Bir kişinin mürşidine tâbî olduktan sonraki devresinde, nefsinin kalbinde ne kadar nur varsa (yüzde ne kadar nur varsa) mutluluğu da tam, yüzde o kadardır. Zikrini arttırması, nefsinin kalbindeki nurların da artmasını icabet ettireceği için, bu kişi yavaş yavaş nefsinin kalbindeki nurları arttıracak ve mutluluğu da buna paralel olarak giderek artacak, artacak, artacaktır. Tam mutluluğa ulaşması ise daimî zikre ulaşmasıyla mümkündür. Bu ne ifade eder. Bu daimî zikre ulaştığı cihetle, o kişinin nefsinin kalbinde hiç afet kalmaması demektir. Afetler oluşmak için harekete geçse de o kişinin daimî zikirde olması sebebiyle yaptığı zikir, onun yerleşmesine asla müsaade etmez.
Öyleyse sevgili kardeşlerim! Zikrinizi ne kadar arttırırsanız, nefsinizin kalbindeki afetlerin o kadar azalacağını bilmeniz sizin için çok faydalı olur.
Allah razı olsun.