Davete icabet etmekle müzeyyen olma arasında bir ilişki var mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Davete icabet etmekle müzeyyen olma arasında bir ilişki var mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Davete icabet etmekle müzeyyen olma arasında bir ilişki var mıdır?

Sadece davete icabet edenler müzeyyen olabilirler. Sadece davete icabet edenler isyandan kurtulabilirler. Sadece davete icabet edenler küfürden kurtulabilirler. Davete icabet Allahû Tealâ’nın temel emridir. İki tane davet var.

1. Allah’a ulaşmayı dilemeye davet.
2. Allah’a ulaşmaya davet.

Ancak Allah’a ulaşmaya davet edilenler, Allah’a ulaşmaya davete icabet edebilirler. Allah’a ulaşmayı dilemeye, dileme konusundaki davete icabet etmedikçe, hiç kimse Allah’a ulaşma davetine icabet edemez. Birinci etap, Allah’a ulaşmayı dilemektir. Bu kişi Allah’a inanıyor. Allah’a insan ruhunun ölmeden evvel ulaşmasına inanıyor. İki, bunun üzerine farz olduğuna inanıyor. Bu babta, Allah’ın Kur’ân hükümlerini gördüğü zaman, Allah’a ulaşmayı diliyor. Dilediği andan itibaren beş, altı dakikalık bir zaman parçasında, o kişinin bütün günahları örtülür ve hassaları da uzuvları da engellerden kurtulur. Bu noktaya kadar da bu Allah’a yönelmedir. Bu noktadan sonrada 14. basamağa kadar da bu Allah’a yönelmedir. Allah’a ulaşmayı dileme daveti burada bitmiştir. Bundan sonra Allah’a ulaşma davetinin icabeti başlar. Çünkü Allahû Tealâ, buraya kadar yapacaklarını yapıyor, o kişiyi hazır hale getiriyor. Bundan sonra yönelme faslı başlar ki, bu Allah’a ulaşma davetine icabettir. Dileme daveti 7. basamakta tamamlanır. Ondan sonra Allah’a yönelmenin 2. safhası başlar. 7. basamakla 14. basamak arasında, Allah kişinin kalbine ulaşır. Kalbinin nur kapısını Allah’a çevirir. O kişinin göğsünden kalbine nur yolu açar. Allah’tan zikirle gelen nurlar, kişinin kalbine ulaşır. Ve  % 2 rahmet girince kalbine, kişi huşu sahibi olur. Ve  huşu sahibi olunca Allah’tan mürşidini sormak yetkisinin sahibi olur. Sorar ve  mutlaka cevabını alır.

Bu dizaynda, bu kişinin kalbi nurların kalp unsurlarının her biri tahakkuk ettikçe, müzeyyen olacaktır. Kalbinde ne yapyı Allahû Tealâ? Kalbin mührünü açtı. Ne yaptı? Kalbindeki ekinneti aldı. Ne yaptı? Kalbine ihbat koydu. Ne yaptı? Kalbine ulaştı. Ne yaptı? Kalbinin nur kapısını Allah’a çevirdi. Ne yaptı? Kalbinden göğsüne nur yolu açtı. Kalbe nurların girmesini sağladı. Müzeyyen olma müessesesi, kalbine bu nurlar Allah’ın nurları girmeye başladığı andan itibaren, geçerlidir. Kalp süslenmeye başlamıştır. Ama daimî zikre ulaşıncaya kadar, geçen zaman devresi içerisinde bu kalplerin müzeyyen olma müessesesi, Allahû Tealâ’nın müzeyyen olma dediği istikamette geçerli değildir. Müzeyyen olmanın başlangıç noktası, ihlâs makamının bitişinden, kişinin daimî zikre ulaşması noktasından başlar. Ne zaman? Fizik vücudun Allah’a teslimi tamamlanırsa, kişinin daimî zikre ulaşması söz konusu olursa, ikisi aynı anda tahakkuk eder. Daimî zikir, fizik vücudun tesliminin tamamlandığını, artık nefsin tesliminin gerçekleştiğini gösterir. Fizik vücut teslimini Allahû Tealâ’ya teslimini 25. basamakta gerçekleştirir. Bu teslimin tamamlanıp, yeni bir safhaya geçmesi kişinin, nefsin teslimine geçmesi ancak daimî zikirde mümkündür. O zaman nefsini de kişi teslim edecektir. Fizik vücut teslim edilmiş olmalıdır ki, nefste Allah’a teslim olsun. Fizik vücudun teslimi 25. basamakta gerçekleşir. Nefsin kalbindeki nurlar % 81’i bulunca fizik vücut teslim olur.

Ötesi nefsin teslimidir. Ve  müzeyyen olma 26. basamakta başlayan (ulûl’elbab) makamıyla başlayan, 7 mertebe. İhlâs makamında 7 mertebe devam eden, salah makamında da 5 mertebe devam eden, 19 mertebeden oluşan bir sistemdir.

Benzer konular