"Hanif dîninin yani İslâm’ın 1. safhasında Allah’ın bize indirdiği ve üzerimize farz kıldığı emri dünya hayatında ruhen Allah’a ulaşmayı dilemektir." diyebilir miyiz? "Ancak Allah’a ulaşmayı dileyen kişilerin bir kısım günahlarını örterek sevaplarını günahların ötesine geçirerek Talâk-5’e göre ecrini büyütür." diyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Takva » "Hanif dîninin yani İslâm’ın 1. safhasında Allah’ın bize indirdiği ve üzerimize farz kıldığı emri dünya hayatında ruhen Allah’a ulaşmayı dilemektir." diyebilir miyiz? "Ancak Allah’a ulaşmayı dileyen kişilerin bir kısım günahlarını örterek sevaplarını günahların ötesine geçirerek Talâk-5’e göre ecrini büyütür." diyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

"Hanif dîninin yani İslâm’ın 1. safhasında Allah’ın bize indirdiği ve üzerimize farz kıldığı emri dünya hayatında ruhen Allah’a ulaşmayı dilemektir." diyebilir miyiz? "Ancak Allah’a ulaşmayı dileyen kişilerin bir kısım günahlarını örterek sevaplarını günahların ötesine geçirerek Talâk-5’e göre ecrini büyütür." diyebilir miyiz?

Bakara Suresinin 223. âyet-i kerimesinde: “Allah’a karşı takva sahibi olun ve Allah’a ulaşmayı dileyerek takva sahibi olduğunuz takdirde, mutlaka O’na mülâki olacağınızı (kavuşacağınızı) da bilin. Mü’minlere müjdele.” buyuruyor.

Öte yanda Allahû Tealâ Talâk Suresinin 2. âyet-i kerimesinde: “İşte bununla Allah’a ve ahiret gününe îmân edenlere öğüt verilir. Kim Allah’a karşı takva sahibi olursa (Allah’a ulaşmayı dilerse), Allah ona bir çıkış yolu gösterir.”

Talâk Suresinin 3. âyet-i kerimesinde: “Ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah’a tevekkül ederse, O ona yeter. Elbette Allah, Kendi emrini yerine getirip gerçekleştirendir. Allah herşey için bir ölçü kılmıştır.”

Talâk Suresinin 4. âyet-i kerimesinde: “Kim Allah’a karşı takva sahibi olursa, Allah ona işinde bir kolaylık gösterir.”

Talâk Suresinin 5. âyet-i kerimesinde: “Bu Allah’ın size indirdiği emridir. Kim Allah’a karşı takva sahibi olursa, Allah kötülüklerini örter ve onun ecrini büyütür.” buyuruyor.

Hanif dîninin yani İslâm’ın 1. safhasında Allah’ın bize indirdiği ve üzerimize farz kıldığı emri: “Dünya hayatında ruhen Allah’a ulaşmayı dilemektir.” diyebilir miyiz? “Ancak Allah, Allah’a ulaşmayı dileyen kişilerin bir kısım günahlarını örterek, sevaplarını günahlarının ötesine geçirterek Talâk Suresinin 5. âyet-i kerimesindeki gibi ecrini büyütür.” diyebilir miyiz?
    
Evet. Durum aynen böyle. Bakara Suresinin 223. âyet-i kerimesi:

2/BAKARA-223: Nisâukum harsun lekum, fe’tû harsekum ennâ şi’tum ve kaddimû li enfusikum vettekûllâhe va’lemû ennekum mulâkûh(mulâkûhu), ve beşşiril mu’minîn(mu’minîne).
Kadınlarınız sizin için tarladır. O halde tarlanıza nasıl dilerseniz öyle yaklaşın. Ve kendiniz için (derecelerinizi arttıracak ameller) takdim edin. Ve Allah’a karşı takva sahibi olun ve O’na mülâki olacağınızı (kavuşacağınızı) bilin. Ve mü’minleri müjdele.


“Kadınlarınız sizin için kadınlarınız bir tarladır. O halde tarlanıza gerçekten dilediğiniz şekilde yaklaşın. Kendi nefsleriniz için ileriye dönük hazırlık yapın. Ve Allah’a karşı takva sahibi olun ve Allah’a ulaşmayı dileyerek takva sahibi olduğunuz takdirde, mutlaka O’na mülâki olacağınızı (kavuşacağınızı) da bilin.”

Takva sahibi olmayı, Allahû Tealâ burada çok açık bir şekilde, ‘Allah’a ulaşmayı dilemek’ olarak almış. Ve çünkü “Takva sahibi olduğunuz takdirde, mutlaka O’na ulaşacağınızı bilin.” diyor. Bu takva sahibi oluş, -bizim sevgili açıklamacılara bakarsanız- Allah’tan korkan herkesi, o zaman Allahû Tealâ Kendisine ulaştırmış oluyor. Çünkü takva sahibi olmak, Allah’tan korkmak demek. Lügat mânâsı o diye, 7 tane takvanın 7’sini de ‘Allah’tan korkmak’ olarak değerlendiriyorlar. Çok büyük bir hataya sebebiyet veriyorlar.

