“Dünyada rahat yoktur.” diyorlar. Fakat biz, sizin huzurunuzda, bu manevi ziyafette rahat ve mutluyuz. Dünyada ve ahirette rahat yaşamak için bize ne önerirsiniz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Dünya » “Dünyada rahat yoktur.” diyorlar. Fakat biz, sizin huzurunuzda, bu manevi ziyafette rahat ve mutluyuz. Dünyada ve ahirette rahat yaşamak için bize ne önerirsiniz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

“Dünyada rahat yoktur.” diyorlar. Fakat biz, sizin huzurunuzda, bu manevi ziyafette rahat ve mutluyuz. Dünyada ve ahirette rahat yaşamak için bize ne önerirsiniz?

Hem dünyada hem de ahirette rahat yaşamanın yolu Allah’ın emirlerine riayettir. Allahû Tealâ herkesin tâbî olmasını istiyor. Bir mürşide tâbî olmasını istiyor. Tâbî olmalı ki; ermiş evliya olabilsin. Bir kişinin ermiş evliya olabilmesi, o kişinin ruhunun vücudundan ayrılmasıyla mümkündür. Hiç kimse Allah'a ulaşmayı dilemedikçe ve bunun tabiî neticesi olarak Allah’ın hacet namazını kıldığında kendisine gösterdiği mürşide ulaşmadıkça ve ona tâbî olmadıkça, ruhunun vücudundan ayrılması ve Allah’a doğru diğerleriyle beraber seyri süluk adı verilen bir yolculukla yola çıkması mümkün değildir. Hiç kimse bedavadan ermiş evliya olamaz. Mutlaka Allah'a ulaşmayı dilemelidir ve bu dilek üzerine Allahû Tealâ’dan mutlaka hacet namazını kılıp mürşidini sormalıdır. Allahû Tealâ bu sormanın arkasından bir cevap vermiyorsa istemeye devam etmelidir Allahû Tealâ’dan. Hataları vardır ki; ‘Allahû Tealâ onların düzeltilmesini istiyor’ demektir bunun mânâsı. Adım adım hedefe gidecektir. Neticede mutlaka Allahû Tealâ ona mürşidini gösterecektir. Kişi mürşidi dünyanın neresindeyse oraya ulaşmaya çalışacaktır. Ama bu çalışma sırasında Allah’ın büyük yardımlarını mutlaka görecektir. Bu kalbi istek, kalbi isteğin seviyesine göre Allahû Tealâ tarafından değerlendirilir. Ona göre kişiye imkânlar bahşedilir. 

Sevgili kardeşlerim! Hiç kimsenin ruhu mürşidine ulaşıp ona tâbî olmadıkça vücudundan ayrılmaz. Allah’a doğru yola çıkan kafileye katılmaz, katılamaz. Öyleyse Allahû Tealâ’nın ortaya koyduğu hakikatlerle mücehheziz hepimiz. O hakikatler dikkate alınmadığı sürece manevi gelişme asla söz konusu olmaz. Bir insan Allah'a ulaşmayı dilemedikçe, mürşidini Allah’tan sormadıkça o kişi mürşidini göremez. Görürse, ona ulaşması mutlaka gerekecektir. Öyleyse sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın dizaynı herkes için geçerlidir. O insanlar bir mürşidin elini öpmeden evvel, Allahû Tealâ onları kendilerinin bulunduğu yerden uzak yerde bir mürşide uygun görmüşse başka bir mürşide de tâbî olup yola girebilir. Kendi mürşidine ulaştığı zaman ona ulaşacaktır, tâbî olacaktır. 

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ böyle bir şeyi uygun görüyor mu? Evet. Çünkü istiyor ki; mümkün olduğu kadar çabuk herkes bir mürşide ulaşsın da ruhu vücudundan ayrılsın ve Kendisine, Allah’a ulaşsın. Böylece bu kişi ermiş evliya olmak şerefine ulaşsın. Öyleyse herkes için yol açıktır. Herkes Allah'a ulaşmayı dileyecektir. Dilediği zaman Allahû Tealâ’dan hacet namazını kılıp; evvelâ boy abdesti alacak, sonra hacet namazını kılacak ve Allah’tan mürşidini soracaktır. Bu soruşta netice mutlaka alınır. Belki birkaç defa sormak gerekir. Ama sonuç mutlaka alınır. O kişi gerçekten Allah'a ulaşmayı dilemişse mutlaka Allahû Tealâ ona mürşidini gösterecektir. 

Mürşidsiz bir ulaşım olabilir mi? Hiçbir şekilde olmaz sevgili kardeşlerim! Mürşidsiz, bir ruhun vücuttan ayrılması olayı gerçekleşmez. Öyleyse sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın dizaynına hep beraber birlikte bakalım. O istiyor ki; herkes ruhunu Allah’a ulaştırsın. Herkes en azından ermiş evliya olsun. Sonra fizik vücudunu teslim etsin, nefsini teslim etsin, muhlis olsun, iradesini Allah’a teslim etsin. Bu güzellikleri yaşadıkça o kişi daha mutlu, daha mutlu, daha mutlu olacaktır.
 
Allah razı olsun. 

Benzer konular