Sevgili kardeşlerim!
• Zikir farz.
• Çok zikir yani günün 12 saatinden daha fazla zikretmek gene farz.
• Daimî zikir, kesintisiz bir şekilde zikretmek; o da farz. (Zikr-i daim).
Öyleyse hepsi farz olduğuna göre:
• Ne kadar çok zikir yapabilirsek Allah’a o kadar çok yakın oluruz. (1)
• 2.’cisi: Ne kadar çok zikir yapabilirsek nefsimizin kalbi o kadar çok nurlarla dolu olur, dolar. Ve o kadar çok mutlu oluruz.
Öyleyse hem Allahû Tealâ’nın bir temel emri, hem de bizi mutlu edeceği kesin olan bir davranış biçimi bir ibadet türü. Şimdi şeytanın İslâm âlemini neden İslâm’ın 5 şartına yuvarladığını burada biraz daha ciddî bir şekilde görelim:
1- Namaz kılmak farz.
2- Oruç tutmak farz.
3- Zekât vermek farz.
4- Hacca gitmek farz.
5- Kelime-i şahadet getirmek farz.
İslâm’ın 5 şartı oldu. Ama teslimlerden hiç bahis yok:
1- Ruhumuzu (1),
2- Fizik bedenimizi (2),
3- Nefsimizi (3),
4- İrademizi (4).
Bunların hepsini Allah’a teslim etmekle Kur’ân-ı Kerim’e göre mükellefiz. Bu sözlerimizi dileyen hristiyanlar varsa, İncil’e göre de mükellefiz. Bu sözlerimizi dinleyen museviler varsa, Tevrat’a göre de aynı şey söz konusu.
Öyleyse sevgili kardeşlerim! 3 kitaplı dîn de Allah’ın dînidir. Ve 3 kitapta ayrı ayrı peygamberlere indirirmiştir. Hz. Musa bir peygamberdir. Hz. İsa bir peygamberdir. Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) son peygamberdir.
Allahû Tealâ Peygamber Efendimiz (S.A.V) için diyor ki: “O, hâtemen nebiyyindir, Nebîlerin Sonuncusu’dur.” diyor.
Allah razı olsun.