Çok günah işlemiş bir insan pişman olmuşsa, yaptıkları için nasıl kendisini affettirebilir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Af ve Mağfiret » Çok günah işlemiş bir insan pişman olmuşsa, yaptıkları için nasıl kendisini affettirebilir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Çok günah işlemiş bir insan pişman olmuşsa, yaptıkları için nasıl kendisini affettirebilir?

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın bir kanunu da günahların affedilmesi ve hatta günahların sevaba çevrilmesiyle noktalanabilen imkânlardır. Allahû Tealâ dilerse insanların ‘günahlarını sevaba çevirdiğini’ yazıyor; Kur’ân-ı Kerim’de de Tevrat’ta da İncil’de de.

Sevgili kardeşlerim! İnsanlar bir ruh üfürmesiyle tamamlanmışlardır. Fizik vücutları vardır, bir. Nefsleri vardır, iki. Bir de iradeleri var. Fizik beden, ruh, nefs ve irade. Ruh, sadece pozitif bir fonksiyonel yapıya sahiptir. Nefs ise negatif bir hüviyet taşır başlangıçta. Afetlerden teşekkül etmiştir. Ama kişi Allah’a mürşidini sormuşsa, tâbiiyetini gerçekleştirmişse ve görevlerini yapıyorsa, Allah’tan gelen yardım ile o kişinin nefsindeki afetler, o kişinin nefsinin devamlı olarak varlığı ile adım adım nefsinin kalbindeki afetleri yok eder. Nefsinin kalbindeki afetler yok oldukça, yerini hasletler alır. Böylece daimî zikre ulaştıktan sonra o kişinin nefsinin kalbinde hiç afet kalmayacaktır. Afetlerin hepsi yok olacaktır. Yerine geçen hasletler, o kişinin nefsinin kalbini tamamen nurlarla dolduracaktır. İşte bu olay hedefe ulaştırır o kişiyi. Nefsinin kalbi tamamen nurlarla dolar.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın istediği şey budur. En üst kat cennete gidecek olanların nefslerinin kalbinde hiçbir afet kalmaz. Allahû Tealâ istiyor ki; herkes bu hedeflere ulaşsın. Herkes 7. kat cennete girsin. Herkesin aslî unsurları muhteva olarak onu mutlaka cennete ulaştırsın. Allahû Tealâ’da böyle istiyor. Ama kullarını, ister insanlar olsun, ister cinler olsun hepsini serbest irade ile yaratmış ki; kişi serbest iradesiyle dilediğini yapsın ve o kendi yaptığı olaylar sebebiyle ya mükâfata nail olsun ya da kendi kendini cezalandırmış olduğu bir noktada kalırsa o zaman da cehennem onun yurdu olur.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ herkesin cennete girmesini ister. Ama davranış biçimleri dizisi kişiseldir. Kişi dilediğini yapmakta bu sebeple serbest bırakılmıştır ki; o kişi hak etsin! Ya cenneti hak etsin ya da cehennemi hak etsin. Ama öldüğü zaman da herşeyin en doğru olarak gerçekleştiğini görsün. Kendisi o kötü davranışların sahibi olmasaydı, cehenneme gitmeyecekti. Bu büyük hakikati öğrensin.

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için sonuç; ya cennettir ya cehennemdir. Kim Allah’ın yolunu seçerse, o kişi Allah’a ulaşmayı diler. Böyle bir dilek Allahû Tealâ tarafından kabul edilmemezlik etmez. Allahû Tealâ -kalpten olmak kaydıyla- bu dileği mutlaka değerlendirir. Ve o kişiyi Kendisine ulaştırır. İfadeye beraberce bakalım. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


“Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.”

Kişi Allah’a ulaşmayı diler mi? Diler. Bu, Allah’a ruhun ulaşmasıdır. Fizik vücudumuz hiçbir zaman Allah’a ulaşacak değildir.

Sevgili kardeşlerim! Ruhların gidecekleri yer, eninde sonunda Allah ile bir beraberliğin temin edilmesini sağlar. Bu insanlar için ruhun Allah’a geri dönmesi söz konusudur. İnsan öldüğü zaman ruh vücudu terk eder. Allah’a doğru bir yolculuğa çıkar. O ruh Allah’a mutlaka ulaşır. Ama fizik beden için değişik alternatifler söz konusu... Cehenneme de gidebilir. Cennete de gidebilir.

Sevgili kardeşlerim! İnsanlar için Allahû Tealâ’nın dizaynı açık ve kesin. Kanunlarını koymuş. “Allah’a ulaşmayı dileyeceksiniz.” diyor. Sonra Allah’tan mürşidinizi soracaksınız. Hacet namazını kılıp Allah’tan sorduğunuz zaman, Allah size mutlaka mürşidinizi gösterecek. Ona gidip tâbî olacaksınız ki; ruhunuz dünya hayatını yaşarken vücudunuzdan ayrılsın da Allah’a doğru yola çıksın. Böylece hep vücutlardan ayrılan ve Allah’a doğru yola çıkan ruhların birarada olduğu bir yolculuğa o da katılsın. 7 tane gök katını aşsın. 7. gök katında 7 tane âlemden geçsin. Sidretül Münteha’ya ulaşsın. Oradan da o ruh, dünya hayatını fizik vücut yaşarken, Allah’a ulaşsın da o kişi ‘ermiş evliya’ olsun.

Nesi ermiş? Ruhu ermiş? Nereye ermiş? Allah’a ermiş. İşte böyle olan insanlara ‘ermiş evliya’ denir. Ruhu dünya hayatını yaşarken Allah’a ulaşmıştır. Allah’a ermiştir. O kişi ermiş evliya olmuştur. Bütün insanlar için bu imkân açık ve kesin olarak mevcut. Allahû Tealâ’nın ifadesini bir defa daha tekrarlayalım:

“Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.”

Bu kadar sevgili kardeşlerim! Sual?

Benzer konular