Her daim zikir yapmak zorunda mıyız acaba? Zikir yapmayan bir insanın durumu nedir?

Allahû Tealâ zikri farz kılıyor. Az zikri ama çok zikri de farz kılıyor. Yeter mi? Yetmez. Daimî zikri de farz kılıyor.

Allah’ın istediği şey bütün insanların daimî zikre ulaşıp da dünyadaki en iyi insanların oluşmasını sağlamak. Ne demek istiyoruz? Ne olur bir insan daimî zikrin sahibiyse? Daimî zikrin sahibiyse nefsindeki bütün afetler yok olmak mecburiyetindedir. Nefsinizin kalbindeki afetleri yok eden şey zikirdir. Bir insan daimî zikrin sahibiyse afetleri mutlak olarak bütünüyle yok edecektir. Afetlerin yok olmasıyla birlikte o kişi büyük bir huzura kavuşacaktır. Çünkü insanı huzursuz eden şey nefsinin afetleridir. Bu sebebe dayalı olarak afetleri yok eden faktör, zikir faktörü Allahû Tealâ tarafından “zikir, çok zikir ve daimî zikir” olarak üç safha olarak gösterilmiştir. Kim daimî zikrin sahibiyse o kişinin nefsinin kalbinde afetler yaşayamaz. Zikir o afetlerin yaşamasına asla müsaade etmez. “Allah” kelimesinin tekrarı ne olur? O kişinin nefsinin kalbi %100 hasletlerle donanır ve o kişinin nefsinin kalbinin Allah’ın nurlarıyla dolması o kişiyi büyük bir mutluluğa ulaştırır. Peki, bu ne sağlar?

Evvelâ etrafındaki insanlarla en güzel ilişkileri gerçekleştirmesini sağlayacaktır. Böyle bir insan sevgili kardeşlerim, bütün insanlar için sevilen bir insandır. O etrafındaki herkesi mutlu etmeye çalışır. Bütün gayretiyle bunu yapacaktır. Çünkü öğrenmiştir ki; başkalarını ne kadar mutlu ederse, Allahû Tealâ başka olan insanların her birine verdiği mutluluğun toplamını kendisine verecektir. Bu kadar güzel bir imkân varken elimizde, başka insanları ne kadar çok mutlu edersek, biz o kadar çok mutlu olacaksak sevgili kardeşlerim, neden başka insanlara rahatsızlık verelim, huzursuzluk verelim de biz de onlar gibi rahatsız ve huzursuz olalım? Niçin? Bu kendimize zulmetmek demek değil mi? O zaman yapmamız lâzımgelen şey belli değil mi?

Hepimiz elimizden gelen bütün gayretimizle başka insanları mutlu etmeye çalışmalıyız. Onlara verdiğimiz mutluluğun her birinin toplamını bizim yaşamamız için… Hedefimiz ne olursa olsun, görevimiz mutlaka başka insanları mutlu etmektir. Ama insanlar için bizim gayretlerimiz Allahû Tealâ’nın katında değerli mi? Elbette sevgili kardeşlerim! Kendinizi ne kadar başka insanların mutluluğuna adarsanız ve bu konuda ne kadar büyük gayretlerin sahibi olursanız Allahû Tealâ tarafından o kadar sevilirsiniz. Siz insanları sevin. İnsanları mutlu etmeye çalışın. Allah da sizi sevsin ve sizi ne kadar mutlu ettiğini yaşayın. Bütün insanlara kapılar ardına kadar açık sevgili kardeşlerim!

Unutmayın, etrafındaki insanları seven, onları mutlu etmeye çalışan insanları Allah sever ve o kişiyi mutlaka mutlu eder. Öyleyse mutluluk hepinizin elinde. Doğru düşünme alışkanlığının sahibi olun sadece.

Allah razı olsun.