Allah’ı zikretmenin mutlu ve huzurlu bir yaşantı üzerine acaba nasıl bir etkisi vardır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Zikir » Allah’ı zikretmenin mutlu ve huzurlu bir yaşantı üzerine acaba nasıl bir etkisi vardır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Allah’ı zikretmenin mutlu ve huzurlu bir yaşantı üzerine acaba nasıl bir etkisi vardır?

Allah’ı zikretmenin dünya hayatı üzerine çok büyük bir faydası var sevgili kardeşlerim! Zikir öyle bir müessesedir ki; nefsinizin kalbindeki afetleri yok eder. Eğer tâbî olmuşsanız ve bundan sonra zikir yapıyorsanız, o zikir nefsinizin kalbindeki afetleri yok eden tek ilaçtır.

İşte daimî zikrin sahipleri bu açıdan dünyadaki en mutlu insanlardır. Neden? Daimî zikre ulaştıkları için nefslerinin kalbinde afet kalması mümkün değildir. Afetlerin yerini nurlar almıştır, hasletler almıştır ve o kişi dünyadaki en mutlu insanlardan biridir. Onun düşmanı yoktur. O kimseye düşman olamaz. Ona düşman olanlar olabilir mi? Evet, olabilir. Ama bu onu onun da karşı tarafa düşmanca davranması noktasına hiçbir zaman götüremez.

Sevgili kardeşlerim! Allah’ın dostu olmak, daimî zikre ulaşan bir kişi için nefsindeki bütün afetlerin yok olmasını mutlaka intac eder, neticelendirir, gerçekleştirir. Nefsinin kalbinde hiç afet kalmayan bir insan kimseye düşman olamaz. Onun için sadece başkalarını mutlu etmek vardır. Hatta kendisine düşmanlık edenlere bile o, dostane bir davranışla gerekirse yardım etmeye her zaman hazırdır.

Sevgili kardeşlerim! Görevimizin başka insanları mutlu etmekten geçtiğini hiç unutmayalım. Çünkü yapacağımız başkalarını mutlu edecek olan her güzel davranış bize derecat kazandırır. Bizi mutlu edecektir. Biz o insana yaptığımız yardımla onu mutlu ederken aslında, nefsimizin kalbindeki o Allahû Tealâ’nın verdiği, nefsin afetlerinin yok olması sebebiyle verdiği o muhteşem güzellik bizi her geçen gün daha mutlu, daha mutlu, daha mutlu kılacaktır ve mutluluk dediğimiz şey odur. İç dünyamızda mutluluk mu istiyoruz? Bu noktaya ulaşmamız lâzım. Dış dünyamızda, başka insanlarla ilişkilerde mi mutluluk istiyoruz? Bu noktaya ulaşmamız lâzım. İrademizin Allahû Tealâ’nın katında bize sadece güzeli, daha güzeli, en güzeli işleteceği noktalara ulaşmak hepimizin temel hedefi olmalıdır. Bu standartlar içinde Allah ile bile olmak yani birlikte olmak demek. Osmanlıca’da bu tabir çok kullanılırdı. Allah ile bile olmak, Allah ile birlikte olmak demek.

Sevgili kardeşlerim! Hepinizin Allah ile bile olmanızı, Allah’a mutlaka ruhunuzu ulaştırmanızı Allahû Tealâ’dan diliyoruz ve dünyadaki en kolay şeylerden bir tanesi. Sadece hacet namazını kılacaksınız. Allahû Tealâ’dan soracaksınız: “Yarabbi! Benim mürşidim kim?” Allah’ın size göstereceği mürşide ulaşmak mecburiyetindesiniz ve ne olacak o zaman? Tâbiiyetinizle beraber ruhunuz vücudunuzdan mutlaka ayrılacak, Allah’a doğru yola çıkan kafileye katılacaktır. 7-8 aylık bir devrede de ruhunuz mutlaka Allah’a ulaşacaktır. Ne oldu? Ermiş evliya oldunuz. Ne oldu? 3. kat cennetin sahibi oldunuz. Bütün insanlara Allahû Tealâ bu kadarını garanti ediyor sevgili kardeşlerim! Ne demek istiyorum? İfade son derece açık:

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


“Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” diyor Allahû Tealâ.

Öyleyse bir garantiniz var. Bu garanti sizi 3. kat cennete mutlaka ulaştırır.

Sevgili kardeşlerim! Öyleyse Allahû Tealâ’dan isteyin. Mürşidinizi sorun. Hacet namazını kılın. Mürşidinizi sorun. Ulaşın ve tâbiiyet gerçekleşsin. Bütün mürşidlerin birçok yerde emrinde olan, başkalarına tövbe verebilen kardeşleri vardır. Bütün dünya için geçerlidir bu. İşte bizim için de aynı şey geçerli. Türkiye’de birçok kardeşimiz var tövbe verebilecek, etrafta; hanımlardan da beylerden de.

Sevgili kardeşlerim! Tâbî olmak boynunuza borçtur. Biz tâbî olanlara da “kardeşim” adını veriyoruz, kardeşlerimizdendir; tâbî olmayanlara da. O kişinin kişisel kararıdır. İnsan eğer isterse bu hedeflere ulaşabilir sevgili kardeşlerim! Biz isteriz ki; herkes kurtulsun. Herkes Allah'a ulaşmayı dilesin. Allah’tan sorarsa mutlaka Allahû Tealâ ona bir mürşid gösterecektir. Tâbiiyetini gerçekleştirsin. Ruhu vücudundan ayrılsın. 7-8 aylık bir devrede o ruh mutlaka Allah’a ulaşacaktır. O kişi de ermiş evliyalardan biri olacaktır.   

Benzer konular