“Allah dilediğine hidayeti verir.” denildiğinde; îmânın Allah’ın elinde olduğunu mu gösteriyor? Bu konuda bize açıklama yapabilir misiniz?
“Allah dilediğine hidayeti verir.” Bu söz büyük bir gerçektir. Ama Allah’ın dilemesi de kişilerin davranış biçimlerine göre kendisini ortaya koyar. Allah'a ulaşmayı dilemeyen bir insana Allahû Tealâ bu neticeyi asla göstermez. Bu neticeye o kişi asla ulaşamaz. Şartlar birbiriyle dengededir daima.
1. Bir insan Allah'a ulaşmayı dileyecektir.
2. Sonra hacet namazını kılıp mürşidini görecektir.
3. O mürşide gidip tâbî olacaktır.
Ancak tâbî olduğu zaman ruhu vücudunu terk edip Allah’a doğru yola çıkacaktır. Bu noktadan sonra kişinin zikirlerini adım adım arttırması gerekir. Arttırdıkça ruhu 1., 2., 3., 4., 5., 6., 7. katlara çıkacaktır. Allah o kişiye zikir zevkini verecektir. Yani kişi kendini zorlayarak yapmayacaktır zikirlerini. Zikir yapmak o kişi için bir zevk halini alacaktır.
Sevgili kardeşlerim! Ve adım adım kişinin ruhu 1., 2., 3., 4., 5., 6., 7. katlara çıkacak, 7. katta 7 tane âlemden geçecek, sonra Sidretül Münteha’ya ulaşacak, oradan da Allah’ın Zatı’na ulaşacaktır. Öyleyse bütün insanlar için ruhun Allah’a ulaşma mekanizması bu standartlar içinde gerçekleşir.
Yani bedavadan hiçbir şey vermiyor Allahû Tealâ sevgili kardeşlerim! Zikrin belli bir seviyeye yükselmesi, o kişinin 7. gök katına kadar çıkabilmesi için şarttır. Ama herkeste bu zikir seviyesi farklı hüviyet taşıyabilir. Bu, o kişinin Allah’a olan yakınlık derecesine bağlıdır. Allah’ın ona karşı olan sevgisine bağlıdır. Kalbinin temizliğine bağlıdır. Allahû Tealâ için hedef aynıdır. İster ki; herkes ruhunu Kendisine ulaştırsın da Allah’a ulaştırsın da herkes cehennemden kurtulsun.
Kanunları bunun için koyuyor sevgili kardeşlerim! Allah’ın istediği şey herkesin cennetine girmesi. Düşünün ki bir insanın; “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum. Ne olur! Benim de ruhumu Sana ulaştır.” diyen, bunu kalpten söyleyen ama arkasından da ölen bir insan cehenneme girmez sevgili kardeşlerim; 1. kat cennet onun hakkıdır. Eğer kalpten söylemişse bunu, mutlaka o kişi 1. kat cennetin sahibidir. Yaşarsa mürşidine ulaşacaktır. Tabiiyetten sonra ölürse 2. kat cennetin sahibidir. Tâbiiyet, onun ruhunun vücudundan ayrılmasını ve Allah’a doğru seyri süluk isimli bir yolculuğa çıkmasını ifade eder. 7-8 aylık bir devredir bu. Bu devrenin tamamında o kişi eğer zikirlerini yapmışsa Allah’ın emrettiği biçim ve boyutta ki; bu açık ve kesin bir şekilde bellidir. Kişi zikirlerini yapıyorsa her geçen gün mutluluğu daha çok artarak bu 7-8 aylık devreyi geçirir ve ruhu mutlaka Allah’a ulaşır. Ama hiçbir değişiklik olmuyorsa, onun için bu bir zevk değilse o zaman kendisine düşeni yapmamıştır. Tekrar hacet namazını kılacaktır. Mürşidini soracaktır veya sormadan evvelki mürşidine ulaşıp yeniden tövbe alacaktır.
Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ herşeyi usûlüne uygun bir şekilde vaaz etmiştir, koymuştur ‘insanlar emirlerine uysunlar’ diye. Ve bu standartlar içerisinde bir kişi Allah'a ulaşmayı dilesin ve de Allah’ın emirlerini yerine getirsin de o kişinin ruhu Allah’a ulaşmasın; bu mümkün değildir. O kişi Allah'a ulaşmayı dilemişse Allah onu mutlaka Kendisine ulaştırmak için söz vermiştir. O kişiye zikir sevgisini veren de Allah olur. Namaz sevgisini veren de Allah olur. Etrafındaki insanlara en güzel şekilde davranması gerektiğini de Allah o kişiye yaptırır ve o kişi adım adım ruhunu 7-8 aylık bir devrede Allah’a yaklaştıracak ve neticede ruhu Allah’a bu dünya hayatını yaşarken ulaşacaktır. İşte böyle bir insan ermiş evliyadır.
Allah razı olsun.
Benzer konular