Âli İmrân-74, Zumer-53 ve Ankebût-23 göz önüne alındığında Allah’ın rahmetini dilediğine tahsis etmesinin Allah’a ulaşmayı dileyenler için olduğunu söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Âli İmrân-74, Zumer-53 ve Ankebût-23 göz önüne alındığında Allah’ın rahmetini dilediğine tahsis etmesinin Allah’a ulaşmayı dileyenler için olduğunu söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Âli İmrân-74, Zumer-53 ve Ankebût-23 göz önüne alındığında Allah’ın rahmetini dilediğine tahsis etmesinin Allah’a ulaşmayı dileyenler için olduğunu söyleyebilir miyiz?

Evet, sadece Allah’a ulaşmayı dileyenlere Allahû Tealâ Rahmân esmasıyla tecelli eder.

Âli İmrân-74:

3/ÂLİ İMRÂN-74: Yahtassu bi rahmetihî men yeşâ’(yeşâu), vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).
Rahmetini dilediğine tahsis eder. Ve Allah, “Büyük Fazl” sahibidir.


 “Rahmetini dilediğine tahsis eder, yani Rahmân esmasıyla tecelli ettiklerine tahsis eder Allah, zul fazl’ıl azîmdir. Fazlın, azim fazlın sahibidir.”

Yani fazl gönderme ve rahmet gönderme müessesesi Allah’a aittir. “Rahmetini tahsis eder.” diyor. Bununla beraber fazlını da tahsis ettiğini âyet-i kerime söylemiş oluyor. Salâvât ve rahmet, salâvât ve fazl beraber gelen iki çift nurdur. Salâvât partikülleri her zaman taşıyıcıdır, fazıllarsa bu taşıyıcı sistemin, kargo uçağının içindeki yüktür. Fazıllar kargo uçağının içindeki yüktür. Salâvât nurları beraberlerinde fazılları taşır. Salâvât nurları beraberlerinde rahmet nurlarını da taşır.

Zumer-53:

39/ZUMER-53: Kul yâ ıbâdiyellezîne esrefû alâ enfusihim lâ taknetû min rahmetillâhi, innallâhe yagfiruz zunûbe cemîâ(cemîan), innehu huvel gafûrur rahîm(rahîmu).
De ki: "Ey nefsleri üzerine israf yüklemiş (haddi aşmış) kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Muhakkak ki Allah, günahların hepsini mağfiret eder (sevaba çevirir). O, muhakkak ki O; Gafûr’dur (mağfiret eden), Rahîm’dir (rahmet nuru gönderen)."


kul yâ ıbâdiyellezîne esrefû alâ enfusihim lâ taknetû min rahmetillâh(rahmetillâhi): ey kendi aleyhlerinde haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin.
(Nefslerine israf eden, nefslerini israf eden kullarım, aleyhlerinde haddi aşan kullarım.)
innallâhe yagfiruz zunûbe cemîâ(cemîan): muhakkak ki Allah bütün günahları mağfiret eder.
(Günahların hepsine mağfiret eder, yani hepsini sevaba çevirir.)
innehu huvel gafûrur rahîm(rahîmu): muhakkak ki O, günahları sevaba çeviren ve Rahîm esmasıyla tecelli edendir, rahmet gönderendir.

Ankebût Suresinin 23. âyet-i kerimesi:

29/ANKEBÛT-23: Vellezîne keferû bi âyâtillâhi ve likâihî ulâike yeisû min rahmetî ve ulâike lehum azâbun elîm(elîmun).
Allah’ın âyetlerini ve O’na (Allah’a) mülâki olmayı (ruhlarını hayatta iken Allah’a ulaştırmayı) inkâr edenler; işte onlar, rahmetimden ümidi kestiler. Ve işte onlar ki; onlar için elîm azap vardır.


“Allah’ın âyetlerini ve Allah’a ulaşmayı inkâr edenler, onlar Allah’ın rahmetinden ümit kesmişlerdir. Onlar, Benim rahmetimden ümit kesmişlerdir ve işte onlar, acı azap onlarındır.” diyor Allahû Tealâ.

Şimdi soruya bakıyoruz: “Âli İmrân-74, Zumer-53, Ankebût-23 göz önüne alındığında Allah’ın rahmetini dilediğine tahsis etmesinin Allah’a ulaşmayı dileyenler için olduğunu söyleyebilir miyiz?”

Evet, Allah’ın rahmetini dilediğine tahsis etmesinin, yani Allahû Tealâ’nın rahmetini tahsis edeceği kişiler Allah’a ulaşmayı dileyenlerdir, başkaları değildir. Bu neticeye üç âyetten çok açık bir şekilde ulaşılıyor.

Benzer konular