Zikir yapmakla acaba kişide nasıl değişiklikler oluşur?

Anasayfa » Ana Sayfa » Zikir » Zikir yapmakla acaba kişide nasıl değişiklikler oluşur?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Zikir yapmakla acaba kişide nasıl değişiklikler oluşur?

Sevgili kardeşlerim! Zikir, zikrullah, Allah’ın ismini tekrar etmek suretiyle zikretmek, Allah’ın ismini zikretmek… Bu olayı ne zaman gerçekleştirirseniz, o zaman Allah’ın katından kalbinize nur ulaşır. Bu, Allah’ın kanunudur. Zikir nefsinizin kalbine Allah’ın nurlarının ulaşması için bir vasıtadır. İsterseniz sessiz zikir yapın, isterseniz “Allah, Allah, Allah, Allah” diye sesli zikir yapın, isterseniz dilinizi bile kımıldatmadan iç dünyanızda zikir yapın. Hepsi Allah’ın katında geçerlidir. “Kesintisiz bir ibadet var mı?” diye bir insan düşünüyorsa; evet, vardır. Bunun adı zikirdir. Öyle geceler yaşayabilirsiniz ki; zikirle uyursunuz. Uyandığınız zaman da hâlâ zikretmekte olduğunuzu görürsünüz ve o zaman mutluluktan uçarsınız. Neden? Çünkü bütün gece hep Allahû Tealâ’yı zikretmişsinizdir ki; sabahleyin uyandığınızda Allahû Tealâ’yı hâlâ zikretmekte olduğunuzu yaşıyorsunuz. Allah’ın çok büyük bir lütfu.

Sevgili kardeşlerim! Hepinizin aslî görevi başkalarını mutlu etmektir. Hepinizin aslî görevi Allah’a karşı vazifelerinizi yapmaktır. İşte Allah’a karşı vazifelerinizi yaparken başka insanlara da buna davet ederseniz eğer ve onlar üzerinde pozitif etkiler vücuda getirerek onların da namaz kılmalarını, zikir yapmalarını temin edebilirseniz eğer, bundan sizin de mutlaka kazancınız olur. O kişi bunları yaparsa mutlu olduğunu görecektir ve size teşekkür edecektir sevgili kardeşlerimiz! Bütün insanlar için Allahû Tealâ mutluluk vasıtalarını koymuş ve bunların kesintisiz olanı şu: En büyük olanı zikirdir. Bu sebebe dayalı olarak Allahû Tealâ:

29/ANKEBÛT-45: Utlu mâ ûhıye ileyke minel kitâbi ve ekımıs salâte, innes salâte tenhâ anil fahşâi vel munker(munkeri), ve le zikrullâhi ekber(ekberu), vallâhu ya’lemu mâ tasneûn(tasneûne).
Kitaptan sana vahyedilen şeyi oku ve salâtı ikâme et (namazı kıl). Muhakkak ki salât (namaz), fuhuştan ve münkerden nehyeder (men eder). Ve Allah’ı zikretmek mutlaka en büyüktür. Ve Allah, yaptığınız şeyleri bilir.


“ve le zikrullâhi ekber” diyor. “le”; oradaki “le”, mutlaka” mânâsına geliyor. “Allah’ı zikretmek daha büyüktür.” diyor. Burada “le” kelimesinin devreye girmesi “en büyük” mânâsını taşıyor.

Öyleyse sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın bizden istediği şeye dikkatle bakalım. O Allah’ın bize olan o büyük sevgisi, bizim mutlu olmamızı O’nun istemesi ifadesini taşır. O istiyor. “İnsan” adı verilen, ruhundan üfürdüğü tek mahlûkunun mutlu olmasını istiyor Allahû Tealâ.

Sevgili kardeşlerim! Cinler de var. Ama cinlerin ruhu yok. Ama insana Allahû Tealâ ruh vermiş sevgili kardeşlerim! Bu sebeple insan yeryüzündeki Allah’a en yakın mahlûktur ve Allahû Tealâ istiyor ki; herkes ruhunu da fizik bedenini de nefsini de iradesini de Allah’a teslim etsin. Cennetlere baktığımız zaman:

• Allah'a ulaşmayı dileyip de ölen bir kişi 1. kat cennete girebiliyor.
• Mürşidine tâbî olan bir kişi bu noktada ölse 2. kat cennete girebiliyor.
• Ruhunu Allah’a ulaştıran kişi 3. kat cennete
• Fizik bedenini Allah’a teslim eden kişi 4. kat cennete
• Nefsini Allah’a teslim eden kişi 5. kat cennete
• Muhlis olan kişi 6. kat cennete
• İradesini de Allah’a teslim eden kişi 7. kat cennete girebiliyor.

Cennetler 7 kat. Öyleyse sevgili kardeşlerim! Aralarında farklar görüyoruz. Her biri bir evvelkinden daha üstün bir cennetler sıralaması. Allahû Tealâ ne istiyor sevgili kardeşlerim? Nerede olursanız olun, etrafınızda her zaman insanlar var. Hepinizin görevi bu insanları mutlu etmek sevgili kardeşlerim! Hepinizin görevi bir insanın başkalarına yanlış davranması, onları cennete ulaştırmak istikametinde değil de cehenneme ulaştırmak istikametinde gayretlerinin gerçekleşmemesi istikametinde o insanlara yardımcı olmalısınız. İnsanlar içinde bulundukları ortam içerisinde belki bu terbiyeyi hiç almayacak olan bir durumda olabilirler.

Ama sevgili kardeşlerim! Sizler insanları sevmelisiniz. Sevgi bütün kapıları açan bir anahtardır. İnsanları sevmelisiniz ve onlara Allah’ın güzelliklerini anlatmalısınız. Onlar sizlerden bu güzellikleri aldıkça her geçen gün daha üst seviyede bir mutluluğun sahibi olacaklar ve arkasında sizin bulunduğunuzu hep bileceklerdir. Onların mutlu olmaları sizin onlara verdiğiniz ilimle gerçekleşmiş olacaktır. Bu ise size Allah’ın katında bir payın verilmesini temin eder. Mutluluğu her zaman yaşarsınız.

Sevgili kardeşlerim! Gayretiniz hep bu istikamette olmalı. Sevmelisiniz. Şartlar ne olursa olsun, sevmelisiniz. Onlar sizi severlerse zaten seversiniz. Biz onun daha ötesini istiyoruz sizlerden: Sizi sevmeyenleri de sevmenizi istiyoruz sevgili kardeşlerim! O zaman Mihr Vakfı’nın mensubu olduğunun farklı bir hüviyeti olduğunu yaşayacaksınız.

Allah razı olsun.

Benzer konular