Malım mülküm var. Ama yine de mutlu olamıyorum. Nasıl mutlu olabilirim?

Anasayfa » Ana Sayfa » İslâm » Malım mülküm var. Ama yine de mutlu olamıyorum. Nasıl mutlu olabilirim?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Malım mülküm var. Ama yine de mutlu olamıyorum. Nasıl mutlu olabilirim?

Kendini Allah’a yaklaştırarak mutlu olabilirsin evlâdım. Başka bir yolu yok.

- Allah’a ulaşmayı dileyeceksin; madde-1.
- Hacet namazını kılıp, Allah’tan mürşidini soracaksın; madde-2.
- O mürşide veya onun bir vekiline tâbî olup ruhunu Allah’a ulaştıracaksın; madde-3.

Seni en azından ruhunu Allah’a teslim etmiş olan bir hüviyete getirir. Bundan sonraki görevin artık zikrini devamlı olarak arttırmaya çalışmak olmalıdır. Arttırdıkça, daha üst kat cennetlerin sahibi olursun. Bütün insanlar için cennet hazırdır. Onların ayaklarının altındadır. Ama oraya ulaşmaları şarttır. İşte dîn konusunda ilimleri olmayan insanlar, İslâm dînini İslâm’ın 5 şartına bağlamışlardır: Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek. Evet, namaz kılmak da farzdır. Oruç tutmak da farzdır. Zekât vermek de farzdır. Hacca gitmek de farzdır. Kelime-i şahadet de getirmek de farzdır. Ama bu kişi nasıl bir İslâm’dır? O kişi bir İslâm’mıdır? Namaz kılan, oruç tutan, zekât veren, hacca giden, kelime-i şahadet getiren bir kişi İslâm olmak şerefine ermiş midir? Hayır, ermemiştir! Onun Allah’a müracaat edip, mürşidini mutlaka Allah’tan sorması ve Allah’ın kendisine gösterdiği mürşide ulaşıp, tâbî olması temel şarttır. Ne zaman ki gider, mürşidine tâbî olur; tâbî olduğu anda onun ruhu vücudundan ayrılıp, Allah’a doğru yola çıkar. 7-8 aylık bir devrede de o kişinin ruhu mutlaka Allah’a ulaşır. İşte o kişi ermiş evliyadır. Yani nereye ermiş? Allah’a! Nesi ermiş? Ruhu ermiş.

Allah’ın kendisine emanet olarak verdiği ruhu, o kişi dünya hayatını yaşarken onun gerçek sahibi olan Allah’a teslim etmekle mükelleftir. Ancak o zaman ‘İslâm’ olduğunu Allahû Tealâ’ya ispat edebilir. Bir insanın; “Ben İslâm’ım.” demesi bir şey ifade etmez Allah’ın katında. O kişi:

- Allah’a ulaşmayı dileyecektir; 1.
- Mürşidine tâbî olacaktır. Ve böylece ruhu Allah’a doğru yola çıkacaktır; 2.
- Sonra o ruh Allah’a ulaşacaktır.
- Sonra o kişi fizik vücudunu Allah’a teslim edecektir.
- Sonra nefsini teslim edecektir.
- Sonra muhlis olacaktır.
- En sonra da iradesini Allah’a teslim edecektir.

Görüyorsunuz ki; 7 tane safha var. 7 safhanın her birisi bir ayrı safhayı ifade eder. 7 tane cennetin de her birisi için bu safhalardan bir tanesi geçerlidir. Yani kısaca Allah’a ulaşmayı dileyip de ölen birisi 1. kat cennete girerken, mürşidine tâbî olan kişi 2. kat cennete girer. Ruhunu Allah’a ulaştıran kişi 3. kat cennete girer. Fizik vücudunu teslim eden kişi 4. kat cennete girer. Nefsini teslim eden kişi 5. kat cennete girer. Ve muhlis olan kişi, iradesini Allah’a teslim eden kişi daha üst kat cennetlere girerler. Ruh, vech, yani fizik vücut, nefs ve irade Allahû Tealâ’nın bizlere verdiği hediyelerdir, ni’metlerdir. Bunların her birisi Allah’a teslim edilmesi gereken özellikler taşır.

Allah razı olsun.

Benzer konular