7 takvanın;

Birincisinde Allah’a ulaşmayı dilemek vardır.
İkincisinde irşad makamına ulaşıp tâbiiyet vardır.
Üçüncüsünde ruhu Allah’a ulaştırıp teslim etmek vardır.
Dördüncüsünde fizik vücudu teslim,
Beşincisinde nefsi teslim etmek vardır.
Altıncısında, 6. takvada irşada ulaşmak,
Yedinci takvada iradeyi Allah’a teslim etmek vardır.  

Bu geniş spektrum içinde, takvanın hepsini -nerede takva kelimesi görürseniz- ‘Allah’tan korkmak’ parantezine alırsanız, o zaman Kur’ân-ı Kerim size hiçbir şey söylemez. Kur’ân-ı Kerim’i rafa kaldırmış olursunuz.

Şu anda İslâm öğreticilerinin çok büyük bir kısmının durumu ne yazık ki budur. 23 tane Kur’ân-ı Kerim mealinde durumun ne olduğunu acı acı müşahede ediyoruz. Bizim ihtar konusunun arkasından bilgisayara koyduğumuz o kitabı dikkatle inceleyin. Âyetlerin nasıl örtüldüğü konusundaki kitap. Hidayet kavramının, asırlarca konunun adım adım ihmal edilmesiyle nasıl örtüldüğü, nasıl yok edildiği kitapta açıklanıyor. Allahû Tealâ burada açıkça söylüyor.
 
Talâk Suresinin 2. âyet-i kerimesi:

65/TALÂK-2: Fe izâ belagne ecelehunne fe emsikûhunne bi ma’rûfin ev fârikûhunne bi ma’rûfin ve eşhidû zevey adlin minkum ve ekîmûş şehâdete lillâh(lillâhi), zâlikum yûazu bihî men kâne yu’minu billâhi vel yevmil âhir(âhiri), ve men yettekıllâhe yec’al lehu mahracâ(mahracen).
Böylece onların (boşadığınız hanımlarınızın) bekleme süreleri tamamlandığı (iddetleri sona erdiği) zaman artık onları marufla (örfe uygun olarak güzellikle ve iyilikle) tutun (barındırın) veya marufla onlardan ayrılın (onları iyilikle serbest bırakın). Ve sizden adalet sahibi iki kişi şahitlik etsin (şahit olsun). Şahitliği Allah için yapın. Allah’a ve ahir güne (Allah’a ulaşma gününe) inanan kimseye işte bununla vaazedilir (böyle yapması istenir). Ve kim Allah’a karşı takva sahibi olursa, (Allah) ona bir çıkış yeri nasip kılar.


“Sonra 3 iddet yani bekleme sürelerine ulaştıkları zaman artık onları mâruf (bilinen güzel bir tarz üzere) tutun ya da mâruf üzere onlardan ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de şahit tutun. Şahitliği Allah için dosdoğru yerine getirin. İşte bununla Allah’a ve ahiret gününe îmân edenlere öğüt verilir.”

“ve men yettekıllâhe yec’al lehu mahrecâ(mahrecen): Kim Allah’a karşı takva sahibi olursa, Allah ona bir çıkış yeri gösterir.”

Talâk Suresinin 3. âyet-i kerimesi:

65/TALÂK-3: Ve yerzukhu min haysu lâ yahtesib(yahtesibu), ve men yetevekkel alâllâhi fe huve hasbuhu, innallâhe bâligu emrihî, kad cealallâhu li kulli şey’in kadrâ(kadren).
Ve hesap etmediği (aklına gelmeyen) bir yerden onu rızıklandırır. Kim Allah’a tevekkül ederse, artık ona O (Allah) kâfidir. Muhakkak ki Allah, emrini (işini) yerine getirendir. Allah herşey için bir kader tayin etmiştir.


“Ve onu hesaba katmadığı bir yerden rızıklandırır. Kim de Allah’a tevekkül ederse, ona yeter. Elbette Allah, Kendi emrini yerine getirip gerçekleştirendir. Allah herşey için bir ölçü kılmıştır.”

Talâk Suresinin 4. âyet-i kerimesi:

65/TALÂK-4: Vellâî yeisne minel mahîdı min nisâikum inirtebtum fe iddetuhunne selâsetu eşhurin vellâî lem yahıdne, ve ulâtul ahmâli eceluhunne en yada’ne hamlehunn(hamlehunne), ve men yettekıllâhe yec’al lehu min emrihî yusrâ(yusran).
Ve eğer hayzdan (adetten) kesilmiş olan kadınlarınızdan şüphe ederseniz, o taktirde onların iddeti (müddeti) 3 aydır ve henüz hayz (adet) olmamış kadınların da (iddeti 3 ay). Yüklü olan (hamile) kadınların müddetleri ise yüklerini bırakıncaya (doğum yapana) kadardır. Ve kim Allah’a karşı takva sahibi olursa, (Allah) işinde ona kolaylık sağlar.


