Hidayete ulaşmak bu kadar kolayken, birçok insanın hidayeti bilmemesinin sebebi nedir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Hidayete ulaşmak bu kadar kolayken, birçok insanın hidayeti bilmemesinin sebebi nedir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Hidayete ulaşmak bu kadar kolayken, birçok insanın hidayeti bilmemesinin sebebi nedir?

İslâm’ın 5 şartı: Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek.

Sevgili kardeşlerim! Bunların hepsi farz mı? Farz. Ama Kur’ân-ı Kerim 7’li bir sistemle kurulmuş. 6 ve 7.’nin de olması lâzım:

• Mutlaka Allah'a ulaşmayı dilemek (6),
• Allah’a teslim olmak (7).

Acaba şimdi dînimize niçin İslâm dîni denildiğini yani ‘teslim olma dîni’ denildiğini anladık mı? Bizim dînimiz İslâm dîni yani teslim dîni. Kime teslim dîni? Allah’a teslim dîni… Şimdi zamanımıza ve zamanımızdaki dîn âlimlerine şöyle bir göz atalım. Bir de bakıyoruz ki, felâket.

Sevgili kardeşlerim! Ne ilâhiyat fakültelerinde ne daha aşağı seviyelerdeki okullarda 7 safha ve 4 teslimin yer almadığını görüyoruz. İslâm’ın 5 şartına kilitlenen bir dîn anlayışı… Hepsi farz mı? Evet. Namaz kılmak farz, oruç tutmak farz, zekât vermek farz, hacca gitmek farz, kelime-i şahadet getirmek farz. Bu 5 tane farz hiç kimseyi cennete ulaştıramaz.

Sevgili kardeşlerim! İslâm âleminin karşısında nasıl büyük bir tehlikenin var olduğunu anlatabiliyor muyum acaba? Bir insanın 1. kat cennete girebilmesi mutlaka Allah'a ulaşmayı dilemesine bağlıdır. Dilemezse o kişi asla 1. kat cennete giremez. Mürşidine tâbî olmayan kişi hiçbir şekilde 2. kat cennetin sahibi olamaz. Ruhunu Allah’a ulaştıran kişi, ancak o 3. kat cennetin sahibi olabilir. Nasıl ulaştırmıştır? Çünkü Allah’tan sormuşsa mürşidini, o mürşide ulaşmışsa, ona tâbî olmuşsa; mürşidi nerede olursa olsun, bu neticeyi değiştirmez. Benim mürşidim ülkenin öbür ucundaydı; Muhammed Raşit Hazretleri… Ben de İstanbul’daydım. Türkiye’nin bir ucundan öbür ucuna kadar gidip mürşidimizi bulduk. Ona tâbî olduk. Çünkü Allahû Tealâ benim kıldığım hacet namazlarının hepsinde bana onu gösterdi; Muhammed Raşit Hazretleri’ni.

Öyleyse sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın emirleri var. O emirleri yerine getirmekle mükellefiz ve Çin’de, Yemen’de olsa o mürşide, Allah’ın hacet namazını kıldığımız zaman bize gösterdiği mürşide ulaşmamız temel şarttır. Hiç siz bizden; “Gelin bana tâbî olun” diye bir şey duydunuz mu sevgili kardeşlerim? Herkes mürşidini Allah’tan sormak mecburiyetindedir. Allah’tan soracaktır. Allah’ın gösterdiği mürşide ulaşacaktır ve ona tâbî olacaktır. Allah’ın kanunu budur. İşte Allahû Tealâ ile olan ilişkilerinizde sevgili kardeşlerim, bu aslî unsurları hiç unutmamalısınız ve göreceksiniz ki; o zaman Allahû Tealâ sizi mutlaka Kendisine ulaştıracaktır. Kur’ân-ı Kerim’deki ifade; “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım” tarzında. Allahû Tealâ böyle söylüyor.

