Yûnus 57 ile İsrâ 82 arasında kalplerin şifası yönünden bir ilişki var mıdır?

Ey insanlar! Size, Rabbinizden öğüt (vaaz) ve göğsünüzde olana (nefsinizin kalbindeki hastalıklara) şifa ve mü’minlere hidayet ve rahmet gelmiştir.


“Ey insanlar! Size, Rabbinizden vaaz ve göğsünüzde olana yani nefsinizin kalbindeki hastalıklara şifa ve mü'minlere hidayet ve rahmet gelmiştir.”

İşte kim mü’min olursa, nefsinin kalbindeki afetlerin hepsi hastalığı ifade eder. Onların hepsinin şifası gelmiş olur. Kimlere? Mü’minlere; Allah’a ulaşmayı dileyenlere... Şifa nedir, nefsin kalbine şifa? Nefsin kalbindeki bütün afetlerin hepsi hastalığı temsil ederler; yok olması yerine ruhun hasletlerinin gelip yerleşmesi. Ruhun hasletlerine paralel faziletlerin gelip yerleşmesi; işte o, hidayetin ve nefsin hidayetinin muhtevasıdır ve rahmetle olur. “Rahmet de gelmiştir.” diyor Allahû Tealâ.

İsrâ-82:

Kur’ân’dan indirdiğimiz şeyler, mü’minler için şifadır ve rahmettir. Ve zalimlerin sadece hüsranını (kaybettiği dereceleri) arttırır.


“Kur'ân'dan indirdiğimiz şeyler, mü'minler için şifadır ve rahmettir ve zalimlerin sadece hüsranını (kaybettiği dereceleri) arttırır. İki âyet arasında kalplerin şifası yönünde kesin bir ilişki var. Her ikisinde de hem şifa hem rahmet, açık bir şekilde kullanılmıştır ve her ikisinde de bu müessesesinin varlığı geçiyor. İsrâ-82’de mü’minler için geçerli olduğunu söylüyor Allahû Tealâ. “Mü’minler için şifa ve rahmettir.” diyor. Zalimler ise mü’min olmayanlar ve insanları mü’min olmaktan, Allah’a ulaşmayı dilemekten menedenler.