“Kadınlarınızdan artık adetten kesilmiş olanlarla, henüz adeti aşmamış olanların iddet bekleme sürelerini eğer 3 ay olarak düşünecek olursanız bilin ki 3 aydır. Hamile kadınların bekleme süresi ise yüklerini bırakmalarıyla biter. Kim Allah’tan korkup sakınırsa, kim Allah’a karşı takva sahibi olursa, Allah ona işinde bir kolaylık gösterir.”

Talâk Suresinin 5. âyet-i kerimesi:

65/TALÂK-5: Zâlike emrullâhi enzelehû ileykum, ve men yettekıllâhe yukeffir anhu seyyiâtihî ve yu’zım lehû ecrâ(ecran).
İşte bu, Allah’ın size indirdiği emridir. Ve kim Allah’a karşı takva sahibi olursa, onun günahlarını örter. Ve onun ecrini azamî artırır.


zâlike emrullâhi enzelehû ileykum, ve men yettekıllâhe yukeffir anhu seyyiâtihî: Bu, Allah’ın size indirdiği emridir. Ve kim Allah’a karşı takva sahibi olursa, Allah onun seyyiatini örter.
ve yu’zım lehû ecrâ(ecren): Ve onun ecrini azîm kılar (büyütür).

Allahû Tealâ diyor ki Bakara Suresinin 223. âyet-i kerimesinde: “Allah’a karşı takva sahibi olun. Ve Allah’a ulaşmayı dileyip takva sahibi olduğunuz takdirde, mutlaka O’na mülâki olacağınızı (kavuşacağınızı) da bilin.” Mutlaka Allah’a mülâki olmak, ulaşmak. “Mü’minleri müjdele.” diyor. Âmenû olduğu anda kişi, mü’min olmak şerefine eriyor. O, Allah’a ulaşmayı dileyen kişidir.
 
Talâk Suresinin 2. âyet-i kerimesinde: “İşte bununla Allah’a ve ahiret gününe îmân edenlere öğüt verilir. Kim Allah’a takva sahibi olursa, Allah ona bir çıkış yolu gösterir.” Yani Allah’a ulaşmayı dilerse, Allah’a ulaşma yolu.

Talâk Suresinin 3. âyet-i kerimesi: “Ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah’a tevekkül ederse, O ona yeter.” Elbette tevekkül eden, zaten Allah’a ulaşmayı dileyen kişidir. Sadece Allah’a ulaşmayı dileyenler Allah’ı kendilerine vekil edenlerdir. “Allah herşey için bir ölçü kılmıştır.”

Talâk Suresinin 4. âyet-i kerimesi: “Kim Allah’a karşı takva sahibi olursa yani Allah’a ulaşmayı dilerse, Allah ona işinde bir kolaylık gösterir.”

Talâk Suresinin 5. âyet-i kerimesinde: “Bu Allah’ın size indirdiği emridir. Kim Allah’a karşı takva sahibi olursa, Allah kötülüklerini örter ve onun ecrini büyütür.” buyuruyor.

“İslâm’ın, hanif dîninin yani İslâm’ın 1. safhasında Allah’ın bize indirdiği ve bize farz kıldığı emri: ‘Dünya hayatında ruhen Allah’a ulaşmaktır.’ diyebilir miyiz?”

Elbette. Âyetlerin açıklamasında da söylediğimiz gibi kim Allah’a ulaşmayı dilerse, 1. safhasında, Allahû Tealâ’nın bu emrini yerine getirmiş ve Allah’a ulaşmayı dilemiş olur.

“Allah, ancak Allah’a ulaşmayı dileyen kişilerin günahlarını örterek, sevaplarını günahlarının ötesine geçirterek, onun ecrini büyütür.” diyebilir miyiz?

Burada ifade çok açık bir şekilde geliyor: “Bu Allah’ın size indirdiği emridir.”

zâlike emrullâhi enzelehû: Bu, Allah’ın size indirdiği emridir.
ve men yettekıllâhe: Ve kim Allah’a karşı takva sahibi olursa yani Allah’a ulaşmayı dilerse.
yukeffir anhu seyyiâtihî: Allah ondan seyyiatlerini örter.
ve yu’zım lehû ecrâ(ecren): Ve onun ecrini büyütür (azîm kılar).

Nasıl büyütecek? Sevaplarına ekleme yaparak.

Allahû Tealâ hepimize şu dünya hayatında yaşarken neler yapmamız lâzım gerektiği konusunda bilgileri göndermiş.

 

Benzer konular