Âli İmrân-129, Nisâ-147 ve Dehr (İnsan)-3 arasında bir ilişki var mı? Yüce Rabbimiz Nisâ-147’de: “Şükrederseniz, îmân ederseniz yani Allah’a ulaşmayı dilerseniz, Allah size azap etmez.” buyuruyor. Buna göre Allah’a ulaşmayı dilemedikleri için, Duhân-10’daki elim azap insanları sarmıştır diyebilir miyiz?

Ve göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Dilediğini mağfiret eder ve dilediğine de azap eder. Ve Allah, Gafur'dur, Rahîm'dir.


ve lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard (ardı): Göklerdeki şeyler ve yerdeki (arzdaki) şeyler Allah’ındır.
yagfiru li men yeşâu: Allah dilediği kişiyi mağfiret eder.
ve yuazzibu men yeşâ’ (yeşâu): Ve dilediğini azaplandırır.
vallâhu gafûrun rahîm (rahîmun): Allah, GAFUR’ur RAHÎM’dir (hem rahim esması gönderendir hemde günahları sevaba çevirendir.)

Öyleyse, kimdir Allah’ın dilediği (mağfiret ettiği kişi)? Allah’a ulaşmayı dileyendir. Kimdir azaplandırdığı? Dilemeyendir.
 
Nisâ-147:

 

Eğer siz şükrederseniz ve âmenû olursanız (yaşarken Allah’a ulaşmayı dilerseniz ve mürşidinize ulaşıp tâbî olursanız, böylece kalbinizin içine îmân yazılıp mü'min olursanız), Allah size azap etmez. Ve Allah Şâkir'dir (şükrün karşılığını verendir), Alîm'dir (en iyi bilendir).


Eğer siz şükrederseniz ve îmân ederseniz, yani mü'min olursanız ve  resûle ulaşıp da tâbî olursanız, eğer siz şükrederseniz ve îmân ederseniz yani şükreden îmân eden kişi, şükürdeki îmân eden kişi, Allah’a ulaşmayı dileyen mü'mindir. Allah size azap etmez. Allah şükrün karşılığını veren Şâkir’dir ve bilen Alîm’dir.

ve kânallâhu: Ve Allah Şâkir’dir, yani şükrün karşılığını ödeyendir.   
ve alîmâ (alîmen): Ve bilen Alîm’dir.

İnsan Suresi 3. âyet-i kerime:

Muhakkak ki Biz, onu (Allah’a ulaştıran) yola hidayet ettik. Fakat o, ya (Allah’a ulaşmayı diler) şükreden olur, ya da (Allah’a ulaşmayı dilemez) küfreden olur.


Bunların arasında görülüyor ki bir ilişki var.

Kardeşimiz sualini soruyor:

Yüce Rabbimiz Nisâ-147 “Şükrederseniz, îmân ederseniz yani Allah’a ulaşmayı dilerseniz, Allah size azap etmez.” buyuruyor.

Şükredenler (şükürleri kabul edilenler) sadece Allah’a ulaşmayı dileyenlerdir. Ve Allah’a ulaşmayı dileyip dilemediğini, o kişinin şakir olduğundan anlarsınız veya kâfir olduğundan anlarsınız. Allah’a ulaşmayı dileyenler, şükürleri kabul edilenlerdir. Onlar şakirlerdir. Allah’a ulaşmayı dilemeyenler, şükürleri kabul edilmeyenlerdir. Onlar kâfirdir.

“Buna göre Allah’a ulaşmayı dilemedikleri için Duhan-11 deki elim azap insanları sarmıştır diyebilir miyiz?”  

"Duhan-11 deki elim azap insanları sarmıştır."  Ne diyordu Allahû Tealâ Duhan-10’de? Diyordu ki:

Artık göğün, apaçık duman (fitne) getireceği günü gözle.

(O fitne ki) insanları (insanların büyük kısmını) sarmıştır. İşte bu, elîm bir azaptır.


“Habibim sen gelecekteki o günü gözetle. O gün bir duhanın (bir dumanın) kapladığını göreceksin. O duman ki elim bir azaptır ve  bütün insanları sarmıştır.”
 
Yani gerçekte bunun bir duman olmadığını, bir azap olduğunu söylüyor Allahû Tealâ. Bütün insanları saran bir azap olduğunu söylüyor. Bugün de insanların çok büyük bir kısmı Allah’a ulaşmayı dilemedikleri için onların hepsini gerçekten çok büyük bir azap sarmıştır.