Mu’min 38 ve Bakara 256’da irşad yolundan bahsedilmekte. Buna göre irşad yolunda olmanın tâbiiyetle olan ilişkisini bizlere izah eder misiniz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Mürşid » Mu’min 38 ve Bakara 256’da irşad yolundan bahsedilmekte. Buna göre irşad yolunda olmanın tâbiiyetle olan ilişkisini bizlere izah eder misiniz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Mu’min 38 ve Bakara 256’da irşad yolundan bahsedilmekte. Buna göre irşad yolunda olmanın tâbiiyetle olan ilişkisini bizlere izah eder misiniz?

Mu’min-38:

40/MU'MİN-38: Ve kâlellezî âmene yâ kavmittebiûni ehdikum sebîler reşâd(reşâdi).
Ve âmenû olan adam şöyle dedi: "Ey kavmim! Bana tâbî olun ki sizi irşad yoluna ulaştırayım."


“ve kâlellezî âmene yâ kavmittebiûni ehdikum sebîler reşâd(reşâdi): Âmenû olan adam şöyle dedi: ‘Bana tâbî olun ki sizi irşad yoluna ulaştırayım."

Dikkat edin! Buradaki âmenû olan adam, irşad makamına ulaşmış olan, 7. kademe âmenû olmuş bir kişi. 7. kademe âmenû olmayı tamamlamış birisinden bahsediyor Allahû Tealâ. Mürşid olmuş, nefsindeki bütün afetleri yok olmuş, nefsinin kalbi 19 mertebe müzeyyen olmuş, iradesini de Allah’a teslim etmiş; ruhunu, vechini, nefsini teslim ettikten sonra iradesini de Allah’a teslim etmiş ve Allahû Tealâ ona “İrşada memur ve mezun kılındın.” cümlesiyle irşad makamının yetkisini vermiş. Bu kişi söylüyor: “Bana tâbî olun ki sizi ‘sebîler reşâda’, irşad yoluna ulaştırayım.” Bu yol kişiyi irşad olmaya götürür, rüşd yoludur.

Bakara-256:

2/BAKARA-256: Lâ ikrâhe fîd dîni kad tebeyyener ruşdu minel gayy(gayyi), fe men yekfur bit tâgûti ve yu’min billâhi fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, lânfisâme lehâ, vallâhu semîun alîm(alîmun).
Dînde zorlama yoktur. irşad yolu (hidayet yolu, Allah’a ulaştıran yol), gayy yolundan (dalâlet yolundan, şeytana, cehenneme ulaştıran yoldan) açıkça (ayrılıp) ortaya çıkmıştır. Artık kim tagutu (şeytanı ve şeytana ulaştıran yolu) inkâr edip de Allah’a îmân ederse (mü’min olur, Allah’a ulaştıran yolu tercih ederse), böylece o, (Allah’tan) kopması mümkün olmayan urvetul vuskaya (sağlam bir kulba, mürşidin eline) tutunmuştur. Allah Sem’î’dir, Alîm’dir.


Allahû Tealâ diyor ki: “Dînde zorlama yoktur. İrşad ile gayy yolu birbirinden ayrılmıştır. (İrşad yolu mürşide ve cennete götüren yol, gayy yolu cehenneme götüren yol ve şeytana götüren yol.) Kim tagutu (insan ve cin şeytanları) inkâr eder, onları elinin tersiyle iter de devre dışı bırakır da âmenû olursa Allah’a ulaşmayı dilerse (rüşd yolunu seçerse), o zaman o, (Allah’tan) kopması mümkün olmayan (bir kulba) sımsıkı sarılır.” diyor Allahû Tealâ.

“İrşad yolunda olmanın tâbiiyetle ilişkisi nedir?” sualinin cevabı; açıkladık zaten, Allahû Tealâ söylüyor:
 
“Allah’tan kopması mümkün olmayan bir “urvetil vuskâya” bir kulba sımsıkı sarılır.” diyor. İşte o kulp, Allahû Tealâ’nın irşad makamıdır.

Diyor ki: “Allah’ın ipine ve insanlardan bir ipe sımsıkı sarılın.” diyor Allahû Tealâ “Ve şirkten böylece kurtulun.” diyor. Allahû Tealâ’nın dizaynı, şeytanın adımlarına tâbî olmaktan kişiyi kurtarmasıdır.

Burada Allahû Tealâ’nın söylediği şey “Allah’ın ipine ve insanlardan bir ipe sımsıkı sarılın.” ifadesi bir başka âyette geçiyor. Allah’ın ipi, Allah’a ulaşmayı dilemek. Dilediği an, kişi Allah’ın ipine sarılmıştır. Çünkü “Fırkalara ayrılmayın.” diye başlıyor âyet-i kerime. Âli İmrân Suresinin 103. âyet-i kerimesi böyle bir ifade kullanıyor:

3/ÂLİ İMRÂN-103: Va’tasımû bihablillâhi cemîân ve lâ teferrakû, vezkurû ni’metallâhi aleykum iz kuntum a’dâen fe ellefe beyne kulûbikum fe asbahtum bi ni’metihî ihvânâ(ihvânen), ve kuntum alâ şefâ hufratin minen nâri fe enkazekum minhâ, kezâlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihî leallekum tehtedûn(tehtedûne).
Ve hepiniz, Allah’ın ipine sımsıkı tutunun, fırkalara ayrılmayın! Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki ni’metini hatırlayın; siz (birbirinize) düşman olmuştunuz. Sonra sizin kalplerinizin arasını birleştirdi, böylece O’nun (Allah’ın) nimeti ile kardeşler oldunuz. Ve siz ateşten bir çukurun kenarında iken sizi ondan kurtardı. İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklıyor. Umulur ki böylece siz hidayete erersiniz.


Öyleyse fırkalara ayrılmayanlar Allah’ın ipine sımsıkı sarılmış olanlardır. O ip, o tek yola götürür; Sıratı Mustakîm’e götürür. Onlar Allah’a yönelenlerdir. Sıratı Mustakîm’e ulaşabilmek için ise mutlaka mürşide ulaşıp tâbî olmak gerekiyor. Tâbiiyetle ancak mürşide ulaşılıyor, bu da Bakara-256’da Allahû Tealâ onu ifade ediyor. Allah’tan kopması mümkün olmayan bir kulp, insanlardan bir iptir yani mürşiddir.

Benzer konular