Fatır-18 ve Fecr 27,28 ve 29. âyetlerinden yola çıkarak nefsin tezkiyesi ile tasfiyesi arasında ve daha ötesinde iradenin de Allah’a teslimi arasında da bir ilişkiden söz edebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Nefs Tezkiyesi » Fatır-18 ve Fecr 27,28 ve 29. âyetlerinden yola çıkarak nefsin tezkiyesi ile tasfiyesi arasında ve daha ötesinde iradenin de Allah’a teslimi arasında da bir ilişkiden söz edebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Fatır-18 ve Fecr 27,28 ve 29. âyetlerinden yola çıkarak nefsin tezkiyesi ile tasfiyesi arasında ve daha ötesinde iradenin de Allah’a teslimi arasında da bir ilişkiden söz edebilir miyiz?

Fatır 18’deki nefs tezkiyesi ile ruhun Allah’a ulaşması arasında Allahû Tealâ tarafından kesin bir ilişki kurulmuş.

Fatır 18, nefs tezkiyesi mutlaka kişinin "ilâllâhil masîr" olmasını, Allah’a ulaşmasını ruhen ifade ediyor.

Fecr Suresinin 27, 28 ve 29. âyetlerinde ise mutmain olan nefs için, hem ruh hem de fizik vücut açısından bir ilişki kurulmuş. Bu durumda bu âyetlerden yola çıkarak nefsin tezkiyesi ile tasfiyesi arasında ve daha ötesinde iradenin de Allah’a teslimi arasında da bir ilişkiden söz edebilir miyiz?

Hayır. Böyle bir ilişkiden söz etmek söz konusu değil. Fatır 18’e bakıyoruz şimdi:
   
35/FÂTIR-18: Ve lâ tezirû vâziratun vizra uhrâ, ve in ted’u muskaletun ilâ himlihâ lâ yuhmel minhu şey’un ve lev kâne zâ kurbâ, innemâ tunzirullezîne yahşevne rabbehum bil gaybi ve ekâmûs salât(salâte), ve men tezekkâ fe innemâ yetezekkâ li nefsihî, ve ilâllâhil masîr(masîru).
Ve yük taşıyan birisi (bir günahkâr) başka birinin yükünü (günahını) yüklenmez. Eğer ağır yüklü kimse, onu (günahlarını) yüklenmeye (başkasını) çağırsa bile ondan hiçbir şey yükletilmez, onun yakını olsa dahi. Sen ancak gaybte Rabbine huşû duyanları ve namazı ikame edenleri uyarırsın. Ve kim tezkiye olursa (nefsini tezkiye ederse), o taktirde bunu sadece kendi nefsi için yapar. Ve dönüş (varış) Allah’adır (Nefs tezkiyesi ile ruh Allah’a döner, ulaşır).


ve lâ tezirû vâziretun vizre uhrâ: Yük taşıyan birisi başka birinin günahını yüklenmez.
ve in ted’u muskaletun ilâ himlihâ lâ yuhmel minhu şey’un: Eğer ağır yüklü kimse onu yani günahlarını yüklenmeye çağırsa bile ondan hiçbir şey yükletilemez.
ve lev kâne zâ kurbâ: Onun yakını olsa dahi, akrabası olsa dahi. 
innemâ tunzirullezîne yahşevne rabbehum bil gaybi: Ancak gaybte Rabbine huşû duyanlar.
ve ekâmûs salâh (salâte): Ve namaz kılanları sen inzar edebilirsin, uyarabilirsin.

"Rablerine huşû duyanları ve namazı ikame edenleri uyarabilirsin."

ve men tezekkâ fe innemâ yetezekkâ li nefsih(nefsihî): Kim tezkiye olursa o kendi nefsi için tezkiye olur.

"Çünkü Allah’a ezelde yemin vermiştir nefsini tezkiye ve tasfiye edecek diye."

ve ilâllâhil masîr (masîru): Ve ruhu Allah’a ulaşır.

Burada nefs tezkiyesi ve ruhun Allah’a ulaşmasına kadar olan bir sahadan bahsediliyor.
   
Fecr- 27, 28, 29’da Allahû Tealâ diyor ki:

89/FECR-27: Yâ eyyetuhân nefsul mutmainnetu.
Ey mutmain olan nefs!

89/FECR-28: İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeten.
Rabbine dön (Allah’tan) razı olarak ve Allah’ın rızasını kazanmış olarak!

89/FECR-29: Fedhulî fî ibâdî.
(Ey fizik vücut!) O zaman, (nefsini tezkiye ettiğin ve ruhunu Allah’a ulaştırdığın zaman Bana kul olursun) kullarımın arasına gir.

89/FECR-30: Vedhulî cennetî.
Ve cennetime gir.


"Ey mutmain olan nefs! Allah’tan razı ol ve Allah’ın rızasını kazan. Ey ruh Rabbine dön. Ey fizik vücut kullarımın arasına gir."

Şimdi suale bakıyoruz bu açıklamadan sonra. Fatır 18’de Nefsin tezkiyesi ile ruhun Allah’a ulaşması arasında Allahû Tealâ tarafından kesin bir ilişki kurulmuş. Tamam, aynen öyle gerçekten. Diğer taraftan Fecr Suresinin 27, 28 ve 29. âyetlerinde ise, mutmain olan nefs için hem ruh hem fizik vücut açısından bir ilişki kurulmuş. Mutmain olan nefs için değil, nefs ile ruh ve fizik vücut açısından bir ilişki kurulmuş. Daha nefs mutmain olmadan, Allah’a ulaşmayı dilediği anda kişi zaten kişinin fizik vücudu cehennemden kurtulmuştur.

Bu durumda bu âyetlerden yola çıkarak nefsin tezkiyesi ile nefsin tasfiyesi arasında ve daha ötesinde iradenin de Allah’a teslimi arasında bir ilişkiden söz edebilir miyiz?

Hayır edemeyiz. Bu âyetler bunları ihtiva etmiyor. Nefsini tezkiye eden, kendisi için, nefsi için tezkiye olmuştur. Tezkiyeden bahsediyor Allahû Tealâ, tasfiyeden değil. Bu tezkiye müessesesi de ruhun Allah’a ulaşmasını ifade ediyor. Allah’a dönüşten bahsediyor. Bu iki grup âyet, ruhun tesliminin ötesinde bir şey ifade etmiyor. Fizik vücudun Allah’a teslimi değil, kullarının arasına girmesini ifade ediyor.

Benzer konular