Kalbimizde hâlâ dünya sevgisi var. Dünyayı ne kadar sevmeliyiz? Allah’ı ne kadar sevmeliyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Dünya » Kalbimizde hâlâ dünya sevgisi var. Dünyayı ne kadar sevmeliyiz? Allah’ı ne kadar sevmeliyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Kalbimizde hâlâ dünya sevgisi var. Dünyayı ne kadar sevmeliyiz? Allah’ı ne kadar sevmeliyiz?

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ dünyayı sevmenizi engellemiyor. Allahû Tealâ dünyayı da sevmenizi istiyor. Ama dünyanın standartlarına baktığınız zaman insanların nefsleri olması sebebiyle, insanların Allah’ın emirlerine uygun şeyleri de sevdiğini ama Allah’ın emirlerine uymayan, ters düşen şeyleri de insanların sevdiğini Allahû Tealâ açık bir şekilde ifade ediyor. Çünkü insanın ruhu da var. Nefsi de var. Öyleyse ruh, Allah’ın emrettiği her şeyin yapılmasını, yasak ettiği şeylerin ise asla yapılmamasını emrettiği halde nefs için böyle bir engel yok. İşte bu muhteva üzere Allahû Tealâ’nın hedef göstermesi eşyanın tabiatına son derece uygun bir hüviyet taşır. Allahû Tealâ, Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’ân-ı Kerim’de Allahû Tealâ neleri emretmişse onların devrede olmasını, neleri de yasak etmişse onların da devrede olmamasını hedef gösteriyor.

Sevgili kardeşlerim! Hepimiz için de aynı şey söz konusu değil mi? İnsanları sevmeliyiz. İnsanları bağrımıza basmalıyız. İstemeliyiz ki onlar da mutlu olsunlar. Bizim yaşamakta olduğumuz mutluluğu onlar da yaşasınlar. İşte bütün insanlar için Allahû Tealâ’nın hedef gösterdiği şey insanların birbirini mutlu etmeye çalışmasıdır. Kim böyle bir çalışmanın içine girebilmişse o kişi dünyadaki en mutlu insanlardan birisidir. Çünkü kendisini sadece başka insanların mutluluğuna adamıştır. Ve onlara verdiği her mutlulukla, her mutluluk noktasında kendisinin ne kadar mutlu olduğunun farkına varmıştır. İşte Allahû Tealâ bunun için koymuş. “Kime güzel davranışlarda bulunursanız biz size onun mükâfatını veririz.” diyor Allahû Tealâ; “Sizi ona verdiğiniz mutluluktan daha fazla mutlu ederiz.” Sebebi ne? O kişi Allahû Tealâ’nın emrini yerine getiriyor. Biliyorsunuz ki insanlarda nefs var. Nefsin ise başlangıç noktası negatiftir. Yani “Rabbena hep bana” ifadesidir. Allahû Tealâ’nın istediği şeyse adaletin gerçekleşmesidir. İşte bir bu cepheden bir de Allahû Tealâ’nın verdiği emirler var. Bir de yasaklar ortaya koymuş. Yasakların da Allahû Tealâ uygulanmasını istiyor. Yasak edilen şeyin yapılmamasını istiyor. Emirlerin de gerçekleşmesini istiyor. Emredilen şeyin mutlaka tahakkuk etmesini, gerçekleşmesini istiyor Allahû Tealâ. Öyleyse hepimiz için Allah’ın nehiyleri var; yasakları. Allah’ın emirleri var; emrettiği şeyler. Bizim görevimiz sizlere Allah’ın emirlerini bütün boyutlarıyla açıklamak. Tereddüt ettiğiniz her noktada sizi cevaplamak.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın huzurunda bu noktaya kadar gelen açıklamalarımızı burada tamamlıyoruz. Sebebi size geniş bir zaman parçası ayırabilmek; suallerinizi tam olarak bize ulaştırabilmeniz için. Allah hepinizden razı olsun sevgili kardeşlerim.
 
 
Es selâmu aleykûm ve rahmetullâhi ve berekâtuhû! Şimdi sualleriniz için hazırız inşaallah.

- Ve aleykûm selâm ve rahmetullâhi ve berekâtuhû Muhterem Efendimiz!

Benzer konular