Âli İmrân Suresinin 103. âyet-i kerimesi ile Âli İmrân Suresinin 112. âyet-i kerimesi arasında Allah'ın ipi açısından bir ilişki var mı?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'ın İpi » Âli İmrân Suresinin 103. âyet-i kerimesi ile Âli İmrân Suresinin 112. âyet-i kerimesi arasında Allah'ın ipi açısından bir ilişki var mı?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Âli İmrân Suresinin 103. âyet-i kerimesi ile Âli İmrân Suresinin 112. âyet-i kerimesi arasında Allah'ın ipi açısından bir ilişki var mı?

Bakalım ne diyor Âli İmrân-103:

3/ÂLİ İMRÂN-103: Va’tasımû bihablillâhi cemîân ve lâ teferrakû, vezkurû ni’metallâhi aleykum iz kuntum a’dâen fe ellefe beyne kulûbikum fe asbahtum bi ni’metihî ihvânâ(ihvânen), ve kuntum alâ şefâ hufratin minen nâri fe enkazekum minhâ, kezâlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihî leallekum tehtedûn(tehtedûne).
Ve hepiniz, Allah’ın ipine sımsıkı tutunun, fırkalara ayrılmayın! Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki ni’metini hatırlayın; siz (birbirinize) düşman olmuştunuz. Sonra sizin kalplerinizin arasını birleştirdi, böylece O’nun (Allah’ın) nimeti ile kardeşler oldunuz. Ve siz ateşten bir çukurun kenarında iken sizi ondan kurtardı. İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklıyor. Umulur ki böylece siz hidayete erersiniz.


va’tasımû bihablillâhi cemîân: Hepiniz Allah'ın ipine sarılın.
ve lâ teferrekû: Ve fırkalara ayrılmayın.
 
Fırkalara ayrılmamaktan bahsediyor Allahû Tealâ. Allah'ın ipine sarılmak fırkalara ayrılmamak oluyor.
 
vezkurû ni’metallâhi aleykum: Allah'ın üzerinizdeki ni'metini zikredin.
iz kuntum a’dâen: Siz birbirinize düşmandınız (adüv idiniz).
fe ellefe beyne kulûbikum: Kalplerinizin arasını o zaman bunun üzerine Allah kalplerinizin  arasını birleştirdi (telif etti).
fe asbahtum bi ni’metihî ihvânâ(ihvânen): Ve O’nun (Allah'ın) ni'meti ile kardeşler oldunuz. (Artık bu noktada kardeşler oldunuz).
ve kuntum alâ şefâ hufretin minen nâri:  Siz bir ateş çukurunun kenarındaydınız.
fe enkazekum minhâ: Ve Allah sizi oradan kurtardı.
kezâlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihî leallekum tehtedûn(tehtedûne): İşte bunun gibi Allah, âyetlerini bildirir ki; böylece hidayete eresiniz.

Burada Allahû Tealâ’nın çok açık bir işareti var. Allah'ın ipine sımsıkı sarılmak demek; fırkalara ayrılmamak demek. Yani tek bir fırkanın içinde olmak demek, o fırkayı hepiniz çok iyi biliyorsunuz artık. Allah’a ulaşmayı dileyenlerin fırkası. Allah’a ulaşmayı dilediği anda kişi mü’min olur. Ve bu dilek varsa o fırka kurtuluş fırkasıdır. O fırka Allah'ın ipine sımsıkı sarılmıştır. Allahû Tealâ ne diyordu Rûm Suresinin 31 ve 32. âyetlerinde:

30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.


“Allah'a ulaşmayı dile ve takva sahibi ol. Ve namaz kıl ve müşriklerden olma.” “O müşriklerden ki...” diye bir sonraki âyette devam ediyor Allahû Tealâ Rûm-32’de:

30/RÛM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû şiyean, kullu hızbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne).
(O müşriklerden olmayın ki) onlar, dînlerinde fırkalara ayrıldılar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanırlar.


“O müşriklerden olmayın ki; onlar dînde fırkalara ayrılmışlardır her biri kendi elindekiyle ferahlanırlar.”

Öyleyse o fırkalara ayrılanlardan olmamak sadece bir tek sebeple mümkün; Allah’a ulaşmayı dilemekle! Burada da Allahû Tealâ, Allah’a ulaşmayı dilemenin, Allah'ın ipine sarılmak olduğunu ifade etmiş oluyor. Çünkü “Ve fırkalara ayrılmayın.” diyor Allahû Tealâ. Allah'ın ipine sımsıkı sarılanlar fırkalara ayrılmaz. Allah’a ulaşmayı dileyenler fırkalara ayrılmaz. Allah’a ulaşmayı dilemek Allah'ın ipine sımsıkı sarılmaktır.

