Bakara Suresinin 6 ve 7. âyet-i kerimeleri ile Âli İmrân Suresinin 81. âyet-i kerimesi arasında ilişki var mıdır?
Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Bakara Suresinin 6 ve 7. âyet-i kerimeleri ile Âli İmrân Suresinin 81. âyet-i kerimesi arasında ilişki var mıdır?
Bakara Suresinin 6 ve 7. âyet-i kerimeleri ile Âli İmrân Suresinin 81. âyet-i kerimesi arasında ilişki var mıdır?
Âli İmrân-81:
Bu âyet-i kerime ile diğer âyet-i kerimeler arasında direkt ilişki yok. Ama bundan sonraki âyet-i kerimeyle ilişki var. Çünkü Âli İmrân-82’de Allahû Tealâ: “Bundan sonra o resûl açıklamasını yaptıktan sonra kim ona tâbî olmazsa onlar fasıklardır.” diyor.
Ve bu muhtevada Allahû Tealâ’nın Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin fasıklar olduğunu söylemesi söz konusu. Bu Bakara 6 ve 7 ile Munâfikûn Suresinin 6. âyet-i kerimesi arasında ilişki var. Birinde Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin Allah tarafından perdelenmesi söz konusu ve onların küfürde kalacakları ifade ediliyor. Ama Peygamber Efendimiz (S.A.V) öyle olan insanlar için de mağfiret talep ediyor. Allahû Tealâ bu Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin fasıklar olduğunu ifade ederek onları affetmeyeceğini, hidayete erdirmeyeceğini söylüyor. Ve Âli İmrân-81’de de nebîler var yani Peygamber Efendimiz (S.A.V) de var. Mağfiret dileseler de nebîler, onların -Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin- affedilmesi söz konusu değil, şeklinde bir sonuca ulaşıyoruz.
Dolayısıyla dolaylı bir bağlantıdan bahsedilebilir. Burada o Resûl’e îmân edileceğini ve O’na mutlaka yardım edileceğini söylüyor Allahû Tealâ. Yani burada onların mağfiret dileyeceğine dair bir işaret yok ama nebîlerden bahsettiğine göre ve mağfireti dileyen de Peygamber Efendimiz (S.A.V) olduğuna göre bu âyet-i kerimede de var olduğuna göre dolaylı bir münasebetten bahsedilebilir.
3/ÂLİ İMRÂN-81: Ve iz ehazallâhu mîsâkan nebiyyîne lemâ âteytukum min kitâbin ve hikmetin summe câekum resûlun musaddikun limâ meakum le tu’minunne bihî ve le tansurunnehu, kâle e akrartum ve ehaztum alâ zâlikum ısrî, kâlû akrarnâ, kâle feşhedû ve ene meakum mineş şâhidîn(şâhidîne).
Ve Allah, nebilerden, “Size kitap ve hikmet verdim. Sonra size, beraberinizde olanı (Allah'ın size verdiği kitapları) tasdik eden bir Resûl geldiği zaman, O'na mutlaka îmân edeceksiniz ve O'na mutlaka yardım edeceksiniz” diye misak aldığı zaman, “İkrar ettiniz mi (kabul ettiniz mi?) ve bu ağır (ahdimi) üzerinize aldınız mı?” diye buyurdu. (Onlar da): “İkrar ettik (kabul ettik)” dediler. (Allahû Teâlâ): “Öyleyse şahit olun ve Ben sizinle beraber şahitlerdenim.” buyurdu.Bu âyet-i kerime ile diğer âyet-i kerimeler arasında direkt ilişki yok. Ama bundan sonraki âyet-i kerimeyle ilişki var. Çünkü Âli İmrân-82’de Allahû Tealâ: “Bundan sonra o resûl açıklamasını yaptıktan sonra kim ona tâbî olmazsa onlar fasıklardır.” diyor.
3/ÂLİ İMRÂN-82: Fe men tevellâ ba’de zâlike fe ulâike humul fâsikûn(fâsikûne).
Artık bundan sonra, kim yüz çevirirse (nebilerden sonra gelecek olan bu Resûl'ü inkâr ederse), işte onlar, onlar fâsıklardır.
Ve bu muhtevada Allahû Tealâ’nın Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin fasıklar olduğunu söylemesi söz konusu. Bu Bakara 6 ve 7 ile Munâfikûn Suresinin 6. âyet-i kerimesi arasında ilişki var. Birinde Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin Allah tarafından perdelenmesi söz konusu ve onların küfürde kalacakları ifade ediliyor. Ama Peygamber Efendimiz (S.A.V) öyle olan insanlar için de mağfiret talep ediyor. Allahû Tealâ bu Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin fasıklar olduğunu ifade ederek onları affetmeyeceğini, hidayete erdirmeyeceğini söylüyor. Ve Âli İmrân-81’de de nebîler var yani Peygamber Efendimiz (S.A.V) de var. Mağfiret dileseler de nebîler, onların -Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin- affedilmesi söz konusu değil, şeklinde bir sonuca ulaşıyoruz.
Dolayısıyla dolaylı bir bağlantıdan bahsedilebilir. Burada o Resûl’e îmân edileceğini ve O’na mutlaka yardım edileceğini söylüyor Allahû Tealâ. Yani burada onların mağfiret dileyeceğine dair bir işaret yok ama nebîlerden bahsettiğine göre ve mağfireti dileyen de Peygamber Efendimiz (S.A.V) olduğuna göre bu âyet-i kerimede de var olduğuna göre dolaylı bir münasebetten bahsedilebilir.
