Nisâ-17, Ali imrân-73 ve Bakara-120’ye göre hidayetin Sıratı Mustakîm ile sadece Allah’a ulaşmayı dileyenleri Allah’ın Sıratı Mustakîm üzerinden Kendisine ulaştırmasıdır diyebilir miyiz?
Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Nisâ-17, Ali imrân-73 ve Bakara-120’ye göre hidayetin Sıratı Mustakîm ile sadece Allah’a ulaşmayı dileyenleri Allah’ın Sıratı Mustakîm üzerinden Kendisine ulaştırmasıdır diyebilir miyiz?
Nisâ-17, Ali imrân-73 ve Bakara-120’ye göre hidayetin Sıratı Mustakîm ile sadece Allah’a ulaşmayı dileyenleri Allah’ın Sıratı Mustakîm üzerinden Kendisine ulaştırmasıdır diyebilir miyiz?
Bakalım âyetlere, Nisâ-175:
"fe emmellezîne âmenû billâhi va’tesamû bihî: Allah âmenû olanları ve O’na sarılanları (sarılmayı dileyenleri).
bihî fe se yudhıluhum fî rahmetin: Allah kendinden bir rahmetin içine koyacak.
ve fadlın: Fazlın içine koyacak.
ve yehdîhim ileyhi sırâtan mustekîmâ (mustekîmen): Ve onları, Kendisine ulaştıran Sıratı Mustakîm’e ulaştıracaktır." diyor Allahû Tealâ.
Öyleyse Nisâ-175'te Allah’ın kendisine ulaştırdıklarının sadece Allah’a ulaşmayı dileyenler hatta O'nda (Allah’ta) yok olmayı dileyenler, ruhlarını Allah’a ulaştırıp Allah’ın Zat'ında yok etmeyi dileyenler olduğu söylüyor Nisâ-175.
Âli İmrân-73'e geliyoruz:
ve lâ tu’minû illâ li men tebia dînekum: Ve sizin dîninize tâbî olandan başka kimseye inanmayın.
kul innel hudâ hudallâhi: De ki; muhakkak ki Hidayet Allah’a ulaşmadır.
en yu’tâ ehadun misle mâ ûtîtum ev yuhâccûkum inde rabbikum: Size verilenin bir benzerinin başka birine verilmesi sebebiyle mi veya Rabbinizin katında tartışacakları için mi?
kul innel fadla bi yedillâh (yedillâhi): De ki: “Hiç şüphesiz fazl, Allah’ın elindedir.
yu’tîhi men yeşâ’(yeşâu): Fazlı dilediğine verir.
vallâhu vâsiun alîm (alîmun): Allah Vâsi’dir. Her şeyi kuşatan ve bilendir.
Bakara-120:
Sen onların dînine tâbî olmadıkça ne Yahudiler ve ne de Hristiyanlar senden razı olmazlar. De ki: “Muhakkak ki Allah’a ulaşmak işte o, hidayettir.” Sana gelen bunca ilimden sonra eğer onların hevalarına uyarsan (tâbî olursan) andolsun ki; Allah’tan sana ne bir dost ve ne de bir yardımcı olmaz.
Nisâ-175 ile Âli İmrân-73 ve Bakara-120.
Bu âyetlere göre hidayetin Sıratı Mustakîm ile sadece Allah’a ulaşmayı dileyenleri Allah’ın Sıratı Mustakîm üzerinden Kendisine ulaştırmasıdır diyebilir miyiz?
Hidayet, Allah’ın Sıratı Mustakîm ile Kendisine ulaştırmasıdır diyebilir miyiz?
Evet, diyebiliriz. Hidayet, insan ruhunun ölmeden evvel Allah’a ulaşmasıdır ve bunu Allahû Tealâ Sıratı Mustakîm yoluyla gerçekleştirir.
4/NİSÂ-175: Fe emmâllezîne âmenû billâhi va’tesamû bihî fe se yudhıluhum fî rahmetin minhu ve fadlın ve yehdîhim ileyhi sırâtan mustekîmâ (mustekîmen).
Böylece Allah'a âmenû olanları (ölmeden önce ruhunu Allah'a ulaştırmayı dileyenleri) ve O'na (Allah'a) sarılanları ise, (Allah) Kendinden bir rahmetin ve fazlın içine koyacak ve onları, Kendisine ulaştıran "Sıratı Mustakîm"e hidayet edecektir (ulaştıracaktır)."fe emmellezîne âmenû billâhi va’tesamû bihî: Allah âmenû olanları ve O’na sarılanları (sarılmayı dileyenleri).
bihî fe se yudhıluhum fî rahmetin: Allah kendinden bir rahmetin içine koyacak.
ve fadlın: Fazlın içine koyacak.
ve yehdîhim ileyhi sırâtan mustekîmâ (mustekîmen): Ve onları, Kendisine ulaştıran Sıratı Mustakîm’e ulaştıracaktır." diyor Allahû Tealâ.