Âli İmrân-103 ile Rûm-31 ve 32 arasında çok yakın bir illiyet rabıtası söz konusu. Fırkalara ayrılmayanlar, Allah'ın ipine sımsıkı sarılanlardır. Sebe-20’ye göre bunlar Allah'ın ipine sarılanlar, mü’minleri oluşturur (tek bir fırka oluşturur). Geri kalan bütün fırkalar onun dışında kalanlardır.

34/SEBE-20: Ve lekad saddaka aleyhim iblîsu zannehu fettebeûhu illâ ferîkan minel mu’minîn(mu’minîne).
Ve andolsun ki iblis, onlar üzerindeki zannını (hedefini) yerine getirdi. Böylece mü’minleri oluşturan bir fırka (Allah’a ulaşmayı dileyenler) hariç, hepsi ona (şeytana) tâbî oldular.


Öyleyse sadece Allah'ın ipine sarılanlar fırkalara ayrılmayanlardır. Şimdi geliyoruz Âli İmrân-112’ye:

3/ÂLİ İMRÂN-112: Duribet aleyhimuz zilletu eyne mâ sukıfû illâ bi hablin minallâhi ve hablin minen nâsi ve bâû bi gadabin minallâhi ve duribet aleyhimul meskeneh(meskenetu), zâlike bi ennehum kânû yekfurûne bi âyâtillâhi ve yaktulûnel enbiyâe bi gayri hakk(hakkın), zâlike bimâ asav ve kânû ya’tedûn(ya’tedûne).
Onların üzerlerine, nerede olurlarsa olsunlar zillet (alçaklık) damgası vuruldu. Ancak Allah'ın ipine (Sıratı Mustakîm'e) ve insanlardan bir ipe (Allah'a ulaştıracak olan mürşide) tutunanlar (ulaşanlar) hariç. (Onlar) Allah'tan bir gazaba uğradılar ve üzerlerine miskinlik damgası vuruldu. Bu, onların Allah'ın âyetlerini inkâr etmiş olmaları ve peygamberleri haksız yere öldürmüş olmaları sebebiyledir. İşte bu, onların (Allah'a) isyan etmelerinden ve haddi aşmış olmalarındandır.


duribet aleyhimuz zilletu: Onların üzerlerine, zillet damgası vuruldu.
eyne mâ sukıfû: Nerede olurlarsa olsunlar.
illâ bi hablin minallâhi ve hablin minen nâsi: Ancak Allah'ın ipine ve
hablin minen nâsi: İnsanlardan bir ipe sarılanlar hariç.
 
Allah'ın ipine, insanlardan bir ipe. Allah'ın ipine.
 
hablin minallâhi: Allah'tan bir ipe.
ve hablin minen nâsi: Ve insanlardan bir ipe sarılanlar hariç.
hablin minallâhi: Allah'ın ipi; Allah’a ulaşmayı dilemek.
 
Sadece Allah’a ulaşmayı dileyenler fırkalara ayrılmayanlardır. Ve Allah’a ulaşmayı dileyen bir kişi mutlaka 14. basamakta Allah'ın mürşidine Allah tarafından ulaştırılacak. Bu kişi tâbiiyetini gerçekleştirecek ve böylece insanlardan bir ipe de sarılmış olacaktır. Ruhu o noktada vücudundan ayrılıp Allah'a doğru yola çıkacaktır.
 
zâlike bi ennehum kânû yekfurûne bi âyâtillâhi: Onların üzerine miskinlik damgası vurulmuştur.
ve bâû bi gadabin minallâhi: Allah'tan bir gadaba uğradılar onlar.
zâlike bi ennehum kânû yekfurûne bi âyâtillâhi: Bunun sebebi onların Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleridir.
ve yaktulûnel enbiyâe: Ve Allah'ın nebîlerini öldürmeleridir.
bi gayri hakk(hakkın): Haksız yere Allah'ın nebîlerini (haksız yere nebîleri) öldürmeleridir.
zâlike bimâ asav ve kânû ya’tedûn(ya’tedûne): İşte bu; onların isyan etmelerinden, asi olmalarından (asav: asi olmalarından)
ve kânû ya’tedûn(ya’tedûne): Ve haddî aşmış olmalarındandır.

“Âli İmrân-103 ile Âli İmrân-112 arasında Allah'ın ipi açısından bir ilişki var mı?”

Elbette var. Her ikisi de Allah'ın ipinden bahsediyor. Allah’a ulaşmayı dilemek, Allah'ın ipine sarılmanın başlangıcıdır. Ve sadece onlar fırkalara ayrılmayanlardır. Aralarında bir ilişkinin ötesinde bir illiyet rabıtası var.

Benzer konular