Bazı mutsuz insanlar hayattaki olumsuz olayların hep kendi başlarına geldiğini ve bu yüzden hep mutsuz olduklarını ifade ediyorlar. Bu insanlara aslında Allah’ın onları çok sevdiğini nasıl anlatabiliriz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Fena Makamı (1. teslim: ruh teslimi) » Bazı mutsuz insanlar hayattaki olumsuz olayların hep kendi başlarına geldiğini ve bu yüzden hep mutsuz olduklarını ifade ediyorlar. Bu insanlara aslında Allah’ın onları çok sevdiğini nasıl anlatabiliriz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bazı mutsuz insanlar hayattaki olumsuz olayların hep kendi başlarına geldiğini ve bu yüzden hep mutsuz olduklarını ifade ediyorlar. Bu insanlara aslında Allah’ın onları çok sevdiğini nasıl anlatabiliriz?

Öğretmemiz lâzımgelen şey Allah’ın onları çok sevdiğini anlatmak değil sevgili kardeşlerim!

Allah mutlaka herkesi sever. Bu sevgisi, herkesin Allah’a yakınlık derecesine göre farklılık gösterir. Ama Allahû Tealâ ister ki; herkes kurtulsun, herkes cennetine girsin. Ne yazık ki; insanların Allah tarafından zaten bilinen bir kısmı mutlaka cehenneme girecektir.

Öyleyse insanlar var; onlar Allah’ın emirlerini araştırırlar. Ne yapmaları icap ettiğini tespit ederler. Ve 7 tane safhayı birer birer yaşarlar. Allah’a ulaşmayı dilerler. Diledikten sonra hacet namazını kılıp, Allah’tan mürşidlerini sorarlar. Allah’ın gösterdiği mürşide ulaşırlar, tâbî olurlar. Vücutlarından ayrılan ruhları 7 tane gök katını aşıp, Allah’a ulaştığı zaman ermiş evliya olurlar. Sonra fizik vücutlarını Allah’a teslim ederler. Sonra nefslerini Allah’a teslim ederler. Sonra muhlis olurlar. En sonra da iradelerini Allah’a teslim ederler.

Bunlar tam 7 tane safhadır:

- Allah’a ulaşmayı dilemek,
- Mürşide tâbiiyet,
- Ruhun Allah’a ulaşması,
- Fizik bedenin teslimi,
- Nefsin teslimi,
- Muhlis olmak,
- İradeyi Allah’a teslim etmek.

Allah’ın her bir cenneti için bunlardan bir tanesi esas teşkil eder. Bunların arasında en mutlu olanlar, iradelerini de Allah’a teslim etmeyi başaranlardır. Allah’ın yardımıyla bu herkes tarafından gerçekleştirilebilir. Yeter ki; insanlar dilesinler ve Allah’a başvursunlar. Herkes eğer yoluna devam ederse bir gün Allah ile konuşmak imkânına mutlaka sahip olur.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ herkesle konuşmak ister. Ama insanların buna lâyık olması Allah’ın şartıdır. Lâyık olmadıktan sonra hiç kimse Allah’la konuşamaz. Liyâkat asıldır. Allah razı olsun.

Benzer konular