Görevlerimin hiçbirini lâyıkıyla yapmıyorum. Ben Allah'a ulaşmayı dilediği mi zannediyorum ama aslında dilemeyenler kısmında mıyım?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Görevlerimin hiçbirini lâyıkıyla yapmıyorum. Ben Allah'a ulaşmayı dilediği mi zannediyorum ama aslında dilemeyenler kısmında mıyım?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Görevlerimin hiçbirini lâyıkıyla yapmıyorum. Ben Allah'a ulaşmayı dilediği mi zannediyorum ama aslında dilemeyenler kısmında mıyım?

Size bir sorum var, yanlış hatırlamıyorsam Temmuz ayı derginizin sunuş yazınızda, şöyle diyordunuz: “İbadetlerinizi yapamıyorsanız, onlardan zevk alamıyorsanız, namazlarınızı zevk alarak kılmıyorsanız, zekâtlarınızda zorlanıyorsanız, perşembeleri oruç tutarken açlık hissediyorsanız, zikirlerinizi yapmıyorsanız siz bu yolda değilsiniz.” Ben aynen söylediğiniz ve tarif ettiğiniz gibiyim. Görevlerimin hiçbirini lâyıkıyla yapmıyorum. Oruç tutarken acıkıyorum, namaz kılmaktan kaçıyorum, ben yolda değil miyim? Yolda değilsem ne yapmalıyım? Aslında ben dilemeyenler kısmında mıyım? Bu yapmadığım görevlerimizin neticesinde haklı olarak birçok imtihan yaşıyorum. Aileme iyi bir örnek olamıyorum, yalan söylüyorum, verilen görevleri ve hizmetleri zamanında ve lâyıkıyla yapamıyorum, tasavvufa iyi bir örnek teşkil etmiyorum, özellikle zikirlerimi yapamıyorum. Benim ne yapmam gerekiyor?

Yolda değilsen Allah'a ulaşmayı mutlaka dile. Dilediğin zaman, gerçek anlamda dilersen bunların değiştiğini göreceksin, Allahû Tealâ'nın İradesinin seni kontrolü altına aldığını ve adım adım hedeflere götürdüğünü göreceksin. Ne yapmalıyım sualini, diğer açıklamalarının sonuna bırakalım çünkü burada bitmiyor.  

“Bir başka sohbetinizde de bu saydıklarımızı yapmayanları Allah'a ulaşmayı dilediğini zannedip de o dileğin sahibi olmayanlar olarak tanımlıyordunuz.”

 Evet! Ben de hatırlıyorum. İki söylediği de kardeşimizin bir gerçek. Gerçekten bunları aynen söyledik.

“Ben de mi Allah'a ulaşmayı dilediği mi zannediyorum? Aslında ben dilemeyenler kısmında mıyım?”

Evet, Allah'a ulaşmayı dilediğini zannediyorsun, aslında dilemeyenler kısmındasın. Şimdi ne olurdu? Sen Allah'a ulaşmayı dileseydin Allahû Tealâ bunu anında işitecekti, bilecekti, görecekti ve derhâl gözlerini açacaktı, kulaklarını açacaktı, kalbini açacaktı ve bu noktadan sonra sadece Allah'a ulaşmayı dileyen birisi olmayacaktın, bu noktadan sonra Allah'a fiili olarak ulaşma yolunda olan birisi olacaktın. Bu ilk 7 kademedeki olay, ilk 7 kademeyi, basamağı burada aşıyorsun. Ondan sonra irşad makamına ulaşıncaya kadar 7 kademe daha geçip irşad makamına ulaşıyorsun, tâbî oluyorsun. Evvelâ burada 7. basamakta Allah'a ulaşmayı dilemekten öteye geçiyorsun. Allah'a ulaşmayı dilemenin ötesine geçiyorsun, Allah'a ulaşmak için harekete geçiyorsun.

14. basamakta ise kalbine îmân yazılıyor, devrin imamının ruhu başının üzerine geliyor ve ruhunu Allah'a doğru yola çıkarıyorsun. Birincisi Allah'a ulaşmayı dilemek, ikincisi Allah'a ulaşmak. Allah'ın iki tane daveti var; birincisi Allah'a ulaşmayı dileme daveti, bu daveti gerçekleştirenler ancak Allah'a ulaşacak olanlardır. Allah'a ulaşmayı dilemek de Allah'ın davetidir, Allah'a ulaşmak da Allah'ın davetidir. Allah'a ulaşmayı dileyenler Allah'a ulaşacak olanlardır. Birinci daveti tamamlayanlar, 4. faktöre de gireceklerdir.

Biliyorsunuz bir insan,

1. Allah'a inanır,
2. Allah’a insan ruhunun hayattayken ulaşacağına inanır,
3. Bunun farz olduğuna inanır,

Sanıyorum ki, bu 3 faktör sizde olmalı. İşte bunlar gerçek anlamda varsa Allahû Tealâ o kişinin 7 tane açıdan Allah'a ulaşacak bir hüviyete gelmesine sebebiyet verir. Rahmân esmasıyla tecelli ederek bunları yapar ve ondan sonra da o kişiyi irşad makamına mutlaka ulaştırır. O kişi bu noktaya kadar, 14. basamağa kadar namazı, orucu, zekâtı, haccı, kelime-i şahadet getirmeyi seven birisi olacaktır. “Ben de mi Allah'a ulaşmayı dilediğimi zannediyorum” diyor. Evet, söylediğiniz gibiyseniz siz de Allah'a ulaşmayı dilediğinizi zannediyorsunuz.

“Aslında ben dilemeyenler kısmında mıyım? Bana yardım eder misiniz, Efendimiz.” diyor. “Bu yapmadığım görevlerimizin neticesinde haklı olarak birçok imtihan yaşıyorum. Aileme iyi bir örnek olamıyorum, yalan söylüyorum, verilen görevleri ve hizmetleri zamanında ve lâyıkıyla yapamıyorum, tasavvufa iyi bir örnek teşkil etmiyorum, özellikle zikirlerimi yapamıyorum. Benim ne yapmam gerekiyor?” diyor kardeşimiz.

Allah'a ulaşmayı dilemen gerekiyor. Eğer Allah'a ulaşmayı dilersen bu iş gerçekten otomatik olarak rayına girer. Dilediğini zannetmesiyle dilemesi aynı şey değildir bir insanın. Dileyip dilemediğini anlaması hiç de zor değildir. Kendisine baksın, kardeşimizin burada anlattığı şeyler eğer bir insanda varsa o bilsin ki, o Allah'a ulaşmayı henüz dilememiştir ama dilemek de zor bir şey değildir. Dilediğiniz zaman Allah'ı kendinize tevekkül edeceksiniz. Allah'ın İradesi sizi tutup velâyet mertebesine kadar ulaştıracaktır.

Allah'a lâyık olun.

Benzer konular