Kalbimizden geçen iyi ya da kötü düşüncelerden hesaba çekilecek miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Kalp » Kalbimizden geçen iyi ya da kötü düşüncelerden hesaba çekilecek miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Kalbimizden geçen iyi ya da kötü düşüncelerden hesaba çekilecek miyiz?

Hayır sevgili kardeşlerim! Düşüncelerden kimse hesaba çekilmez. Ne zaman düşünceler kuvveden fiile çıkarılırsa yani tatbik mevkiine konulursa yani başkasını rahatsız edecek olan düşünceler gerçekleştirilirse o zaman derecat kaybederiz. Ya da bizim Allahû Tealâ’ya verdiğimiz sözler var; bütün insanların. Allahû Tealâ emretmiş İslâm âlemi için. Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek; bunlardan bir kısmı vazgeçilmeyen farzlardır. Namaz kılmak öyledir. Mutlaka şartlar ne olursa olsun kişi namazını kılacaktır. Ama kişi eğilemiyor. Tamam, oturduğu yerde kılacak. Dizleri üzerinde yükselemiyor; sandalye üzerinde kılacak. Öyleyse sevgili kardeşlerim, ama kılacak. Bu asıldır. Sırt üstü yatabiliyor sadece, başka bir şey yapamıyor. Tamam, gene o âyetleri söyleyerek yattığı yerde kılacak.

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ’nın emirleri var. Bu emirler onu mutluluğa götürür. Nehiyleri var yani yasakları… Yasak ettiği bir fiili işleyecek bir olay yaşanırken, o kişinin bundan feragat etmesi yani kendisini günaha sokacak olan davranış biçimini gerçekleştirmemesi o kişinin derecat kaybetmesini engeller.

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ mutlu olmasını ister. Kanunlarını buna göre koymuştur ve insanları serbest iradeli mahlûklar olarak yaratmıştır. İnsanlar dilediklerini yapmak imkânının sahibidirler. Bunun ya mükâfatını yaşayacaklardır, kazandıkları derecelerin kaybettikleri derecelerden fazla olması halinde. Ya da mücazatını yani cezasını çekeceklerdir, kaybettikleri dereceler kazandıkları derecelerden fazlaysa. Her an hayatınız filme alınıyor sevgili kardeşlerim! Ve dereceler yazılı olarak filme alınıyor. Her an derecat kazanıyorsunuz veya kaybediyorsunuz.

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ her an onların derecat kazanmasını temin edecek olan bir formül koymuş: Daimî zikir. Kişi daimî zikirdeyse, o her an derecat kazanır. Sadece onlar için geçerli. Ama herkes daimî zikre ulaşmak için gayret ederse, Allah’tan da yardım dilerse Allah’ın bunu kabul etmesi mümkündür. O kişinin daimî zikre ulaşması mümkündür, eğer Allahû Tealâ o kişiyi buna lâyık görmüşse.

Bütün insanlar için başka insanlar birer vasıtadır. Onlara iyilik ederek; her an iyilik etmek imkânının sahibisiniz, derecat kazanmak veya insanların o kötü nefsleri sebebiyle başkalarına her an kötülük yapmaları mümkün. O zaman da onlar her kötülükte derecat kaybedeceklerdir. Yani bir insanın her an derecat kazanması da mümkündür, her an derecat kaybetmesi de mümkündür. Hep derecat kazandıracak olan olayları yaşamaya çalışın sevgili kardeşlerim! Her an başkalarına yardımcı olmaya çalışın. Her an başkalarını mutlu etmeye çalışın. O zaman asıl mutluluğu siz yaşarsınız.

Allah razı olsun.

Benzer konular