Görüştüğümüz bazı kişiler sizin peygamberlik ilan ettiğinizi belirterek dîni konularda konuşmamıza müsade etmiyorlar. Onlara ne şekilde yanıt vermeliyiz?

Biz kimiz? Biz Allah'ın bu devirde Kur'ân’daki İslâm’ı öğrettiği kişiyiz. Altını çizerek söylüyorum. Biz Allah'ın bu devirde Kur'ân-ı Kerim’i öğrettiği kişiyiz. Allah’ın öğrettiği kişiyiz. Biz kimseden Kur'ân dersi almadık. Kimseden Arapça öğrenmedik. Hiçbir konuda hiç kimse bize dîn dersi vermedi. Bütün ilmimiz Allah'a aittir.

Biz, Allah'ın Kur'ân’daki İslâm’ını yani sahâbenin yaşadığı İslâm’ı sizlere öğretecek olan kişiyiz. Biz Allah’ın Resûl’üyüz, peygamber değiliz. Son Peygamber Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz idi. Nübüvvet onunla sone ermiştir. Ahzâb-40:

Muhammed (A.S), sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası olmamıştır (değildir). Fakat Allah’ın Resûl’ü ve Nebîler’in (Peygamberler’in) Hatemi’dir (Sonuncusudur). Allah, herşeyi en iyi bilendir.


Biz kimiz öyleyse? Biz, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den sonra gelecek olan peygamber olması mümkün olmayan resûlüz. Bir defa daha söyleyelim. Biz peygamber olması mümkün olmayan resûlüz. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den yüzyıllarca sonra gelecek olan hidayeti vazife edinecek olan resûlüz. Hidayetçi Resûl’üz, Mehdi Resûl’üz.

“Muhammed (A.S) sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası olmamıştır. Babası değildir. Fakat Allah'ın Resûl’ü ve nebîlerin; peygamberlerin hatemidir, sonuncusudur, mührüdür. Allah her şeyi en iyi bilendir.”

Öyleyse biz Allah'ın resûlüyüz ama peygamber değiliz. Peygamberlik müessesesi, nübüvvet; hâtemen nebiyyinde, nebîlerin sonuncusunda, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’de sona ermiştir.