Cennete girmek bu kadar kolaysa müslümanların hepsi cennete gidecek mi?
Anasayfa » Ana Sayfa » Cennet - Cehennem » Cennete girmek bu kadar kolaysa müslümanların hepsi cennete gidecek mi?
Cennete girmek bu kadar kolaysa müslümanların hepsi cennete gidecek mi?
Ne yazık ki bu sualin cevabı; hayır! Arkasında da çok büyük bir yanlışlık söz konusu. İnsanlar Allah'a ulaşmayı dilemeyi unutmuşlar. Mürşide tâbiiyeti unutmuşlar. Kim yapmış bunu? İblis yapmış. Nasıl yapmış? Demiş ki: “İslâm'ın şartı 5’tir. Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek.” Ve bütün bir İslâm âlemi bu palavraya inanmış, sevgili kardeşlerim!
Eğer biz emirleri Allah'tan almasaydık, belki biz de inananlardan birisi olacaktık. Ama ben çok uzun seneler hep karanlıkta kalmış birisi olarak sizinle konuşuyorum. Dîn benim için önemli bir şey değildi. Kendimi bir şey zannederdim, bir marifet zannederdim. Allah'ı tanıyınca anladım, ne kadar büyük bir yanlışın içinde yuvarlanıp gittiğimi.
Sevgili kardeşlerim! Allah'a ulaşmayı dilemezseniz, İslâm'ın 5 şartı sizi cehennemden kolay kolay kurtaramaz. 1. kat cennetin sahipleri Allah'a ulaşmayı dileyenlerdir. Kişi yaşarsa Allah ona mutlaka mürşid sevgisi verecektir ve o kişi mürşidi ne kadar uzakta olursa olsun ona ulaşıp tâbiiyetini gerçekleştirecektir. İşte mürşidini sormak, öğrenmek ve ona ulaşıp tâbiiyeti gerçekleştirmek 2. kat cenneti ifade eder ki; tâbiiyet gerçekleştiği anda ruh vücudu terk eder. Allah'a doğru yola çıkar. 7-8 aylık bir devre, o kişinin ruhunun 7 tane gök katını aşıp Allah'ın Zat'ına ulaşması için yeterlidir. Ve o kişinin ruhu, Allah tarafından Kendisine ulaştırılacağı için kişi büyük yardım alır bu konuda. Ruhunu 7-8 aylık bir devrede Allah mutlaka Kendisine ulaştırır. İşte bu kişi ermiş evliyadır. Nesi ermiş? Ruhu ermiş. Nereye ermiş? Allah'a ermiş. Erdiren kim? O kişi mi? Hayır. Erdiren Allah! Ama o kişi de Allah'ın kendisine verdiği emirleri yapıyor, gayreti var. Allah'a ulaşmayı dilemiş ve zikir yapıyor kişi.
Sevgili kardeşlerim! Buraya kadar olan kesim garanti olduğu için böyle bir ifade kullanıyoruz. Ne diyor Allahû Tealâ? “Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.” diyor. Allah'a ulaşmayı dileyen bir kişinin, ruhunun Allah'a ulaşmasına kadar geçen süreci içindeki muhteva, Allah'ın o kişiye bütün yardımlarını yardım olarak ulaştırması ve o kişinin ruhunun her halükârda 7-8 aylık bir zaman içinde Allah'a ulaşmasının teminidir. Allahû Tealâ ona zikri sevdirir. Allahû Tealâ ona namazı sevdirir. Allahû Tealâ ona mürşidi sevdirir. Tâbiiyetini gerçekleştirir. Gerçekleştirmezse ne olur? Gerçekleştirmeseydi, o kişinin ruhu hiçbir zaman Allah'a ulaşamazdı. O kişi ermiş evliya olamazdı.
İşte sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın şartları hep bizlerin lehine. “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” diyor. Demek ki bir dilek, bir kişinin kalpten olması kaydıyla ruhunu Allah'a ulaştırmayı dilemesi, o kişinin mutlaka ruhunu 7-8 aylık bir devre içinde Allahû Tealâ’nın Kendisine ulaştırmasını vücuda getirir. İmkân dâhiline koyar, mümkün kılar. Kişinin ruhunu Allah, o 7-8 aylık devrede mutlaka Kendisine ulaştırır. Ne olmuştur? Kişi ermiş evliya olmuştur. Buraya kadar bu kişi Allah'ın yardımını alır. Allah'ın yardımıyla bunu gerçekleştirmiştir. Çünkü Allah'ın sözü var. Bir defa daha tekrar edelim: “Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.” Bundan sonraki kesim Allah'ın garantisi altında değil. Kim Allah'a ulaşmayı dilerse, Allah'a ruhunu ulaştırır ama kim fizik vücudunu Allah'a teslim etmeyi dilerse, o kişinin fizik vücudunu mutlaka Allah'a teslim etmesi Allah'ın yardımıyla gerçekleşmez. Bu kişi kendi gayretiyle hedefe ulaşacaktır. Allahû Tealâ bu kişinin bu istikametteki gayretine göre, ona yardım etmeyecek midir? Edecektir. Herkese yardım edeceğine dair sözü var. Tekrar edelim: “Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.” diyor.
