İbrâhîm Suresinin 5. âyet-i kerimesinde geçen "Onlara Allah’ın günlerini hatırlat." ifadesindeki Allah’ın günleri ile Yüce Rabbimiz neyi kastetmektedir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âyetler ve Sırları » İbrâhîm Suresinin 5. âyet-i kerimesinde geçen "Onlara Allah’ın günlerini hatırlat." ifadesindeki Allah’ın günleri ile Yüce Rabbimiz neyi kastetmektedir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

İbrâhîm Suresinin 5. âyet-i kerimesinde geçen "Onlara Allah’ın günlerini hatırlat." ifadesindeki Allah’ın günleri ile Yüce Rabbimiz neyi kastetmektedir?

İbrâhîm Suresinin 5. âyet-i kerimesinde geçen "Onlara Allah’ın günlerini hatırlat." ifadesindeki Allah’ın günleri ile Yüce Rabbimiz Kur’ân-ı Kerim’de geçen başta kâlû belâ günü olmak üzere, mürşide tâbî olunan "Hak günü" veya "Allah’a ulaşma günü olan yevmil ahiri" veya "yevm'et talâk günlerini" mi kastetmektedir?

İbrâhîm 5:

14/İBRÂHÎM-5: Ve lekad erselnâ mûsâ bi âyâtinâ en ahric kavmeke minez zulumâti ilân nûri, ve zekkirhum bi eyyâmillâh(eyyâmillâhi), inne fî zâlike le âyâtin li kulli sabbârin şekûr(şekûrin).
Andolsun ki; Biz Musa (a.s)’ı: “Kavmini karanlıklardan nura çıkar ve onlara Allah’ın günlerini hatırlat (onlara Allah’ın günleri boyunca zikrettir).” diye âyetlerimizle (delillerimizle, mucizelerimizle) gönderdik. Muhakkak ki; bunda şükredip, sabredenlerin hepsi için âyetler (deliller) vardır.


ve le kad erselnâ mûsâ bi âyâtinâ: Biz Musa (A.S)’ı âyetlerimizle andolsun ki gönderdik.
en ahric kavmeke minez zulumâti ilen nûri: Kavmini zulmetten nura çıkarması için.

Allah’ın bütün nebîleri ve resûlleri tayin edildikleri kavimlerde insanları zulmetten nura ulaştırmak üzere görev alırlar.
 
ve zekkirhum bi eyyâmillâh (eyyâmillâhi): Ve onlara Allah’ın günlerini hatırlat ve zikrettir.

Allah’ın günlerini hatırlat ifadesinde, muhakkak ki bunda şükredip, sabredenlerin hepsi için âyetler (deliller) vardır. "Allah’ın günlerini hatırlat." diyor. O zaman bu günler hangi günler olabilir? Mu’min-15’teki yevm'et talâk olabilir. Ne diyordu Allahû Tealâ:

40/MU'MİN-15: Rafîud deracâti zûl arş(arşi), yulkır rûha min emrihî alâ men yeşâu min ıbâdihî li yunzira yevmet telâk(telâkı).
Dereceleri yükselten ve arşın sahibi olan Allah, kullarından (Kendisine ulaştırmayı) dilediği kişinin (Allah’a ulaşmayı dilediği için Allah’ın da Kendisine ulaştırmak istediği kişinin) üzerine (başının üzerine) Allah’a ulaşma gününün geldiğini (o kişinin ruhuna) ihtar etmek için, emrinden (Allah’ın emrini tebliğ edecek) bir ruh (devrin imamının ruhunu) ulaştırır.


"Dereceleri yükselten ve arşın sahibi olan Allah, kullarından layık olanların üzerine (başlarının üzerine) emrinden bir ruh gönderir. Devrin imamının ruhunu gönderir. O kişiye yevm'et talâkın (Allah’a mülâki olma gününün) geldiğini ihtar etmesi için. Allah’a mülâki olma gününün geldiğini söyleyip o kişiyi uyarması için." diyor Allahû Tealâ.

Burada Allahû Tealâ yevm'et talâkı söylüyor, Allah’a mülâki olma gününü.

Allahû Tealâ Kur’ân-ı Kerim’de "Dîn günün sahibi olan Allah." diyor. NebeSuresinin 39. âyet-i kerimesinde:

"zâlikel yevmul hakk (hakku)" diyor, Hak gününden bahsediyor.

78/NEBE-39: Zâlikel yevmul hakku, fe men şâettehaze ilâ rabbihî meâbâ(meâben).
İşte o gün (mürşidin eli Hakk'a ulaşmak üzere öpüldüğü ve ona tâbî olunduğu gün), Hakk günüdür. Dileyen (Allah'a ulaşmayı dileyen) kişi, kendisine Rabbine ulaştıran (yolu, Sıratı Mustakîm'i) yol ittihaz eder. (Allah'a ulaşan kişiye Allah) meab (sığınak, melce) olur.


Dîn günü ve hak günü. Dîn günü; Allah’a ulaşmayı dilediğiniz gün. Hak günü; Allah’a doğru ruhunuzun yola çıktığı gün, tâbîiyet gününüz.

Ve A’raf Suresinin 172. âyet-i kerimesinde kâlû belâ günü:

Allah’ın herkese "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" dediği gün ve O'na "Evet" dediğimiz gün. Dediler ki; evet.

7/A'RÂF-172: Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevmel kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne).
Ve kıyâmet günü, gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz) dersiniz diye (dememeniz için), senin Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini aldığı zaman onları, nefsleri üzerine şahit tuttu. (Allahû Tealâ şöyle buyurdu): “Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?” Dediler ki: “Evet, (Sen, bizim Rabbimizsin), biz şahit olduk.”


Sonra Allahû Tealâ A’râf Suresinin 147. âyet-i kerimesinde:

7/A'RÂF-147: Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve likâil âhirati habitat a’mâluhum, hel yuczevne illâ mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
Ve onlar ki; âyetlerimizi ve ahirete ulaşmayı (hayatta iken ruhun Allah’a ulaşmasını) tekzip ettiler (yalanladılar) ve onların amelleri, heba oldu (boşa gitti). Onlar, yaptıklarından başka bir şeyle mi cezalandırılır?


"vellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve likâil âhireti habitat a’mâluhum" diyor.  "Ahireti (Allah’a ulaşma gününü) inkar edenlerdi." diyor. Yevm’il âhir (sonraki gün), Kur’ân-ı Kerim’de bir çok yerde geçiyor. Bu muhtevaya baktığımız zaman, Allah’a ulaşma gününe Allahû Tealâ’nın yevm’il âhir dediğinizi görüyoruz. Ama aynı yevm’il âhir kıyâmet günü içinde kullanılmaktadır.

Evet, İbrâhîm-5’te o günlerden bahsediliyor.

Benzer konular