Ölen kişi kabirde Allah’ı görecek mi?
Ölen kişi kabirde Allah’ı görecek mi?
Sevgili Efendimiz! Kayseri’den Seyid Burhaneddin diyarından sana geldik. Sizlere selâmlar getirdik. Gelirken Darende Somuncu Baba ile Seyid Osman Hulûsi Hazretleri türbesinden sizlere selâmlar getirdik. Ey ahir zamanın felaket ve felaket asrın İmamı! Bir güneş gibi parlıyorsun ufkumuzda. Seni o kadar çok seviyoruz ki, özlüyoruz ki! Tarifi imkânsız. Ey sonbahar gülü! En eşsiz sevdayla aşkımızın bitmeyen sevdamız. Selâm ve hürmetlerimizle duana çok muhtaç olan taleben. Bir sualim olacak inşaallah. Ölen kişi kabirde Allah’ı görecek mi?
Hayır, kabirde değil. Daha öldüğü an mutlaka görecek. Herkes öldüğü an mutlaka Allah’ı görecek. Firavun, Allah’ı görür görmez ölünce Allahû Tealâ’ya diyor ki: “Beni dünyaya tekrar geri gönder. Ne kadar uygun bir kişi olduğumu, Senin bütün emirlerine %100 itaat edecek bir kişi olduğumu Sana ispat edeyim.” Allahû Tealâ diyor ki: “Ey Firavun! Seni geriye göndermeyiz. Kimseyi geriye göndermeyiz ama şu secde vaziyetindesin ya şimdi pişmanlık içerisinde? Seni bu vaziyetinde bırakacağım ve seni binlerce sene bu vaziyette görecekler. Onlara ibret olsun diye!”
Ama Firavun, o sözleri Allah’ı görür görmez, söylüyor. Herkes öldüğü zaman mutlaka Allah’ı görür.
Allah razı olsun.
Hayır, kabirde değil. Daha öldüğü an mutlaka görecek. Herkes öldüğü an mutlaka Allah’ı görecek. Firavun, Allah’ı görür görmez ölünce Allahû Tealâ’ya diyor ki: “Beni dünyaya tekrar geri gönder. Ne kadar uygun bir kişi olduğumu, Senin bütün emirlerine %100 itaat edecek bir kişi olduğumu Sana ispat edeyim.” Allahû Tealâ diyor ki: “Ey Firavun! Seni geriye göndermeyiz. Kimseyi geriye göndermeyiz ama şu secde vaziyetindesin ya şimdi pişmanlık içerisinde? Seni bu vaziyetinde bırakacağım ve seni binlerce sene bu vaziyette görecekler. Onlara ibret olsun diye!”
10/YÛNUS-91: Âl’âne ve kad asayte kablu ve kunte minel mufsidîn(mufsidîne).
Şimdi (mi) (teslim oldun, öyle mi?) Ve sen, daha önce asi olmuştun. Ve sen, fesat çıkaranlardan idin.10/YÛNUS-92: Fel yevme nuneccîke bi bedenike li tekûne limen halfeke âyeten, ve inne kesîren minen nâsi an âyâtinâ le gâfilûn(gâfilûne).
Böylece senden sonraki nesillere, bir delil (ibret) olman için, bugün seni bedeninle kurtaracağız. Ve insanların çoğu, elbette âyetlerimizden gâfillerdir.32/SECDE-12: Ve lev terâ izil mucrimûne nâkısû ruûsihim inde rabbihim, rabbenâ ebsarnâ ve semi’nâ ferci’nâ na’mel sâlihan innâ mûkinûn(mûkinûne).
Ve keşke mücrimleri, Rab’lerinin huzurunda başlarını eğerek: "Rabbimiz, biz gördük ve işittik. (Bundan sonra) bizi (dünyaya) geri döndür, salih amel yapalım. Muhakkak ki biz, mukinun (yakîn hasıl edenler) olduk." (derken) görseydin.Ama Firavun, o sözleri Allah’ı görür görmez, söylüyor. Herkes öldüğü zaman mutlaka Allah’ı görür.
Allah razı olsun.