Öyleyse Nisâ-175'te Allah’ın kendisine ulaştırdıklarının sadece Allah’a ulaşmayı dileyenler hatta O'nda (Allah’ta) yok olmayı dileyenler, ruhlarını Allah’a ulaştırıp Allah’ın Zat'ında yok etmeyi dileyenler olduğu söylüyor Nisâ-175.
Âli İmrân-73'e geliyoruz:
3/ÂLİ İMRÂN-73: Ve lâ tu’minû illâ li men tebia dînekum, kul innel hudâ hudallâhi en yu’tâ ehadun misle mâ ûtîtum ev yuhâccûkum inde rabbikum, kul innel fadla bi yedillâh(yedillâhi), yu’tîhi men yeşâu, vallâhu vâsiun alîm(alîmun).
Ve (Ehli Kitap): “Sizin dîninize tâbî olandan başkasına inanmayın.” (dediler). (Habibim onlara) De ki: “Muhakkak ki hidayet Allah'a ulaşmaktır. (İnsanın ruhunun ölmeden önce Allah’a ulaşmasıdır.) Size verilenin bir benzerinin, bir başkasına verilmesidir.” Yoksa onlar, Rabbiniz'in huzurunda, sizinle çekişiyorlar mı? (Onlara) De ki: “Muhakkak ki fazl Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir.” Ve Allah, Vâsi’dir (ilmi geniştir, herşeyi kapsar), Alîm'dir (en iyi bilendir).ve lâ tu’minû illâ li men tebia dînekum: Ve sizin dîninize tâbî olandan başka kimseye inanmayın.
kul innel hudâ hudallâhi: De ki; muhakkak ki Hidayet Allah’a ulaşmadır.
en yu’tâ ehadun misle mâ ûtîtum ev yuhâccûkum inde rabbikum: Size verilenin bir benzerinin başka birine verilmesi sebebiyle mi veya Rabbinizin katında tartışacakları için mi?
kul innel fadla bi yedillâh (yedillâhi): De ki: “Hiç şüphesiz fazl, Allah’ın elindedir.
yu’tîhi men yeşâ’(yeşâu): Fazlı dilediğine verir.
vallâhu vâsiun alîm (alîmun): Allah Vâsi’dir. Her şeyi kuşatan ve bilendir.
Bakara-120:
2/BAKARA-120: Ve len terdâ ankel yahûdu ve len nasârâ hattâ tettebia milletehum kul inne hudâllâhi huvel hudâ ve le initteba’te ehvâehum ba’dellezî câeke minel ilmi, mâ leke minallâhi min veliyyin ve lâ nasîr(nasîrin).
Ve sen onların dînine tâbî olmadıkça (uymadıkça) ne yahudiler ve ne de hristiyanlar senden asla razı olmazlar. De ki: “Muhakkak ki Allah’a ulaşmak (Allah’ın Kendisine ulaştırması) işte o, hidayettir.”. Sana gelen ilimden sonra eğer gerçekten onların hevalarına uyarsan, senin için Allah’tan bir dost ve bir yardımcı yoktur.Sen onların dînine tâbî olmadıkça ne Yahudiler ve ne de Hristiyanlar senden razı olmazlar. De ki: “Muhakkak ki Allah’a ulaşmak işte o, hidayettir.” Sana gelen bunca ilimden sonra eğer onların hevalarına uyarsan (tâbî olursan) andolsun ki; Allah’tan sana ne bir dost ve ne de bir yardımcı olmaz.
Nisâ-175 ile Âli İmrân-73 ve Bakara-120.
Bu âyetlere göre hidayetin Sıratı Mustakîm ile sadece Allah’a ulaşmayı dileyenleri Allah’ın Sıratı Mustakîm üzerinden Kendisine ulaştırmasıdır diyebilir miyiz?
Hidayet, Allah’ın Sıratı Mustakîm ile Kendisine ulaştırmasıdır diyebilir miyiz?
Evet, diyebiliriz. Hidayet, insan ruhunun ölmeden evvel Allah’a ulaşmasıdır ve bunu Allahû Tealâ Sıratı Mustakîm yoluyla gerçekleştirir.
Benzer konular
