Necm 32, Rûm 32 ve Nur 21'e göre Allah’ın fazlının ve rahmetinin gelmesi ancak Allah’a ulaşmayı dilemekle mümkündür diyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Nefs Tezkiyesi » Necm 32, Rûm 32 ve Nur 21'e göre Allah’ın fazlının ve rahmetinin gelmesi ancak Allah’a ulaşmayı dilemekle mümkündür diyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Necm 32, Rûm 32 ve Nur 21'e göre Allah’ın fazlının ve rahmetinin gelmesi ancak Allah’a ulaşmayı dilemekle mümkündür diyebilir miyiz?

Peşin olarak söyleyelim ki evet. Şimdi âyete bakalım.

53/NECM-32: Ellezîne yectenibûne kebâiral ismi vel fevâhışe illâl lemem(lememe), inne rabbeke vâsiul mağfirati, huve a'lemu bikum iz enşeekum minel ardı ve iz entum ecinnetun fî butûni ummehâtikum, fe lâ tuzekkû enfusekum, huve a'lemu bi menittekâ.
Onlar ki, küçük günahlar hariç, büyük günahlardan ve fuhuştan içtinap ederler (sakınırlar). Muhakkak ki Rabbin, mağfireti geniş olandır. O, sizi daha iyi bilendir. O, sizi topraktan yaratmıştı. Ve siz, annelerinizin karnında cenin idiniz. Öyleyse nefslerinizi temize çıkarmayın (nefslerinizi tezkiye ettiğinizi iddia etmeyin). O (Allah), kimin takva sahibi olduğunu daha iyi bilendir.


Nur 21:

24/NÛR-21: Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tettebiû hutuvâtiş şeytân(şeytâni), ve men yettebi’ hutuvâtiş şeytâni fe innehu ye’muru bil fahşâi vel munker(munkeri) ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu mâ zekâ minkum min ehadin ebeden ve lâkinnallâhe yuzekkî men yeşâu, vallâhu semî’un alîm(alîmun).
Ey âmenû olanlar, şeytanın adımlarına tâbî olmayın! Ve kim şeytanın adımlarına tâbî olursa o taktirde (şeytanın adımlarına uyduğu taktirde) muhakkak ki o (şeytan), fuhşu (her çeşit kötülüğü) ve münkeri (inkârı ve Allah’ın yasak ettiklerini) emreder. Ve eğer Allah’ın rahmeti ve fazlı sizin üzerinize olmasaydı (nefsinizin kalbine yerleşmeseydi), içinizden hiçbiri ebediyyen nefsini tezkiye edemezdi. Lâkin Allah, dilediğinin nefsini tezkiye eder. Ve Allah, Sem’î’dir (en iyi işitendir) Alîm’dir (en iyi bilendir).


yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettebiû hutuvâtiş şeytân (şeytâni): Ey âmenû olanlar, şeytanın adımlarına tâbî olmayın!
ve men yettebi’ hutuvâtiş şeytâni: Ve kim şeytanın adımlarına tâbî olursa.  

Tâbî olanlar âmenû olanlar değildir. Âmenû olanların şeytanın adımlarına tâbî olaması mümkün olmadığı için.

fe innehu ye’muru bil fahşâi vel munker (munkeri): O muhakkak ki fuhuşla ve münkerle emrolunur.

Necm 32'deki olay: "ellezîne yectenibûne kebâirel ismi vel fevâhışe: Onlar büyük günahlardan ve hayâsızlıktan kaçınırlar."

Şimdi Nur 21’e beraberce bakıyoruz.

fe innehu ye’muru bil fahşâi vel munker (munkeri): O muhakkak ki fuhuşla ve münkerle emrolunur (şeytan tarafından).

ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu: Ve eğer Allah’ın rahmeti ve fazlı sizin üzerinize olmasa.
mâ zekâ minkum min ehadin ebeden: Sizden hiçbiriniz ebediyyen nefsini tezkiye edemezsiniz.

Yani nefs tezkiyesini sağlayan şey, Allah’ın katından gelen rahmetle fazıldır. Onlar yoksa nefs tezkiyesi de yoktur.

ve lâkinnallâhe yuzekkî men yeşâu: Lakin Allah dilediğinin nefsini tezkiye eder.
vallâhu semî’un alîm (alîmun): Allah işitir ve bilir.

Öyleyse bu durumda sualin cevabı, "Allah’ın fazlının ve rahmetinin gelmesi ancak Allah’a ulaşmayı dilemekle mümkündür diyebilir miyiz?" Elbette sadece Allah’ın rahmeti ve fazlı, sadece Allah’a ulaşmayı dileyenlere gelir.

Bu âyet-i kerimeler ve Nisâ Suresinin 49. âyet-i kerimesine göre Allah’ın dilemesinin, kişinin Allah’a ulaşmayı dilemesine bağlı olduğunu söyleyebilir miyiz?

Nisâ 49:

4/NİSÂ-49: E lem tera ilâllezîne yuzekkûne enfusehum. Belillâhu yuzekkî men yeşâu ve lâ yuzlemûne fetîlâ(fetîlen).
Kendi nefslerini temize çıkaranları (tezkiye ettiklerini söyleyenleri) görmedin mi? Hayır (öyle değil). Ancak Allah, dilediği kişinin nefsini tezkiye eder. Ve onlar, hurma çekirdeğinin ince ipliği kadar (bile) zulüm olunmazlar.


"Nefslerini tezkiye ettiklerini söyleyenleri görmedin mi?"

belillâhu yuzekkî men yeşâu: Hayır, öyle değil, Allah, dilediğini tezkiye eder.

Yani ne demek istiyor Allahû Tealâ? "'Ben nefsimi tezkiye ettim.' dedi diye kimsenin nefsi tezkiye olmaz “diyor Allahû Tealâ. Ama Allah dilediğini tezkiye eder. Yani dilediği kişinin nefsini tezkiye eder.

"ve lâ yuzlemûne fetîlâ (fetîlen): Ve onlar hurma çekirdeğinin ince ipliği (fetîlâ) kadar zulüm olunmazlar. Hurma çekirdeğinin ince lifleri kadar bile zülüm görmezleri zulüm olunmazlar”. diyor Allahû Tealâ .

Öyleyse insanların “ben nefsimi tezkiye ettim demeleri “ boş bir şeydir.

Benzer konular