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


Öyleyse Allahû Tealâ ki; sözünü 100 üzerinden 100’le mutlaka ama mutlaka gerçekleştirir. O zaman kişilerin hacet namazını kılıp Allah’tan mürşidlerini sorması temel şarttır. Mürşid Allah’tan sorulur. Ve hacet namazını kıldı, göstermedi Allahû Tealâ. Bir daha kılacak. Hacet namazını kıldı, göstermedi Allahû Tealâ. Bir daha kılacak. Üçüncüye kadar bunun gerçekleştiğini görecek.

Bütün insanlar için mürşide tâbiiyet farzdır. Çünkü dînimiz İslâm dînidir. Yani İslâm demek “teslim olan” demek; teslim dîni. Kime teslim? Allah’a teslim… Neyimizi teslim? Ruhumuzu, vechimizi, nefsimizi, irademizi; hepsini birer birer Allah’a teslim etmekle mükellefiz. Peki, ancak böyle mi cennete girebiliriz? Yo(k), daha biz Allah'a ulaşmayı dilemiş olsak da ölsek ki; 1. adım, 1. kat cennetin sahibi oluruz. Yaşarsak, mutlaka mürşidimize tâbî olmak içimizden gelecektir. Allah'a ulaşmayı dilemişsek gelmemesi mümkün değildir. Mürşidimize tâbî olup da ölsek 2. kat cennetin sahibi olarak ölürüz. Yaşarsak, Allahû Tealâ verdiği sözü tutacaktır. Neydi verdiği söz? “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.”

İşte Allahû Tealâ kişiyi 7 tane gök katını aşırıp, 7. gök katında 7 tane âlemden geçirip sonunda Sidretül Münteha’dan dikey bir yolculukla Allah’ın Zatı’na ulaştırır. İşte kişi ermiş evliya olmuştur. Ruhunu Allah’a ulaştırmıştır. Bu sebeple, ruhunu Allah’a teslim etmesi söz konusu olması sebebiyle dînimizin adı İslâm dînidir yani teslim dînidir. Peki, ruhumuzu Allah’a teslim etmemiz bizim cennete girmemizi mutlaka sağlar mı? Hem de 3. kat…

• Bir kişi Allah'a ulaşmayı dileyerek ölse öteye geçemeden, mürşidine tâbî olamadan ölse 1. kat cennetin sahibi olarak ölür, Allah'a ulaşmayı dilemişse.
• Aynı kişi yaşıyorsa, mürşidine mutlaka tâbî olmak gereğini duyacaktır. Hacet namazını kılacak, Allah’tan mürşidini soracak, Allah’ın gösterdiği mürşide ulaşacak ve onun bulunduğu yere gittiğinde tâbî olacaktır. Cereyan geçer geçmez o kişiye (mürşidinden cereyan mutlaka geçer), geçtiği anda o kişi 2. kat cennetin sahibidir.
• Sonra o kişinin ruhu vücudundan ayrılacaktır bu noktada ve 7-8 aylık, genel olarak 7 aylık bir devrede ruh 7 tane gök katını aşacak ve Allah’ın Zatı’na ulaşacaktır. İşte bu kişi ermiş evliyadır. Ruhunu Allah’a ulaştırarak ruhunu Allah’a teslim etmiş kişidir. Peki, olay burada bitiyor mu? Hayır, bitmiyor.
• Daha sonra fizik vücudumuzu teslim etmemiz söz konusu. Bunu teslim ettiğimiz zaman 4. kat cennetin sahibiyiz.
• Daha sonra nefsimizi Allah’a teslim etmek durumundayız; 5. kat cennet.
• Muhlis olmak mecburiyetindeyiz; 6. kat cennet.
• İrademizi Allah’a teslim etmek mecburiyetindeyiz; 7. kat cennet.

7 tane cennetin varlığıyla insanın manevi tekâmülünün bir paralellik arz ettiğini net olarak görüyoruz sevgili kardeşlerimiz!

Allah razı olsun.

Benzer konular