“Mürşid ve zikir” kavramı bugünkü dîn tatbikatında neredeyse birçok kişi tarafından unutulmuş. Ve hayata geçirilmeyen kavramlar olduğunu görüyoruz. Zikir ve mürşid ancak bazı tarikatlarda söz konusu. Zikir ve mürşidin gerekliliği konusunda bizi aydınlatabilir misiniz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Mürşid » “Mürşid ve zikir” kavramı bugünkü dîn tatbikatında neredeyse birçok kişi tarafından unutulmuş. Ve hayata geçirilmeyen kavramlar olduğunu görüyoruz. Zikir ve mürşid ancak bazı tarikatlarda söz konusu. Zikir ve mürşidin gerekliliği konusunda bizi aydınlatabilir misiniz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

“Mürşid ve zikir” kavramı bugünkü dîn tatbikatında neredeyse birçok kişi tarafından unutulmuş. Ve hayata geçirilmeyen kavramlar olduğunu görüyoruz. Zikir ve mürşid ancak bazı tarikatlarda söz konusu. Zikir ve mürşidin gerekliliği konusunda bizi aydınlatabilir misiniz?

Sevgili kardeşlerim! Zikirde gereklilik bir kenara, gerekliliğin ötesinde farzdır. Allahû Tealâ zikri farz olarak koymuş. Ve zikirsiz bir teslimiyet mümkün değildir. Bütün teslimler, zikir adı verilen o sistemin seviyesiyle alâkalı olarak gerçekleşir. Ruhun teslimi için mesela %51 zikir şarttır. Fizik bedenin teslimi bunun %80’lere ulaşmasıyla mümkündür. Nefsin teslimi %100’e ulaşmasıyla mümkündür. İradenin teslimi gene %100 zikirle geçerlidir. Öyleyse sevgili kardeşlerim! Zikirle Allah’a teslimiyet arasında son derece ciddî bir ilişki söz konusu. Bunu hiç unutmayacaksınız.

“İslâm kimdir?” diye sorduklarında cevabınız şu alacak: “Allah’a teslim olan kişi; gerçek İslâm odur.” Ama Allah’a ulaşmayı dilemiş kişi, teslim olamadan ölmüş. O da İslâm’dır. Allah’a teslim etmeyi istemiş kendisini. Ama İslâm’ın 5 şartını yaşıyor: Namaz kılar, oruç tutar, zekât verir, hacca gider, kelime-i şahadet getirir. Ama Allah’a ulaşmayı dilemez. Sevgili kardeşlerim! Onlar için Allahû Tealâ’nın bir garantisi yok. İslâm’ın, bir insanın 7 kat cennetine ulaşmasının standartlarını Allahû Tealâ veriyor:

1. Allah’a ulaşmayı dileyip de ölürse 1. kat cennet,
2. Mürşidine tâbî olup da ölürse 2. kat cennet,
3. Ruhunu Allah’a ulaştırıp da ölürse 3. kat cennet,
4. Fizik vücudunu teslim ederse 4,
5. Nefsini teslim ederse 5. kat cennet,
6. Muhlis olursa 6. kat cennet,
7. İradesini teslim ederse 7. kat cennet.

Yani bir insan İslâm’ın 5 şartını yerine getirse ama Allah’a ulaşmayı dilemese Allah’ın cennetine giremez. Şeytan, İslâm âlemine korkunç bir tuzak kurmuş ve bunu başarıyla uyguluyor.

Çünkü insanlar İslâm’ın 5 şartının ötesinde bir şeyin farz olduğunu bile bilmiyorlar. Sevgili kardeşlerim! Unutmayın, dîniniz İslâm dîni; yani teslim dîni. “Silm” kökünden geliyor “İslâm” kelimesi de “teslim” kelimesi de. İslâm, “teslim olan” demek zaten.  Sevgili hocalarımızla bu konuyu konuştuğumuz zaman bize; “Yeter!” diyorlar. “Biz İslâm’ın 5 tane şartını yerine getiririz; namaz kılarız, oruç tutarız, zekât veririz, hacca gideriz, kelime-i şahadet de getiririz.” Olmaz sevgili kardeşlerim! Olmaz. Allahû Tealâ dînimize “İslâm dîni” diyor ve cennetlerin ayırımına Allahû Tealâ şöyle bir standart içinde yön veriyor:

1. Allah’a ulaşmayı dileyip de ölen bir kişi 1. kat cennete girer.
2. Mürşidine tâbî olup ölen kişi 2. kat cennete,
3. Ruhunu Allah’a ulaştıran kişi 3. kat cennete,
4. Fizik vücudunu teslim eden 4. kat cennete,
5. Nefsini teslim eden 5. kat cennete,
6. Muhlis olan 6. kat cennete,
7. İradesini de Allah’a teslim eden kişi 7. kat cennete girer.

Bu kanunu hiç unutmayın sevgili kardeşlerim!

Allah razı olsun.

Benzer konular