Öyleyse Allah'a ulaşmayı dilemeyen bir kişi, Allah'a ulaşmayı dilemediği için bu yardıma hak kazanmıyor. Allahû Tealâ’nın ifadesine bir defa daha bakalım: “Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.” diyor Allahû Tealâ. “Dilemeyeni değil.” diyor. “Kim dilerse onu ulaştırırım.” diyor. Öyleyse Allahû Tealâ’nın bu konuda yardımı mutlak! Ama kime? Allah'a ulaşmayı kalben dileyen herkese…
Eğer biz emirleri Allah'tan almasaydık, belki biz de inananlardan birisi olacaktık. Ama ben çok uzun seneler hep karanlıkta kalmış birisi olarak sizinle konuşuyorum. Dîn benim için önemli bir şey değildi. Kendimi bir şey zannederdim, bir marifet zannederdim. Allah'ı tanıyınca anladım, ne kadar büyük bir yanlışın içinde yuvarlanıp gittiğimi.
Sevgili kardeşlerim! Allah'a ulaşmayı dilemezseniz, İslâm'ın 5 şartı sizi cehennemden kolay kolay kurtaramaz. 1. kat cennetin sahipleri Allah'a ulaşmayı dileyenlerdir. Kişi yaşarsa Allah ona mutlaka mürşid sevgisi verecektir ve o kişi mürşidi ne kadar uzakta olursa olsun ona ulaşıp tâbiiyetini gerçekleştirecektir. İşte mürşidini sormak, öğrenmek ve ona ulaşıp tâbiiyeti gerçekleştirmek 2. kat cenneti ifade eder ki; tâbiiyet gerçekleştiği anda ruh vücudu terk eder. Allah'a doğru yola çıkar. 7-8 aylık bir devre, o kişinin ruhunun 7 tane gök katını aşıp Allah'ın Zat'ına ulaşması için yeterlidir. Ve o kişinin ruhu, Allah tarafından Kendisine ulaştırılacağı için kişi büyük yardım alır bu konuda. Ruhunu 7-8 aylık bir devrede Allah mutlaka Kendisine ulaştırır. İşte bu kişi ermiş evliyadır. Nesi ermiş? Ruhu ermiş. Nereye ermiş? Allah'a ermiş. Erdiren kim? O kişi mi? Hayır. Erdiren Allah! Ama o kişi de Allah'ın kendisine verdiği emirleri yapıyor, gayreti var. Allah'a ulaşmayı dilemiş ve zikir yapıyor kişi.
Sevgili kardeşlerim! Buraya kadar olan kesim garanti olduğu için böyle bir ifade kullanıyoruz. Ne diyor Allahû Tealâ? “Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.” diyor. Allah'a ulaşmayı dileyen bir kişinin, ruhunun Allah'a ulaşmasına kadar geçen süreci içindeki muhteva, Allah'ın o kişiye bütün yardımlarını yardım olarak ulaştırması ve o kişinin ruhunun her halükârda 7-8 aylık bir zaman içinde Allah'a ulaşmasının teminidir. Allahû Tealâ ona zikri sevdirir. Allahû Tealâ ona namazı sevdirir. Allahû Tealâ ona mürşidi sevdirir. Tâbiiyetini gerçekleştirir. Gerçekleştirmezse ne olur? Gerçekleştirmeseydi, o kişinin ruhu hiçbir zaman Allah'a ulaşamazdı. O kişi ermiş evliya olamazdı.
İşte sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın şartları hep bizlerin lehine. “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” diyor. Demek ki bir dilek, bir kişinin kalpten olması kaydıyla ruhunu Allah'a ulaştırmayı dilemesi, o kişinin mutlaka ruhunu 7-8 aylık bir devre içinde Allahû Tealâ’nın Kendisine ulaştırmasını vücuda getirir. İmkân dâhiline koyar, mümkün kılar. Kişinin ruhunu Allah, o 7-8 aylık devrede mutlaka Kendisine ulaştırır. Ne olmuştur? Kişi ermiş evliya olmuştur. Buraya kadar bu kişi Allah'ın yardımını alır. Allah'ın yardımıyla bunu gerçekleştirmiştir. Çünkü Allah'ın sözü var. Bir defa daha tekrar edelim: “Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.” Bundan sonraki kesim Allah'ın garantisi altında değil. Kim Allah'a ulaşmayı dilerse, Allah'a ruhunu ulaştırır ama kim fizik vücudunu Allah'a teslim etmeyi dilerse, o kişinin fizik vücudunu mutlaka Allah'a teslim etmesi Allah'ın yardımıyla gerçekleşmez. Bu kişi kendi gayretiyle hedefe ulaşacaktır. Allahû Tealâ bu kişinin bu istikametteki gayretine göre, ona yardım etmeyecek midir? Edecektir. Herkese yardım edeceğine dair sözü var. Tekrar edelim: “Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.” diyor.
Öyleyse Allah'a ulaşmayı dilemeyen bir kişi, Allah'a ulaşmayı dilemediği için bu yardıma hak kazanmıyor. Allahû Tealâ’nın ifadesine bir defa daha bakalım: “Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.” diyor Allahû Tealâ. “Dilemeyeni değil.” diyor. “Kim dilerse onu ulaştırırım.” diyor. Öyleyse Allahû Tealâ’nın bu konuda yardımı mutlak! Ama kime? Allah'a ulaşmayı kalben dileyen herkese…
Allah razı olsun.
Benzer konular
