) ağızları ile Allah’ın nurunu söndürmeyi istiyorlar. Ve Allah, kâfirler kerih görseler bile nurunu tamamlamaktan başka bir şey istemez.


“Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmeyi istiyorlar. Ve Allah, kâfirler kerih görselerde nurunu tamamlayacaktır, tamamlamaktan başka birşey istemez.”

9/TEVBE-33: Huvellezî ersele resûlehu bil hudâ ve dînil hakkı li yuzhirahu alâd dîni kullihî ve lev kerihel muşrikûn(muşrikûne).
Resûl'ünü müşrikler kerih görseler de, hidayetle ve hak dîn ile (bu dîni) bütün dînler üzerine izhar etmesi (hak dîn olduğunu ispat etmesi) için gönderen O'dur.


huvellezî ersele resûlehu bil hudâ: O’dur ki resûlünü bir hidayetle göndermiştir.
ve dînil hakkı: Ve hak dînine göndermiştir. (Kâinatın tek dînine göndermiştir.)

Burada geçerli resûl, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’dir. Ve dîni bütün dînlerin üzerine izhar etmek için, açıklık kazandırmak için.

“Müşrikler istemese de Allah resûlünü hidayetle ve hak dînle gönderen O’dur.” diyor Allahû Tealâ. Öyleyse resûlünü, Allahû Tealâ bütün resûllerini hidayetle gönderir. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’i elbette gene hidayetle gönderecekti ve hak dîn ile gönderecekti. Ve bütün dînlerin üzerine hak dîni izhar etmek için, açıklamak için, bütün o gelmiş geçmiş bütün dînlerden, aslında dînlerin değiştirilmiş şekillerinden bahsetmiş oluyor Allahû Tealâ burada.

“O dînlerin üzerine kâinattaki ezelî dîni, kayyum olan dîni, ezelden ebede devam edecek olan tek dîni izhar etmesi için, açıklamak için, açıklağa kavuşturmak için gönderdi.” diyor.

Rûm-32 ise:

30/RÛM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû şiyean, kullu hızbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne).
(O müşriklerden olmayın ki) onlar, dînlerinde fırkalara ayrıldılar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanırlar.


minellezîne ferrakû dînehum ve kânû şiyeâ(şiyean): Onlar ki fırkalara ayrılmışlardır ve bölük bölük olmuşlardır (grup grup olmuşlardır).
kullu hızbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne): Her biri ellindekiyle ferahlanır.

Rûm-31’i hatırlarsak:

30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.


“Allah’a ulaşmayı dile, Allah’a yönel ve takva sahibi ol. Ve namaz kıl ve takva sahibi olarak müşriklerden olma.”

Burada da  “minellezîne; Onlardan.” diyor Allahû Tealâ. “O müşriklerden olma ki onlar dînde fırkalara ayrılmışlardır ve grup grup olmuşlardır. Her grup kendi ellindekiylen ferahlanır.”

Tevbe-3’deki müşriklerle Rûm-32’deki müşrikler aynı müşrikler. Gruplara, hiziplere ayrılanlar.

Allah’a ulaşmayı kısaca dilemeyenler, hidayetin dışında kalanlar. Hak dîn sadece bir tek dîndir, Hazreti İbrâhîm’in ismiyle, zamanındaki ismiyle hanif dîni, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in zamanındaki ismiyle İslâm, yani Allah’a teslim olan dîni.

Öyleyse Allahû Tealâ dînini hidayetle gönderdiğine göre, hak dîn olarak gönderdiğine göre, müşrikler de bunun dışında kaldığına göre, bu dîn, hidayetin dîni yani Allah’a ulaşmayı dileyenlerin tek fırkayı oluşturduğu dînin söz konusu edilmesi bu âyet-i kerimede, Tevbe-33’de.

“Bütün dînlerle mukayese ederek bunun hak dîni olduğunu anlatmak üzere.” Ve Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in devrinde gerçekten hak dîn yaşanmıştır yani İslâm’ın 7 safhası yaşanmıştır ve 4 tane teslim bütün sahâbece gerçekleştirilmiştir. Sahâbe dediğimiz o kişilerdir ki ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah’a teslim ederek hedefe ulaşmışlardır.

Tevbe Suresinin 33. âyet-i kerimesi 2.sualde bir ilişkinin varlığı kesin olarak çıkıyor ortaya. Müşriklerle müşrik olmayanların ayrıldığı bir kesim. Peygamber Efendimiz (S.A.V) müşrik olmayanların dînini açıklıyor.

Öyleyse Allah’a ulaşmayı diliyerek başlayan bir dînden bahsetmek söz konusu.

Allah razı olsun.

Benzer konular