Meryem Suresi 62. âyet-i kerimede belirtilen sabah ve akşam rızıkları vardır derken Allahû Tealâ burada neyi kast etmiştir?

19/MERYEM-62: Lâ yesmeûne fîhâ lagven illâ selâmâ(selâmen), ve lehum rızkuhum fîhâ bukraten ve aşiyyâ(aşiyyen).

Orada boş söz işitilmez, sadece “selâm.” Ve orada, onların sabah ve akşam rızıkları vardır.

lâ yesmeûne fîhâ: Orada.
fîhâ lagven: Orada boş söz işitilmez.
illâ selâmâ: sadece selâm vardır.
ve lehum rızkuhum fîhâ: Onların rızıkları oradadır.
bukreten ve aşiyyâ (aşiyyen): Sabah ve akşam.

Burada Meryem 62’de Allahû Tealâ’nın neden bahsettiğine bakalım. Cennetteki insanlardan mı bahsediyor? Meryem 61’e geliyoruz:

19/MERYEM-61: Cennâti adninilletî vaader rahmânu ibâdehu bil gayb(gaybi), innehu kâne va’duhu me’tiyyâ(me’tiyyen).

Adn cennetleri ki onları, Rahmân, kullarına gıyaben vaadetti. Muhakkak ki o (adn cennetleri), O’nun (Allah’ın) vaadidir, yerine gelecektir.

“Adn cennetleri.” diyor. Cennetteki insanların halinden bahsediyor. Orada onlara selam vardır. Sabah ve akşam rızıkları vardır. Demek ki orada 3 öğün değil 2 öğün yeniyor. Sabah akşam rızıkları hep Allahû Tealâ’nın kainatın en güzel rızıkları olarak onlara verdikleridir. Cennet ehlinin yediklerinden Allahû Tealâ biliyorsunuz Hz. Meryem’e hep gönderiyormuş. Hz. Zekeriya da bir peygamber. Kendisine gelmiyor Hz. Meryem’e geliyor. Ve Hz. Meryem’e soruyor:

“Bunlar nereden?”

“Bunlar cennetten.” diyor. “Allahû Tealâ gönderiyor bana.”

İşte o rızıklar.